Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit!

Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit! CrispMe
8 dakika
40,756
Tüm Reklamları Kapat

İnternetin icadından önce insanlar bilimi filmlerden ve kitaplardan öğrenmekteydi. Filmlerin çekici olmak adına yarattıkları mitler ise ne yazık ki günümüzde halen bilimsel gerçeklermiş gibi sanılmaktadır. Burada, bu mitlerden bazılarını derleyip çürüteceğiz. Başlamadan önce uyaralım: günümüzde burada bahsettiğimiz bazı mitleri gerçek kılmaya çabalayan çalışmalar yürütülmekte olabilir. Ancak bunlar, filmlerde gözüktüğü kadar gelişmiş vaziyette değiller veya hiç yoklar. Bu sebeple burada yer alıyorlar. Başlayalım:

1. Doğruluk Serumları

Doğruluk Serumları
Doğruluk Serumları

Bazı eski filmlerde ajanların ve sorgulama uzmanlarının hedeflerindeki kişilerin doğruyu söylemesi için yaptıkları "doğruluk serumu" ya da "doğruluk iğnesi" diye bir uygulama bulunmamaktadır. Günümüzde, uygulandığı zaman bireye kesinlikle ve yalnızca doğruları söyletebilecek hiçbir kimyasal veya karışım keşfedilmemiştir. CIA, bu konuyu "Doğruluk serumu iddiasının ileri sürdüğü gibi insanları konuşturmaya yarayacak büyülü bir serum bulunmamaktadır." şeklinde özetlemektedir. Sanırız bu konuda kendileri de biraz hayal kırıklığına uğramışlar...

Tüm Reklamları Kapat

2. Köpekbalıkları Asla Doymaz

Köpekbalıkları Asla Doymaz
Köpekbalıkları Asla Doymaz

Köpekbalıklarının sonsuza kadar, durmaksızın yiyebileceğini iddia eden ve köpekbalıklarını canavarmış gibi gösteren yapımcılar, yalanlarına yalan katarak filmlerini çekici kılmaya çalışmaktadırlar. Bunun bir sebebi, köpekbalıklarının insanlar tarafından "büyülüymüş" gibi gözükmesi olabilir. Sanki bir film köpekbalıklarını ne kadar korkunç gösterirse, film o kadar çekiciymiş gibi bir algı yaratılmaktadır. Halbuki köpekbalıkları birer canavar değildirler ve birçok diğer hayvan gibi yemek yedikçe doyarlar. Aslına bakarsanız, oldukça çabuk da doyarlar. Yapılan analizler, bir köpekbalığının ortalama olarak ancak 3 günde bir, 1 adet fok tüketerek yaşadığını göstermektedir.

3. Hava Dalışları ve Ses

Filmlerin bazıları, uçaktan atlayarak hava dalışı (skyping) yapan insanların, oldukça rahat bir şekilde telefonla görüşüp, ajanlık işlerini yürütebildiği gösterilmektedir. Bu, yüksek hızlarda gerçekleştirilen bu düşüşlerin, neredeyse tamamen sessiz geçtiği gibi bir izlenim yaratmaktadır. Halbuki bir hava dalışı sırasında duyduğunuz sesler, bir tren istasyonunda iki tarafınızdan aynı anda geçen trenlerin çıkardığı gürültülü sese benzemektedir ve herhangi bir diğer sesi kolayca duymanız olanaksızdır.

Tüm Reklamları Kapat

4. Lavlar, Ateşler ve Patlamalar

Lavlar, Ateşler ve Patlamalar
Lavlar, Ateşler ve Patlamalar

Felaket ya da aksiyon filmlerinin vazgeçilmez, patlamalar, ateşler ve lavlardır. Ancak filmler sanki bu olgular sizi sadece ona dokunursanız yakacakmış gibi lanse etmektedir. Bu sebeple, patlama sahnelerinden yürüyerek çıkanlar, lavlara birkaç santimetreye kadar yaklaşıp herhangi bir şekilde yanmayan insanlar, vb. fantastik unsurları görmek mümkündür. Halbuki ısı sadece temasla değil, radyasyonla da yayılır ve bu sebeple, bu şekilde yüksek sıcaklıktaki lavlara ya da alevlere birkaç metreden fazla yaklaşacak herkesin özel kıyafetlerle korunması gerekir, yoksa derileri yanacaktır.

