Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?

Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler? Cancer Today
6 dakika
1,437
Tüm Reklamları Kapat

Her organizmanın yabancı maddelere karşı bir savunma sistemi bulunur. Bu savunma mekanizmaları organizmanın bağışıklık sistemini oluşturur. Bağışıklık sistemi temel olarak iki farklı sistemden oluşmaktadır:[1]

  1. Bireyi patojenlerden koruyan ve doğuştan organizmada bulunan, koruyucu bir mekanizma olan doğal bağışıklık sistemi,
  2. Farklı patojenlerle karşılaştıkça bağışıklık yanıtının patojene özgü oluşmasını sağlayan ve aynı patojenle tekrar karşılaşıldığında bağışıklık yanıtın daha güçlü bir şekilde oluştuğu, hafızası olan kazanılmış bağışıklık sistemi.

Doğal bağışıklık sistemi, patojenlere ve konak doku hasarına karşı ilk savunma hattıdır ve konağı bakteri, mantar, virüs ve parazitler dahil olmak üzere çeşitli tehlikeli ajanlardan koruyan bir sistemdir.[2] Doğal bağışıklık sisteminde, yapısal bariyerler ve granülositler (nötrofilleri eozinofiller, bazofiller), dendritik hücreler, makrofajlar ve doğal öldürücü hücreler bulunur.[3]

Kazanılmış bağışıklık sistemiyse B ve T lenfositlerini ve antikorları içerir. Kazanılmış immün yanıt, vücuda yabancı maddenin antijen sunan hücreler yoluyla antijene özgü B ve T lenfositlerin yüzeyindeki özgül reseptörlere bağlanması ve ardından B veya T hücrelerinin aktive olması şeklinde tanımlanabilir. Kazanılmış immün yanıtın hücresel ve hümoral olmak üzere alt tipleri bulunmaktadır.[4]

Tüm Reklamları Kapat

Hücresel immün sistemde, başrolde T lenfositler vardır. Antijen sunan hücreler sayesinde antijen-MHC (major doku uyumluluk kompleksi) kompleksinin T hücre reseptörü (TCR) ile tanınmasından ve IL-1 ile hazırlanmasından sonra, yardımcı T lenfositler aktifleşir.[5] Yardımcı T lenfosit olan CD4+T hücreleri, patojenlere karşı düzenlenmiş etkili bir bağışıklık tepkisi elde etmede çok önemlidir.[6] Sitotoksik T hücreleri olan CD8+ T lenfositleri, adaptif bağışıklık sisteminin önemli bir hücre popülasyonudur. Naif CD8+ T lenfositleri viral enfeksiyonlar sırasında, ikincil lenfoid organlardaki kemik iliği kaynaklı profesyonel antijen sunan hücrelerin MHC I molekülleri üzerinde viral peptitleri tanır. CD8+ T lenfositleri, aktif hale gelir, kapsamlı bir şekilde çoğalır ve ilgili viral peptit-MHC komplekslerinin yüzeylerindeki mevcudiyeti ile tanımlanan, enfekte olmuş hücreleri öldürebilen efektörlere dönüşür.[7]

Hümoral immünite, antikorlar aracılığı ile oluşturulan hücre dışı mikroorganizmaların ve mikrobiyal toksinlerin yok edilmesini sağlayan edinsel immün yanıtın bir koludur. B lenfositler, hümoral immünitenin temel hücre grubudur. Hümoral immün yanıtın ana aktörleri antikorlardır ve sistemik dolaşım yoluyla her yere ulaşabilirler. B lenfositlerin en önemli fonksiyonları, kazanılmış immün sistemde rol alan immünoglobülini sentez etmeleri ve aktive olup plazma hücresine farklılaşarak antikor salgılamalarıdır.[4]

Epigenetik Nedir?

Epigenetik, DNA dizisini değiştirmeden; DNA, protein ve RNA'ların fonksiyonu ve düzenlenmesi ile ilgili modifikasyonları içerir. Hücresel kimliğin ve işlevin korunması, epigenetik mekanizmalar kullanılarak gerçekleştirilir.[8]

Epigenetik çalışmalarından önce fenotipi belirleyen faktörlerin sadece DNA dizisi ve gen ifadesi olduğu düşünülmekteyken, epigenetik kavramının ortaya konmasıyla bir organizmanın fenotipinin gen ifadesi ve epigenetik mekanizmaların katkısı ile ortaya çıktığı görülmektedir. Epigenetik düzeyinde oluşan modifikasyonlar çevresel koşullara göre de değişkenlik göstermektedir. Epigenetik mekanizmalar DNA metilasyonu, histonların translasyon sonrası modifikasyonları ve kodlamayan RNA (ncRNA) ile ilişkili gen susturma olarak üçe ayrılmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

DNA metilasyonu, genetik bilgiyi açıklamak için karmaşık bir moleküler mekanizmayı temsil eder. Bu nedenle vücudun tüm hücre tipleri aynı DNA dizisini içermesine rağmen metilasyon modelleri farklıdır.[9] Promotörler veya güçlendiriciler gibi gen düzenleyici diziler üzerinde DNA metilasyonunun varlığı, gen ifadesini baskılamaktadır.

