Kadınların Servikal Mukusu, Bazı Spermleri Diğerlerine Tercih Ediyor!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Kısırlığın birçok nedeni vardır; ancak yine de kimi zaman doktorlar çiftlerin neden çocuk sahibi olma konusunda zorluk yaşadıklarını açıklayamazlar. Bilim insanları, vücudumuzun döllenmeyi engellediği başka bir yol daha buldular.
19 Ağustos 2020'de Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar bir hücre grubu olan insan lökosit antijen (HLA) sistemini -bağışıklık sisteminin kendini yabancı olanlardan ayırmak için kullandığı bir grup yüzey proteinlerini- kodlayan genler için, daha az benzer dizilere sahip kadınlardan alınan servikal mukusta, spermin daha iyi çalıştığını buldular.[1] Daha benzer genotiplerle bakıldığında, spermin servikal mukusa maruz kaldığında hayatta kalma olasılığı daha düşük çıkıyor. Bu çalışmada yer almayan, Birleşik Krallık'taki East Anglia Üniversitesindeki biyolog David Richardson şöyle diyor:
Buna benzer sonuçların çoğu başka hayvanlarda da görüldü... fakat tabii ki bunu insanlarda anlamanın farklı bir önemi var.
Örneğin kuşlarda ve balıklarda, HLA sisteminin hayvan eşdeğeri olan ana histo-uyumluluk kompleksi (MHC) için farklı genlere sahip olmanın; eş seçimini, gamet uyumluluğunu ve nihai döllenmenin başarısını etkilediği açıktır. Bunu müteakiben, MHC allel çeşidinin yavruları daha geniş bir patojen yelpazesiyle yüzleşmeye hazırladığı ve bu nedenle hayatta kalma şanslarını artırdığı düşünülmektedir.
İnsanlarda, önceki çalışmalar, erkeklerin ve kadınların daha az benzer HLA dizilerine sahip bireylerden gelen vücut kokusunu tercih ettiğini göstermiştir. Bu, bir tür "çiftleşme öncesi cinsel seçilim"dir. Araştırmacılar, ayrıca HLA'ların sperm yüzeyinde bulunabileceğini ve bu çözünür HLA'ların rahim ağzındaki bezler tarafından salınan sıvı olan servikal mukusta bulunduğunu belirlediler; bu durum, iyi eşleşmiş bir yumurta ve spermin insanlarda da bir etken olma olasılığını artırdı. Eastern Finland Üniversitesinde biyolog olan Jukka Kekäläinen şöyle diyor:
Pek çok hayvan türünde, tüm erkek-dişi kombinasyonları gamet düzeyinde eşit derecede uyumlu değildir. İnsanlarda gamet uyumluluğuna dair bilgiler sınırlıdır ve insan kısırlığına dair fikir verebilir. Tıpta bu tür bir uyumluluk için rutin bir test bulunmuyor. Normalde, doktorlar sadece sperm kalitesinin iyi görünüp görünmediğini ve kadınlarda kısırlığı kolayca açıklayabilecek herhangi bir sorun olup olmadığını incelerler.
Bu soruyu yanıtlamaya başlamak için Kekäläinen ve meslektaşları, dokuz kadından servikal mukus örnekleri ve sekiz erkekten sperm örnekleri topladı. Araştırmacılar, ayrıca her bir deneğin HLA sekanslarını genotipledi. Sonra, seyreltilmiş servikal mukus ve spermden birer örnek içerecek olası bütün ikili kombinasyonları oluşturdular ve her senaryoda spermin nasıl ilerlediğini gözlemlediler. Spermin, daha az genetik benzerlik paylaşan erkek-dişi kombinasyonlarında hayatta kalma olasılığı daha yüksekti, bu da immünolojik uyumluluğun doğurganlığı etkileyebileceğini gösteriyor. Bu çalışmaya dahil olmayan, Max Planck Evrimsel Biyoloji Enstitüsü'nden biyolog Tobias Lenz şöyle diyor:
Çocuğunuzun yüksek bir bağışıklık sistemi için patojenleri tanımaya en uygun şekilde ayarlanması adına eşinizi seçmenin avantajlı olabileceği oldukça olası.
Yazarların makalede yazdığı gibi, HLA genotipinin çiftleşme sonrası cinsel seçilimi nasıl etkileyebileceği sorusu, farklı döllenme düzeylerine yol açıp açmadığını test etmek için daha fazla araştırma gerekiyor. Lenz, şöyle diyor:
Şimdi daha geniş bir bağlamda ve daha büyük bir veri kümesiyle çalışılmalıdır. Burada, spermin döllenme başarısını etkilediği varsayılabilecek belirli uygunluk özelliklerine bakıyorlar, ancak o zaman bunu bir çalışmada gerçekten göstermek güzel olurdu.
Kekäläinen ve meslektaşları, sperm canlılığı ve HLA genotipi arasındaki bu ilişkiyi belirlediklerine göre bunun altında yatan mekanizmayı belirlemeye odaklanmayı planlıyorlar. 3 Ağustos 2020'de yayınlanan başka bir çalışmada araştırmacılar, HLA sistemi genleri ile döllenmemiş bir insan oositini çevreleyen foliküler sıvıda sperm ölümü arasında benzer bir ilişki ortaya çıkardılar.[2] Şu anda HLA'ların sperm hücrelerinin yüzeyinde bulunup bulunmadığını doğruluyorlar ve çiftleşme sonrası cinsel seçilimde başka hangi genlerin rol oynayabileceğini belirlemek için gen ifadelerini araştırıyorlar.
Richardson, bu mekanizmaların kuşlardakinin veya balıklardakinin aksine, insanlarda daha canlı ve sağlıklı yavrular üretip üretmediğini belirlemenin zor olduğunu söylüyor.
Diğer türler hakkında bildiklerimiz göz önüne alındığında bu şaşırtıcı olmazdı ama açıkça görülüyor ki doğurganlık tedavisi için bu pek çok fırsat açacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 12
- 9
- 6
- 5
- 3
- 3
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Scientist | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Jokiniemi, et al. (2020). Post-Copulatory Genetic Matchmaking: Hla-Dependent Effects Of Cervical Mucus On Human Sperm Function. Proceedings of the Royal Society B, sf: 20201682. doi: 10.1098/rspb.2020.1682. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Jokiniemi, et al. (2020). Gamete-Level Immunogenetic Incompatibility In Humans–Towards Deeper Understanding Of Fertilization And Infertility?. Heredity, sf: 281-289. doi: 10.1038/s41437-020-0350-8. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:06:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9546
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Scientist. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.