5. Uzayda Meydana Gelen Patlamalar

Uzayda Meydana Gelen Patlamalar
Uzayda Meydana Gelen Patlamalar

Uzay filmlerinde sıklıkla gördüğümüz, uzay boşluğunda savaşan uzay gemilerinin patladıklarında, yeryüzündekine benzer şekilde alevler alarak dumanlar çıkarmaları sıradan ama etkileyici patlama sahneleridir. Halbuki uzay bir vakum halindedir ve uzay boşluğunda oksijen veya hidrojen bulunmaz. Dolayısıyla uzaydaki ateşler ve patlamalar, yeryüzündekinden farklıdır. Yine de oldukça etkileyici gözüken bu patlamalar, genelde patlayan cismin etrafında oluşan parlak ışıklar olarak gözükürler ve bildiğimiz anlamıyla alev veya duman görülmez. 

6. Beslenirken Yediğini Bırakarak İnsanları Kovalayan Avcı Hayvanlar

Beslenirken Yediğini Bırakarak İnsanları Kovalayan Avcı Hayvanlar
Beslenirken Yediğini Bırakarak İnsanları Kovalayan Avcı Hayvanlar

Bu da filmlerin hayvan davranışlarıyla ilgili uydurduğu, heyecan yaratıcı ancak saçma mitlerden biridir. Sahne oldukça klasiktir: korkunç görünümlü bir hayvan (bir T-Rex gibi), o sırada halihazırda avladığı bir avı yerken, insanları görür ve onları kovalamaya başlar. Bu, yaşamış ve yaşayan hiçbir türde görmediğimiz bir davranıştır. Halihazırda beslenen hayvanlar, yeni bir potansiyel av gördüklerinde Holling'in 3. Tip İşlevi adı verilen bir davranış sergilerler ve önündekileri bitirmeden yeniden avlanmazlar. 

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

7. Kalp Atım Göstergeleri ve Düz Çizgiler

Kalp Atım Göstergeleri ve Düz Çizgiler
Kalp Atım Göstergeleri ve Düz Çizgiler

Filmlerde gösterilenin aksine, birinin kalbi durduğunda, yani asistol haline geçtiğinde, defibrilatörü alıp, "Açılın!" diye bağırdıktan sonra şahsa elektrik vermezsiniz. Bu, hiçbir işe yaramaz. Kalp atımları durmuş birisine CPR yapılması gerekir. Öte yandan o artistik "Açılın!" sahnesini, eğer bir hasta V-fib (ventriküler fibrilasyon) safhasına, yani düzensiz elektrik atımından ötürü kalbin düzensiz çarpması durumuna geçilirse yapmanız gerekir (ki bu durum ekranda çılgınca zikzaklar şeklinde gözükür). Bu işleme, de-fib denir ve hastanın düzensiz atımlarını düzeltmeye yarar.

8. Susturuculu Silahlar

Susturuculu Silahlar
Susturuculu Silahlar

Susturuculu silahlar tam olarak filmlerde çalıştığı iddia edilen şekilde, her silahta eşit şekilde ve minik bir "ciyuv" sesi çıkaracak şekilde çalışmazlar. Araştırmacıların söylediğine göre, süpersonik (ses hızı üstü) hızlarda mermi gönderen silahları etkili bir şekilde susturmanın bir yolu henüz yoktur (bazı filmlerde bunu iddia edenleri bile görebilirsiniz). Mermi ses bariyerini aştığından, sesi her türlü duyulacaktır. Subsonik (ses hızı altı) silahlar ise basitçe, büyük ve güçlü bir zımbanın çıkardığı sesi çıkarırlar ve bu ses genelde silahın içerisinde kayan ve hareket eden parçaların sürtünme sesidir, merminin sesi değil. Sıradan bir insan, susturucuya rağmen silahın ateşlendiğini kolaylıkla duyup, ayırt edebilecektir. Kısaca susturucular, silahı "susturmazlar", sadece "sessizleştirirler". Sadece belli ses değerlerinin üzerindeki sesleri baskılarlar. 