Histon modifikasyonları kromatin yapısını düzenler ve aynı zamanda nükleozomları yeniden konumlandırmak için ATP'nin hidrolizinden türetilen enerjiyi kullanan yeniden şekillenen enzimleri de bu bölgeye çağırır. Histonlar, asetilasyon, metilasyon, fosforilasyon, ubikitinasyon, sumolasyon ve ribozilasyon dahil olmak üzere 200’den fazla bilinen modifikasyona maruz kalır. Bu şekilde histon modifikasyonları transkripsiyonu etkileyebilir, ancak kromatin her yerde bulunduğundan, modifikasyonlar onarım, replikasyon ve rekombinasyon gibi diğer birçok DNA sürecini de etkiler.[10]

Kodlamayan bir RNA (ncRNA), kopyalanan ancak proteinlere çevrilmeyen işlevsel bir RNA molekülüdür. Epigenetik rollerinin tam kapsamı hala belirleniyor olsa da ncRNA'ların gen susturmaya ek olarak DNA metilasyonuna ve histon modifikasyonlarına katıldığını gösteren kanıtlar vardır. siRNA'ların ve lncRNA'ların her ikisinin de heterokromatin oluşumuyla gen ekspresyonunu düzenlediği gösterilmiştir.[11]

Epigenetik, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?

Epigenetik modifikasyonlar, immün mikroçevresinde ve immün yanıtların düzenlenmesinde rol oynamaktadır. Oluşan epigenetik değişikliklerse, immün sistemdeki hücrelerin alt tiplerinin belirlenmesinde, ilgili hücrelerin olgunlaşmasında, aktivasyonunda ve patojene karşı verdiği cevapta rol oynamaktadır.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Örneğin immün sistem hücrelerinden monositler, bulundukları bölgelere göre makrofajlara ve dendritik hücrelere farklılaşırlar. Monositlerin makrofajlara ve dendritik hücrelere farklılaşma sırasında ve aynı şekilde T hücrelerinin alt tiplerinin belirlenmesi sırasında gen ifade düzeyleri değişir. Bahsedilen durumda gen ifade düzeylerinin değişmesi ise epigenetik modifikasyonlarla ilişkilidir.[12] Nötrofiller ve sitotoksik CD8+ T hücrelerin de patojenlere karşı salgıladıkları perforin ve granzim molüküllerinin salınımı sırasında epigenetik değişiklikler görülür.[12]

Bunun yanı sıra immün sistem hücreleri, patojenlere karşı organizmayı korumak için ve hücreler arası etkileşimi sağlamak için kemokinler ve sitokinler salgılar. Salgılanan bu uyarıcı moleküllerin ifadelerinin pozitif ve negatif regülasyonlarının düzenlenmesinde de epigenetik değişiklikler rol oynamaktadır. Örneğin, son çalışmalar, inflamatuar ve otoimmün patolojilerin önlenmesinde bazı rollere sahip güçlü bir anti-inflamatuar sitokin olan interlökin-10'un (IL-10) ekspresyonunun kromatin bağımlı mekanizmalar tarafından kontrol edildiğini göstermiştir.[13]

Epigenomun Savunma Sistemi Üzerindeki Etkileri ve Kanser

Epigenomun düzensizliği, kanserin başlamasını ve ilerlemesini destekleyen anormal transkripsiyonel programları yönlendirir. Kusurlu gen regülasyonu genellikle onkojenik ve tümör baskılayıcı ağları etkilese de tümör immünojenisitesi ve antitümör yanıtlarında yer alan immün hücreler de epigenomik değişikliklerden etkilenebilir.

