Florida Marangoz Karıncaları Yaralı Arkadaşlarının Bacaklarını Kesiyor!
Bu haber 4 ay öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Cerrahi yolllarla hayat kurtarmak artık sadece insanlara özgü değil. Current Biology dergisinde yayınlanan bir çalışmada bilim insanları, kahverengi bir tür olan Florida marangoz karıncalarının, yuva arkadaşlarının yaralı uzuvlarını yara temizliği ya da ampütasyon yoluyla tedavi ettiğini gözlemledi.[1] Araştırmacılar, karıncaların yaptığı "tedavilerin" etkinliğini deneysel olarak test etti. Tedaviler iyileşme sürecine katkıda bulunmanın yanı sıra, yaraya göre özel olarak seçilmişti.
Çalışmanın ilk yazarı Würzburg Üniversitesi davranışsal ekologu Erik Frank şöyle anlatıyor:
Ampütasyon davranışından bahsederken bunun hayvanlar aleminde bir türün üyesinin diğerinin bacağını planlı bir şekilde kestiği tek örnek olduğunu belirtmek gerekiyor.
Karıncalar arasında yara bakımı tamamen yeni bir olgu değil. 2023'te yayınlanan bir makalede, farklı bir karınca grubu olan Megaponera analis'in, olası enfeksiyonları bastırmak amacıyla yaraları antimikrobiyal bileşiklerle aşılamak için özel bir salgı bezi kullandığı keşfedildi. Florida marangoz karıncalarını (Camponotus floridanus) özel yapan, böyle bir salgı bezine sahip olmadıklarından yuva arkadaşlarını tedavi etmek için yalnızca mekanik yöntemler kullanıyor olmalarıdır.
Araştırmacılar karıncanın kullandığı iki mekanik yöntem buldu. İlki, sadece ağız parçalarıyla yara temizliğiydi. İkinci yöntem ise bacağın tamamen kesilmesinin ardından bir yarayı temizlemek. Karıncalar hangi yöntemi kullanacaklarını seçerken hangi yara türünde hangi tedavinin daha iyi sonuç vereceğine yönelik bilinçli bir değerlendirme yapmış gibi görünüyordu.
Çalışmada, femurdaki yırtıklar ve tibiadaki olmak üzere iki tür bacak yaralanması analiz edildi. Tüm femur yaralanmalarına, kesiğin temizlenmesinin ardından bir yuva arkadaşının bacağı ısırarak kopardığı görüldü. Buna karşılık, tibia yaralanmalarında sadece yara bakımı yapılmıştı. Ancak yine de her iki durumda da yapılan müdahale, olarak enfekte olmuş yaraları olan karıncaların hayatta kalma oranının daha yüksek olmasıyla sonuçlandı.
Bacağın her seferinde kesildiği uyluk kemiği yaralanmalarında başarı oranı %90 ya da %95 civarındaydı. Bacağı kesmedikleri kaval kemiği yaralanmalarında ise hayatta kalma oranı %75 civarındaydı. Hiç müdahale edilmemiş vakalar içinse hayatta kalma orası sırasıyla %40 ve %15 civarıydı.
Araştırmacılar, yara bakımında tercih edilen yöntemin yara bölgesinden kaynaklanan enfeksiyon riskiyle ilişkili olabileceğini öne sürdü. Femura yönelik mikro-BT taramaları, büyük ölçüde kas dokusundan oluştuğunu göstermiş ve kanın (hemolenf) bacaktan ana gövdeye pompalanmasında işlevsel bir rol oynadığını düşündürmüştür. Femurda bir yaralanma olduğunda kaslar tehlikeye girer ve potansiyel olarak bakteri yüklü kanı dolaşıma sokma kabiliyetleri azalır. Tibia ise çok az kas dokusuna sahiptir ve dolayısıyla kan dolaşımına çok az katılır. Frank şöyle anlatıyor:
Tibia yaralanmalarında hemolenf (kan) akışı daha az engelleniyordu, bu da bakterilerin vücuda daha hızlı girebileceği anlamına geliyordu. Femur yaralanmalarında ise bacaktaki kan dolaşımının hızı yavaşladı.
Tibia hasarı daha hızlı enfeksiyonlara yol açıyorsa bacağın tamamının kesilmesinin en uygun yol olacağını düşünebilirsiniz, ancak bunun tam tersi gözlemlenmiştir. Bu noktada karıncaların bacağı kesme hızı işleri değiştiriyor. Karınca destekli bir ampütasyonun tamamlanması en az 40 dakika sürüyor. Deneysel testler, tibia yaralanmalarında, enfeksiyon sonrası bacak hemen kesilmezse karıncanın hayatta kalamayacağını gösterdi. Lozan Üniversitesi'nden kıdemli yazar ve evrimsel biyolog Laurent Keller şöyle anlatıyor:
Karıncalar, zararlı bakterilerin yayılmasını önlemek için bacağı yeterince hızlı kesemediklerinden tibia yarasını temizlemek için daha fazla zaman harcayarak ölümcül enfeksiyon olasılığını azaltmaya çalışıyorlar.
Frank, şöyle yorumluyor:
Karıncaların bir yarayı teşhis edebilmesi, enfekte mi yoksa steril mi olduğunu görebilmesi ve diğer bireyler tarafından uzun süreler boyunca tedavi edilebilmesi… Buna rakip olabilecek tek tıbbi sistem insanların sağlık sistemidir.
Peki karıncalar bu davranışları nasıl biliyor ve öğreniyor? Keller bunu şöyle anlatıyor:
Bunların hepsi gerçekten de doğuştan gelen davranışlar. Karınca davranışları bireyin yaşına bağlı olarak değişir, ancak davranışları öğrenerek elde ettiklerine dair çok az kanıt vardır.
Şimdi laboratuvar ekibi, bu davranışın ne kadar yaygın olduğunu görmek ve özel antimikrobiyal bezi olmayan diğer karınca türlerinin de ampütasyon yapıp yapmadığını anlamak için diğer Camponotus türlerinde de benzer deneyler yapıyor. Ayrıca araştırmacılar, tedavi edilen karıncanın bilinci açık hâlde bacağının yavaşça kesilmesine izin verdiğini gördüğü için karıncalardaki acı anlayışının daha fazla araştırılması gerektiğini söylüyor. Frank şöyle bitiriyor:
Bir karıncanın yaralı bacağını gösterip diğerinin tamamen isteyerek ısırmasına izin verdiği ve ardından bir diğerinin temizleme işlemini tamamlayabilmesi için yeni açılan yarayı gösterdiği videolara baktığınızda, doğuştan gelen bu işbirliği düzeyi benim için oldukça çarpıcı.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ E. T. Frank, et al. (2024). Wound-Dependent Leg Amputations To Combat Infections In An Ant Society. Elsevier BV. doi: 10.1016/j.cub.2024.06.021. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:32:34 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18047
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.