Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Gönderiler
Arı
Balık Çeşitliliği
Nöroloji
Tüyler
Maskeler
Sağlık Bakanlığı
Çekirdek
Sürüngen
Cinsiyet
Fil
Ölüm
Neandertaller
Kanıt
İmmünoloji
Uluslararası Uzay İstasyonu
Koruma
Yeni Koronavirüs
Fizik
Yörünge
Sahtebilim
Uzun
Amerika Birleşik Devletleri
Stephen Hawking
Diyet
Besin Değeri
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Güncel Bilim Haberleri
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
Ece Müker
Ece Müker
577.8K UP
3 Ağustos 2024
Gökbilimciler, James Webb Uzay Teleskobu ile Epsilon Indi A b adlı dev bir gaz gezegenini gözlemlediler. “Süper Jüpiter” olarak bilinen bu gezegen, Dünya’dan yaklaşık 12 ışık yılı uzaklıkta olup, yıldızının yörüngesini 100-250 yılda tamamlıyor. Epsilon Indi A b, yaklaşık altı kat daha büyük bir kütleye sahip ve hidrojen açısından zengin bir atmosfere sahip. Yeni bulgular, gezegenin yıldızının üçlü bir yıldız sisteminin parçası olduğunu ve yıldızına olan mesafesinin Dünya-Güneş mesafesinin 15 katı olduğunu ortaya koyuyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gündem
Güncel Bilim Haberleri
Ece Müker
Ece Müker
577.8K UP
9 saat önce
SpaceX, kötü hava koşulları nedeniyle Falcon 9 roketinin planlanan fırlatmasını 7 Aralık 2025’te iptal etti. Starlink 6-92 adı verilen görev, şirket tarihindeki en çok kullanılan Falcon 9 güçlendiricisi olan B1067’nin rekor kıracak 32. uçuşunu ve 2025 yılı içinde fırlatılacak 3.000’inci Starlink uydusunun alçak Dünya yörüngesine taşınmasını içeriyordu. Fırlatma, Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden bulunan tarihi LC-39A rampasından yapılacaktı.

ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı 45. Hava Filosu tarafından yapılan tahminler, fırlatma penceresi boyunca olumsuz koşulların hâkim olduğunu ve başarı şansının %50’nin altına düştüğünü gösterdi. Soğuk cephe geçişi, yağış ve gök gürültülü fırtına riski, görev için temel iptal nedeni oldu. SpaceX, en erken 8 Aralık’ta yeni bir deneme yapılabileceğini ve bu tarihte hava koşullarının %75 oranında elverişli olmasının beklendiğini açıkladı.

Görevde kullanılacak olan B1067 kodlu Falcon 9 güçlendiricisi, daha önce onlarca Starlink görevinin yanı sıra çeşitli ticari ve devlet yüklerini de taşımıştı. Bu uçuş, SpaceX’in Falcon 9 roketlerini 40 sefere kadar sertifikalandırma hedefi açısından önemli bir eşik olarak görülüyor. Erteleme, Starlink uydu ağının büyüme takviminde kısa süreli bir gecikme yaratsa da, yeniden kullanılabilir roket yaklaşımının sınırlarını test eden görevlerin devam edeceği belirtiliyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
577.8K UP
9 saat önce
NASA öncülüğünde yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, Dünya yörüngesindeki uydu sayısındaki hızlı artışın uzay teleskoplarının gözlemlerini ciddi biçimde tehdit ettiğini ortaya koyuyor. Çalışmaya göre, uydulardan yansıyan güneş ışığı teleskop görüntülerinde “uydu izleri” adı verilen parlak çizgilere yol açıyor ve önümüzdeki on yıl içinde bazı uzay teleskoplarının çektiği görüntülerin %95’ten fazlası bu nedenle kullanılamaz hâle gelebilir.

Sorunun şimdiden Hubble Uzay Teleskobu verilerinde görülmeye başlandığı belirtiliyor. 2018–2021 yılları arasında Hubble görüntülerinin yaklaşık %4’ünde uydu izleri tespit edilirken, bu oranın yakında her üç görüntüden birine çıkabileceği öngörülüyor. NASA’nın bu yıl fırlattığı SPHEREx teleskobu ile Avrupa Uzay Ajansı’nın ARRAKIHS ve Çin’in henüz fırlatılmamış Xuntian teleskopları için durumun daha da ağır olacağı; bu teleskopların görüntülerinin yaklaşık %96’sının bir şekilde kirleneceği hesaplanıyor.

Araştırmanın başyazarı NASA bilim insanı Alejandro S. Borlaff’a göre, kısa süreli ve tekrarlanması mümkün olmayan kozmik olaylar — örneğin uzak bir galaksede gerçekleşen ani bir süpernova patlaması — bir uydu geçişiyle tamamen kaçırılabilir. Son dört yılda, önceki 70 yıllık uzay uçuşları boyunca fırlatılanlardan daha fazla uydunun yörüngeye yerleştirilmesi, sorunun temel nedeni olarak gösteriliyor. Aralık 2025 itibarıyla yörüngede 10 binden fazla aktif uydu bulunuyor; bunların büyük kısmı SpaceX’in Starlink ağına ait.

