Sosyal medyayı (ve tabii ki herhangi bir beşeri sistemi) "değer yaratma" üzerine değil de "erdem sinyalleme" üzerine kurduğunuzda elde ettiğiniz sonuç böyle olmak zorunda.
Bilmeyenler için "erdem sinyalleme", bir kişinin başkalarına belirli erdemlere sahip olduğunu göstermek için özenle, bilerek, kasten yaptığı davranışlara verdiğimiz bir isim (aslen evrimsel biyolojideki bir terimden köken alıyor ama şimdilik önemli değil). Erdem sinyalleme davranışları çoğu zaman sözlü veya yazılı, kimi zamansa sadece davranışsal olabiliyor. Sözlü/yazılı olan versiyonuysa çoğu zaman belirli bir konudaki görüşleri tam da destekleneceği zaman ifade etmek, tam da onaylanacağını bildiğin zaman belirli bir eylemde bulunmak veya belirli bir şeyi desteklemek şeklinde oluyor.
Bu arada aslında bu link olarak eklediğim videoda anlatılan ve her seferinde farklı şeyleri söyleyenler, çoğu durumda aynı kişiler bile değiller! Farklı kişiler, farklı zamanlarda, farklı erdemleri sinyallemek üzere ortaya çıkan fırsatçılardan ibaretler; ama onların hepsinin ortalamasını aldığınızda, suyuna göre şerbet veren bir sosyal medya kitlesi elde ediyorsunuz.
Hatta tüm bunların ortalamasını almayıp, her bir anlık kesiti incelediğinizde de, o an cereyan eden olayla ilgili eko odalarını (bir diğer deyişle, kutupları) görüyorsunuz - ki her şeyde müthiş bir şekilde kutuplaştığımıza inanma sebebimiz de bu. Bu yalan/illüzyon yeterince çok tekrar edilip yeterince hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldiğindeyse gerçeğe dönüşüyor ve gerçekten de kutuplaşıyoruz.
Günümüzde insanlığı en çok tehdit eden şey yapay zeka veya nükleer silahlar veya iklim krizi falan değil. Bunlarla ve çok daha fazlasıyla baş etme yetisini ortadan kaldırmakta olan sosyal medya.