9. Uzayda Kıyafetiniz Olmadan Yaşamak ve Nefes Tutmak

Uzayda Kıyafetiniz Olmadan Yaşamak ve Nefes Tutmak
Uzayda Kıyafetiniz Olmadan Yaşamak ve Nefes Tutmak

Uzayda kıyafetsiz kalmak, birçok film tarafından abartılan efektlerle süslenen ve mitleştirilen bir olaydır. Halbuki bir insan, yaklaşık 2 dakika boyunca, hiçbir kıyafet olmaksızın, uzay boşluğunda hayatta kalır, sonrasında da nefessiz kalacağı için ölür. Yani filmlerde gösterilen, kıyafetinizi çıkardığınız anda donarsınız, yamulursunuz, parçalanırsınız gibi saçmalıklar gerçekdışıdır. Ne var ki, uzay boşluğunda kıyafetsiz kalacak olursanız (evet, bu çok sık gerçekleşen bir olaydır, hepimiz yaşamışızdır), nefesinizi tutmamanızı tavsiye ederiz. Çünkü 2001: A Space Odyssey filminde böyle bir sahne bulunmaktadır ve hatalıdır. Eğer ki uzay boşluğunda nefesinizi tutacak olursanız, ciğerlerinizdeki hava, vakum ortamında gidecek yer bulamaz ve ciğerlerinizi yırtarak dışarı çıkacaktır (tabii o zamana kadar nefesinizi acıdan ötürü verirsiniz). Kısaca... Uzayda gezerken astronot kıyafetinizi çıkarmayın.

10. T-Rex'in Karşısında Hareket Etmezseniz Sizi Algılayamaz!

T-Rex'in Karşısında Hareket Etmezseniz Sizi Algılayamaz
T-Rex'in Karşısında Hareket Etmezseniz Sizi Algılayamaz

Jurassic Park'ın birçok bilimsel hatasından biri de budur. T-Rex'lerin inanılmaz kapsamlı ve güçlü bir görüşleri vardı ve teknik olarak kendinizi dondursanız bile, sizi kolaylıkla görüp avlayabilirlerdi. Bu Jurassic Park'ın mükemmelliğini etkilemekte midir? Asla!

11. Sivrisinekten Elde Edilen DNA ile Yeniden Yaratılan Dinozorlar

Sivrisinekten Elde Edilen DNA ile Yeniden Yaratılan Dinozorlar
Sivrisinekten Elde Edilen DNA ile Yeniden Yaratılan Dinozorlar

Evet, bir Jurassic Park hatası daha... Açıkçası buna mecburdular, çünkü dinozorların yeniden yaratılmasını mantıklı olarak açıklamanın bir yolu yoktu. Filmin temel iddiası, dinozor kanı emdikten sonra reçine içerisine hapsolan bir sivrisineğin keşfi sonrasında, bu kandan elde edilen DNA'yı kullanarak genetik yöntemlerle dinozorları yeniden yaratmaktı. Ancak böyle bir şey mümkün değildir. DNA moleküllerinin yarı ömrü 521 yıl civarındadır. Yani her 521 yılda bir, kimyasal bağlarının yarısı tamamen kopar ve molekül parçalanır. 6.8 milyon yıldan daha eski zamanlardan DNA molekülü elde etmek imkansızdır, çünkü ne kadar iyi korunursa korunsun, DNA'nın bağları bağlı kalamayacaktır ve molekül dağılacaktır. Pratik olarak, 1.5 milyon yıl öncesinden daha eskisine ait DNA'ları okumanın bir yolu yoktur. Dinozorların 65 milyon yıl önce yok olduğu düşünülürse, Jurasssic Park bilim karşısında faka basmaktadır. Bu filmin mükemmelliğini etkilemekte midir? Şaka mı yapıyorsunuz, elbette hayır!

Tüm Reklamları Kapat

12. Uzay Savaşları Çok Gürültülüdür!

Uzay Savaşları Çok Gürültülüdür
Uzay Savaşları Çok Gürültülüdür

Elbette, filmleri heyecanlı kılabilmek adına, uzay savaşları sırasında müthiş ses efektleri kullanılmaktadır. Ne var ki, uzay boşluğunda sesi yayabilecek moleküller bulunmamaktadır. Yani uzay savaşları gerçek olsaydı, tamamen sessiz gerçekleşeceklerdi. Dolayısıyla, o heyecanlı Star Wars uzay savaşlarını izlerken, daha gerçekçi bir deneyim için sesi kapatarak izlemenizi tavsiye ederiz. Ya da kapatmayın, boşverin.