Bilim insanları, uydu izlerinin yalnızca uzay teleskoplarını değil, yer teleskoplarının gözlemlerini de olumsuz etkilediğini vurguluyor. Amerikan Astronomi Derneği ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği, uydu çarpışmaları, uzay çöpleri ve astronomik gözlemler üzerindeki etkiler nedeniyle daha sıkı uluslararası düzenlemeler çağrısında bulunuyor. Bulgular, uzayın giderek daha yoğun kullanılan bir alan hâline gelmesinin bilimsel gözlemler üzerinde uzun vadeli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
577.8K UP
2 gün önce
Bu haftanın bilim haberleri, evrenden insanlık tarihine kadar uzanan çarpıcı keşifleri bir araya getiriyor. Astronomlar, Dünya’dan yaklaşık 140 milyon ışık yılı uzaklıkta şimdiye kadar bilinen en büyük dönen kozmik yapıyı keşfetti. Samanyolu’ndan daha geniş olan bu dev kozmik filament, 14 galaksiden oluşan bir zincirle bağlantılı ve saniyede yaklaşık 110 kilometre hızla dönüyor. Keşif, evrenin büyük ölçekli yapılarının nasıl oluştuğuna dair yeni sorular doğuruyor.

Yeryüzünde ise genetik çalışmalar, güney Afrika’da yaşayan bir insan topluluğunun yaklaşık 100 bin yıl boyunca büyük ölçüde izole kaldığını ortaya koydu. 10 bin yıla kadar eski iskeletlerden elde edilen veriler, bu grubun modern insanlardan belirgin biçimde farklı bir genetik yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Arkeoloji cephesinde Çin’de keşfedilen binlerce kafatası içeren büyük bir çukur ve Yunanistan’da bulunan ters taçlı bir kadın mezarı, geçmiş toplulukların ritüellerine dair alışılmışın dışında ipuçları sunuyor.

Modern döneme ait çevre araştırmaları ise Çin’deki “Yeşil Duvar” ağaçlandırma projesinin çölleşmeyi yavaşlatırken yağış ve su döngüsünü değiştirerek bazı bölgelerde su seviyelerini düşürdüğünü gösteriyor. Uzaydan gelen haberlerde ise Güneş’e yaklaşırken parlaklığı artan yıldızlararası kuyruklu yıldız 3I/ATLAS’ın yüzeyinde “buz volkanlarını” andıran püskürmeler gözlemlendi. Tüm bu gelişmeler, bilimin hem geçmişi hem de evreni anlamada yeni pencereler açtığını ortaya koyuyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
577.8K UP
2 gün önce
Avrupa Güney Gözlemevi’ne (ESO) ait Very Large Telescope üzerindeki SPHERE cihazıyla yapılan gözlemler, diğer yıldızların etrafında gezegen sistemlerinin nasıl şekillendiğine dair şimdiye kadarki en kapsamlı görüntü setlerinden birini ortaya koydu. Araştırmacılar, Güneş’e yakın 161 yıldızı inceleyerek 51 genç yıldız etrafında oluşan enkaz (toz) disklerini yüksek çözünürlükle görüntüledi. Asteroit ve kuyruklu yıldız çarpışmalarından kaynaklanan bu toz halkaları, gezegenlerin oluşum sürecine doğrudan tanıklık etme imkânı sunuyor.

SPHERE’in yıldız ışığını engelleyen koronografı ve gelişmiş uyarlamalı optik sistemi sayesinde, dar halkalardan asimetrik disk yapılarına kadar çok farklı mimariler tespit edildi. Bazı disklerdeki keskin sınırlar ve düzensizlikler, henüz doğrudan gözlemlenememiş dev gezegenlerin varlığına işaret ediyor. Bulgular, daha büyük yıldızların genellikle daha kütleli diskler barındırdığını ve disk yapısının gezegenlerin etkisiyle şekillendiğini gösteriyor. Çalışma, James Webb Uzay Teleskobu ve gelecekteki Extremely Large Telescope gibi gözlemevleri için yeni hedeflerin belirlenmesine katkı sağlıyor ve gezegen oluşumuna dair mevcut modelleri güçlendiriyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
577.8K UP
3 gün önce
Kanada Doğa Müzesi araştırmacıları, Nunavut’ta 23 milyon yıllık fosillerden yeni bir gergedan türü olan Epiatheracerium itjilik’i tanımladı. Bu tür, şimdiye kadar bilinen en kuzeyde yaşamış gergedan olarak kayda geçti. Analizler, hayvanın akrabalarının Avrupa ve Batı Asya’da yaşadığını ve atalarının iki kıta arasında geçiş için Kuzey Atlantik Kara Köprüsü’nü kullandığını gösteriyor. Bu tespit, bu kara köprüsünün sanılandan en az 20 milyon yıl daha uzun süre kullanılabilir olduğunu ortaya koyuyor ve memeli evriminin zamanlamasına ilişkin mevcut modelleri yeniden değerlendirmeye zorluyor. Fosilin olağanüstü korunmuş yapısı sayesinde 21 milyon yıllık diş minesi proteinleri de incelendi; bu, şimdiye dek elde edilen en eski protein verisi. Araştırmacılar, bulgunun Arktik ekosisteminin memeli evrimindeki rolünü güçlendirdiğini ve gelecekte yeni türlerin kökenini çözmede kritik bir referans sağlayacağını belirtiyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close