İdam Cezasının Suç Oranları Üzerinde Caydırıcı Bir Etkisi Var mı?
Virginia Mercury
- Çeviri
- Hukuk
- Etik (Ahlak Felsefesi)
Bu Makalede Neler Öğreneceksiniz?
- İdam cezasının cinayet oranını düşürdüğüne dair güvenilir hiçbir istatistiksel kanıt bulunmamaktadır ve caydırıcılık etkisi bilimsel araştırmalarca desteklenmemektedir.
- İdam cezası uygulamaları uzun yargı süreçleri nedeniyle yüksek maliyetlidir ve müebbet hapis cezasına kıyasla daha pahalıya mal olmaktadır.
- İdam cezasına harcanan kaynaklar, suçla mücadelede daha etkili olan polis istihdamı ve suç aydınlatma gibi yöntemlere yönlendirilmelidir.
İdam cezası son derece maliyetli, tartışmaya açık ve kamplaşmaya sebep olan bir meseledir. Bu nedenle, eğer gerçekten yaşam kurtardığı gösterilemiyorsa, açıkça yürürlükten kaldırılması gerekir. Avrupa Birliği ve dünyadaki 101 ülkede zaten kaldırılmıştır. Peki idam cezası sahiden de yaşam kurtarır mı? Bu konuya dair önemli noktaları ve eldeki delilleri inceleyelim.
Kimileri idam cezasının caydırıcı olup olmamasıyla ilgili sorunun teorik bir mesele olarak tartışmaya açılabileceğini düşünüyor: Onlara göre idam cezası, diğer cezalardan daha ağır olduğuna göre, daha az cinayete yol açmalıdır. Ancak öyle görülüyor ki bu iddia modern idam cezasının kompleks yapısını büyük oranda gözden kaçırmaktadır. Öncelikle, kuramsal yaklaşım bize, devlet eliyle gerçekleştirilen infazların bir gösteri hâline gelmesinin, marjinal bireylerin kendi şikâyet ve öfkelerinin benzer bir misillemeyi hak ettiğini düşünerek aynı türden şiddet eylemlerine yönelip yönelmediğini söylemiyor. Her ne kadar başka suçlular idam cezası uygulandığından ötürü suçtan caydırılmış olsa da bu yolla önüne geçilen suçların, olası vahşileştirme etkisinden (devlet eliyle cinayetin suç işleme eğilimli kişileri vahşice düşünmeye motive etmesi) daha ağır basıp basmayacağı sorusu hâlâ ortada kalıyor.
İkinci olarak idam cezası uygulaması –en azından ABD'de– epey maliyetli. İdam cezası ile sonuçlanan her dava, yıllar boyu süren çeşitli yasal temyiz süreçlerinden geçer ve bunlar yargıçların, savcıların ve sanık avukatlarının kıymetli zamanından çalar; tüm bu işlerin masrafları da büyük ölçüde devlet tarafından karşılanır.
Bu meseleye dair elimizdeki en güvenilir araştırmalar, müebbet hapis cezasının maliyetinin daha az olduğuna işaret ediyor. Malum birini hapse atmak, kişiyi hapse atıp idam cezası verilip verilmeyeceğini tartışmak için yıllarca ve hatta on yıllarca bir hukuk ekibine ödeme yapmaktan çok daha ucuz. Örneğin Kaliforniya'da idam cezası, ölüm hücresindeki olanlar için yaşlılık ve intiharın ardından üçüncü sırada gelmektedir.
Bazıları, uzun süren temyiz süreçlerinin gereksiz bir yük olduğunu ve cezanın daha ucuz ve hızlı uygulanabilmesi için bu süreçlerin ortadan kaldırılması gerektiğini savunabilir. Fakat böylesi yargı sürecini kısaltmaya yönelik her türlü çabanın ne kadar riski olduğunu, idam mahkûmlarının büyük bir kısmının beraat ettiği gerçeğine baktığımızda görebiliriz. İdam cezası yürürlüğe koymanın kaçınılmaz sonucu birkaç masum sanığı öldürmek olacaktır, işte tam da bundan ötürü caydırıcılık konusunda elimizde güvenilir ve açık bir kanıt olmadığı sürece, idam cezasını savunmak zordur.
Yeteri Kadar Bulgu Olmaması
O halde şunu sorabiliriz, caydırıcılık konusunda elimizdeki kanıtlar neyi gösteriyor? Bu sorunun yanıtı çok açık: İdam cezasının cinayet oranını düşürdüğüne dair elimizde en ufak bir güvenilir istatistiksel kanıt dahi yok. İster yalnızca ABD’nin idam cezasını yeniden yürürlüğe koyduğu dönemde Kanada ile ABD’deki cinayet eğilimlerini karşılaştırın ister idamı kaldırmış Amerikan eyaletleriyle idamı sürdüren eyaletleri ister 1990’lerin ortasında idamı kaldıran Hong Kong ile aynı dönemde idam uygulamasını büyük ölçüde artıran Singapur’u karşılaştırın; her durumda idam cezasının suç üzerinde tespit edilebilir bir etkisi yok. En güvenilir ekonometrik araştırmalar da aynı sonuca ulaşıyor.