Kanser mikroçevresinde bulunan immün sistem hücrelerinde oluşan epigenetik değişikliklerin hücre tiplerini ve hücre sinyalleşmelerini etkilediği de görülmektedir. Bağışıklık sisteminde bulunan hücreler patojenle karşılaştıklarında ya da bir kemokin ya da sitokin gibi hücrenin çevresinden gelen bir uyaran olduğunda farklılaşma sürecine girerler ve bir immün yanıt oluştururlar. Bu süreçlerde gen ifadeleri değişir ve bu ifadeler epigenetik modifikasyonlarla kontrol edilir. Örneğin tümör mikroçevresinde saf B hücrelerinin plazma hücrelerine farklılaşması sırasında bazı gen bölgelerinde hipometilasyonlar görülür. Metilasyonların ortadan kalkması gen susturulmasını ortadan kaldırarak plazma hücrelerinden antikor salınımını destekler. Böylece antikorlar tümör oluşumuna karşı savaşır.

Makrofajlar tümör mikroçevresinde klasik olarak M1 veya M2 makrofajlar olarak adlandırılır. Doku yıkıcı, bağışıklık uyarıcı M1 makrofajları, proinflamatuar sitokinler (IL1, IL6, IL12 ve TNF-alfa) salgılar ve anti tümöral özelliklere sahiptir. M2-makrofajlar, IL10 ve TGFβ gibi anti-inflamatuar sitokinleri ve T hücresi anti-tümör yanıtı için gerekli besinleri tüketen arginaz ve IDO gibi enzimleri serbest bırakarak doku onarımına ve immün sistemin baskılanmasına aracılık eder.[14] Tümör bağlamında, epigenetik sistemler, makrofajların M1'den M2 fenotipine farklılaşmasında çok önemli bir rol oynamaktadır.[15] Örneğin, histon deasetilasyonu yoluyla tümörle ilişkili makrofajlarda (M2) MHC sınıf II molekülleri baskılanır.[16]

Makrofajların yanı sıra tümör mikroçevresinde mezenkimal türevli baskılayıcı hücreler (MDSC) indüklenebilir nitrik oksit sentaz (iNOS), arginaz 1 (Arg1) ve anti-inflamatuar sitokinler IL10 ve TGFβ'nin salınımı gibi çeşitli mekanizmalarla anti-tümör bağışıklığını baskılar.[17] Birkaç çalışma MDSC’lerin proliferasyonunda ve işlevinde epigenetik mekanizmaların önemini göstermektedir. Bu bağlamda, HDAC'lerin (Histon deasetilaz) farmakolojik inhibisyonu, hem in vitro hem de in vivo MDSC proliferasyonunu indüklediği bilinmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Epigenetik modifikasyonların tümör hücrelerinde ve tümör mikroçevresinde bulunan savunma sistemi hücrelerinde etkili olduğundan hem epigenetik tedavilerin hem de kanser immünoterapilerinin ve bunların kombinasyonlarının geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bu yüzden kanser tedavisinde epigenetik ilaçların önemi oldukça büyüktür. Daha güçlü antitümör bağışıklık tepkileri ortaya çıkarmak ve bağışıklık kontrol noktaları ile bağlantılı adaptif bağışıklık direncinin üstesinden gelmek için DNMT (DNA metiltransferaz) inhibisyonu ve immünoterapilerin ortak çalışması uygun bir strateji olabilir. Bu amaçla, DNMT inhibitörlerini anti-PD1, anti-CTLA4 veya anti-PDL1 gibi kanser kontrol noktası inhibitörleri ile birleştirmek, şu anda çok sayıda klinik deneyde değerlendirilmektedir.[2]

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Bilim Budur! 10
  • Tebrikler! 5
  • İnanılmaz 3
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Muhteşem! 1
  • Umut Verici! 1
  • Korkutucu! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/04/2024 13:07:53 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12192

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hava
Uyku
Kütle
Yas
Çeşitlilik
Kanat
Yeni Koronavirüs
Bebek Doğumu
Neandertal
Diş Hekimi
Yeni Doğan
Konuşma
Sosyal
Bilimkurgu
Kuantum
Kalıtım
Epidemik
Goril
Eğilim
Çeviri
Epistemoloji
Ornitoloji
Amerika Birleşik Devletleri
Göğüs
Yaşanabilir Gezegen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
B. N. Ural, et al. Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?. (9 Ağustos 2022). Alındığı Tarih: 20 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/12192
Ural, B. N., Bakırcı, Ç. M. (2022, August 09). Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?. Evrim Ağacı. Retrieved April 20, 2024. from https://evrimagaci.org/s/12192
B. N. Ural, et al. “Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 09 Aug. 2022, https://evrimagaci.org/s/12192.
Ural, Buse Nur. Bakırcı, Çağrı Mert. “Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, August 09, 2022. https://evrimagaci.org/s/12192.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close