13. Dünya ile Süperhızlı İletişim Kuran Uzay Araçları

Dünya ile Süperhızlı İletişim Kuran Uzay Araçları
Dünya ile Süperhızlı İletişim Kuran Uzay Araçları

Uzay filmlerinin bir diğer garipliği, milyonlarca ve milyarlarca kilometre öteden Dünya ile iletişim kuran araçların, bir anda iletişim kurabilmesidir. Bunun komik tarafını izah edelim: Mars ile Dünya, birbirlerinden en uzak konumlarındayken, iki gezegen arasındaki iletişim hızı farkı 21 dakikaya kadar çıkabilir. Ve tabii cevabı duymak için de 21 dakika eklemeniz gerekiyor üzerine...

14. Korkutucu Mağaralardaki Korkunç Canavarlar

Korkutucu Mağaralardaki Korkunç Canavarlar
Korkutucu Mağaralardaki Korkunç Canavarlar

Filmlerde mağaralarda yaşayan canlılar hep devasa, korkunç, ürkütücü gösterilmektedir. Halbuki mağaraların süper karanlık olmasından ötürü, burada herhangi bir bitki yaşayamaz ve oksijen oranları son derece düşüktür, besin kısıtlıdır. Bu sebeple mağaralarda yaşayan canlılar hep ufak tefektir. Buralarda yaşayan türler tamamen enerji koruması üzerine evrimleşmişlerdir.

15. Lazerler ve Işın Kılıçları

Lazerler ve Işın Kılıçları
Lazerler ve Işın Kılıçları

Lazerlerin gerçek hayatta bildiğimiz anlamıyla lazer gibi gözükebilmesi için, toz veya duman gibi bir ortamda bulunmaları gerekir. Evlerde kullandığınız lazerlerin bile vakum ortamında veya temiz ortamlarda ışık saçmadığını görürsünüz. Dolayısıyla uzay ortamında fırlatılan lazerlerin o çeşitli renklerde gözükmesi mümkün değildir. Yine, o uzay savaşlarını sıkıcı kılacak bir unsur ama gerçek bu...

Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı Eklemesi: Velociraptor

Velociraptor
Velociraptor

Jurassic Park'ın ikonik türü Velociraptor, ne yazık ki filmde gösterilenle alakasızdır. Velociraptor türleri, tavuk büyüklüğünde, tüyleri olan, kuş benzeri ve kuşların evriminde önemli bir ön basamak olan türlerdir. Dolayısıyla kapıları açıp, binbir bela yaratan, sosyal becerileri gelişmiş, ortaklaşa avlanabilen ve inanılmaz bir zekaya sahip olarak gösterilen türün Velociraptor ile alakası yoktur. 

Velociraptor
Velociraptor

Jurassic Park'ın anlatmaya çalıştığı tür muhtemelen Utahraptor idi (turuncu renkte gösterilen). Sanıyoruz bu cinsin adı Velociraptor kadar çekici değil diye isim değişikliğine gittiler. Ancak bu türlerden bahsediyor olsalardı bile, tüysüz canlandırmalar hatalıdır. Çünkü tüm raptor grubu dinozorlar, kuşlar gibi tüylüdür. Zaten dediğimiz gibi, kuşların evriminde önemli bir basamaktırlar. Ancak bunun haricinde, zekaları ve sosyal becerileri ile ilgili iddiaların büyük oranda doğru olduğu düşünülmektedir.

Evet, sorumuzu soralım: Peki bu Jurassic Park'ın muazzamlığına leke sürer mi?

Cevabı gayet iyi biliyorsunuz.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 36
  • Bilim Budur! 15
  • Muhteşem! 13
  • İnanılmaz 7
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 6
  • Umut Verici! 4
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Güldürdü 2
  • Üzücü! 2
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Cracked | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/03/2024 09:04:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/1510

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Bellek
Genel Görelilik
Maske Takmak
İklim Değişikliği
Bilim İnsanları
Kök Hücre
Antibiyotik
Mers
Araştırmacılar
Nükleer Enerji
Evrim Ağacı
Böcek Bilimi
Çekirdek
Siyah
Avcı
Temel
Gıda Güvenliği
Uterus
Çevre
Amerika Birleşik Devletleri
Çiçek
Film
Karar Verme
Kuş
Demir
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit!. (15 Ekim 2013). Alındığı Tarih: 19 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/1510
Bakırcı, Ç. M. (2013, October 15). Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit!. Evrim Ağacı. Retrieved March 19, 2024. from https://evrimagaci.org/s/1510
Ç. M. Bakırcı. “Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 15 Oct. 2013, https://evrimagaci.org/s/1510.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Filmler Sebebiyle Muhtemelen İnandığınız 15 Bilimsel Mit!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, October 15, 2013. https://evrimagaci.org/s/1510.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close