Ne yazık ki tamamı yalnızca ücretli abonelikle erişilebilen bazı çalışmalar, idam cezasının caydırıcı bir etkisi olduğunu öne sürmüştür. Ancak bu çalışmaların tamamı, veri kodlama hataları, istatistiksel anlamlılığın yanlış değerlendirilmesi ya da nedensel ilişkilerin hatalı kurulması gibi sorunlar düzeltildiğinde geçerliliğini yitiriyor. 2012 yılında National Academy of Sciences'da gerçekleşen bir panel, doğrudan caydırıcılık meselesini inceledi ve idam cezasının caydırıcı etkisi olduğuna yönelik güvenilir bir delil olmadığına oybirliğiyle karar verdi.
Ayrıca raporda güvenilir kanıtların olmaması nedeniyle idam cezası tartışmalarında artık caydırıcılık meselesinin konu edilmemesi gerektiğine de yer verildi. Fakat caydırıcılık argümanı ortadan kalktığında, idam cezasını savunmaya yönelik gerekçe de ortadan kalkmış olur.
Ceza adaleti konularına aşina olanlar için caydırıcılık ile ilgili bu manzara sürpriz değil. ABD'de idam cezası verilmesi için olağanüstü derecede iğrenç bir suç işlemek gerekir. Katiller suç işledikleri anda kendilerini çok daha büyük ve anlık risklere atar. Dolayısıyla cezası sadece müebbet hapis olsa bile öldürmeyi göze alan bir sosyopatın, suçtan yıllar sonra gerçekleşecek o zayıf idam ihtimaliyle fikrini değiştirmesi neredeyse imkansız.
Gerçekten de yakayı ele verebileceğini göz önüne alan bir suçlu, müebbet hapis cezasının ağırlığının farkındadır. Yakalanmayacağını düşünen bir suçlu ise herhangi bir cezai yaptırımdan tedirgin olmaz.
İsraf Edilen Kaynaklar
Cinayet sorununu ele almanın daha etkili bir yolu idam cezası uygulamalarıyla boşa harcanacak olan kaynakları, suç oranını düşürdüğü bilinen polis istihdam etmek ve onları doğru bir biçimde eğitmek, suçları aydınlatmak gibi stratejilerde kullanmaktır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Son otuz yılda, tutuklama ve hüküm giyme ile sonuçlanan cinayetlerde bir düşüş eğilimi söz konusu. Bugün ise tüm cinayetlerin yalnızca yarıya yakını ceza alıyor. Aşağıdaki grafik, Connecticut eyaletinde tutuklama ile sonuçlanan cinayet sayısının istikrarlı bir şekilde azaldığını gösteriyor. Bu manzara ulusal bir eğilimle paraleldir. Elbette, her yakalanma/göz altına alma vakası hüküm giyme kararı ile sonuçlanmıyor, bundan ötürü de ceza alan katillerin yüzdesi grafikteki göstergelerden daha düşük.

Adalet ve caydırıcılık açısından çok daha etkili olan yol, idam cezasının kaldırılmasıyla tasarruf edilecek kaynakların, katillerin yakalanıp cezalandırılma olasılığını artırmaya ve bu kişilerin sokaklardan uzaklaştırılmasına yönlendirilmesidir.
İdam cezasının ne denli ağır bir yük oluşturduğunu somutlaştırmak gerekirse, Kaliforniya eyaletinin son 35 yıl içinde 13 kişiyi idam edebilmek için yaklaşık 4 milyar dolar harcadığını hatırlatmak yeterlidir. Bu 4 milyar dolar ile yaklaşık 80.000 polis memuru istihdam edilebilirdi; uygun biçimde görevlendirilmeleri hâlinde, bu polislerin Kaliforniya’da 466 cinayeti (ve çok sayıda başka suçu) önlemeleri beklenirdi. Bu sayı, idam cezasının olası faydalarına ilişkin en iyimser ancak artık geçerliliğini yitirmiş değerlendirmelerin dahi çok ötesindedir.
Başka bir ifadeyle, idam cezası pahalı ve verimsiz bir sistem olduğundan, bu uygulamanın sürdürülmesi, etkili olduğu bilinen suçla mücadele yöntemlerine ayrılabilecek kaynakların boşa harcanması anlamına geliyor. Bu nedenle, geçtiğimiz yaz bir federal yargıcın, Kaliforniya’daki idam cezası rejiminin meşru bir ceza hukuku amacı taşımadığı gerekçesiyle anayasaya aykırı olduğuna hükmetmesi şaşırtıcı değil.
İdam cezasının somut çıktı ve faydaları olduğunda yönelik hiçbir delil bulunmamaktadır. Ayrıca ekonomik, insani ve toplumsal maliyetleri apaçık bir şekilde göz önüne olduğundan ötürü bu cezai uygulamanın maliyetlerinin olası faydalarına nazaran daha ağır bastığına yönelik bir tartışma başlatmanın da anlamı yok.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/12/2025 21:54:39 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21962
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Conversation. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.