Epigenetik Değişimler, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?
Her organizmanın yabancı maddelere karşı bir savunma sistemi bulunur. Bu savunma mekanizmaları organizmanın bağışıklık sistemini oluşturur. Bağışıklık sistemi temel olarak iki farklı sistemden oluşmaktadır:[1]
- Bireyi patojenlerden koruyan ve doğuştan organizmada bulunan, koruyucu bir mekanizma olan doğal bağışıklık sistemi,
- Farklı patojenlerle karşılaştıkça bağışıklık yanıtının patojene özgü oluşmasını sağlayan ve aynı patojenle tekrar karşılaşıldığında bağışıklık yanıtın daha güçlü bir şekilde oluştuğu, hafızası olan kazanılmış bağışıklık sistemi.
Doğal bağışıklık sistemi, patojenlere ve konak doku hasarına karşı ilk savunma hattıdır ve konağı bakteri, mantar, virüs ve parazitler dahil olmak üzere çeşitli tehlikeli ajanlardan koruyan bir sistemdir.[2] Doğal bağışıklık sisteminde, yapısal bariyerler ve granülositler (nötrofilleri eozinofiller, bazofiller), dendritik hücreler, makrofajlar ve doğal öldürücü hücreler bulunur.[3]
Kazanılmış bağışıklık sistemiyse B ve T lenfositlerini ve antikorları içerir. Kazanılmış immün yanıt, vücuda yabancı maddenin antijen sunan hücreler yoluyla antijene özgü B ve T lenfositlerin yüzeyindeki özgül reseptörlere bağlanması ve ardından B veya T hücrelerinin aktive olması şeklinde tanımlanabilir. Kazanılmış immün yanıtın hücresel ve hümoral olmak üzere alt tipleri bulunmaktadır.[4]
Hücresel immün sistemde, başrolde T lenfositler vardır. Antijen sunan hücreler sayesinde antijen-MHC (major doku uyumluluk kompleksi) kompleksinin T hücre reseptörü (TCR) ile tanınmasından ve IL-1 ile hazırlanmasından sonra, yardımcı T lenfositler aktifleşir.[5] Yardımcı T lenfosit olan CD4+T hücreleri, patojenlere karşı düzenlenmiş etkili bir bağışıklık tepkisi elde etmede çok önemlidir.[6] Sitotoksik T hücreleri olan CD8+ T lenfositleri, adaptif bağışıklık sisteminin önemli bir hücre popülasyonudur. Naif CD8+ T lenfositleri viral enfeksiyonlar sırasında, ikincil lenfoid organlardaki kemik iliği kaynaklı profesyonel antijen sunan hücrelerin MHC I molekülleri üzerinde viral peptitleri tanır. CD8+ T lenfositleri, aktif hale gelir, kapsamlı bir şekilde çoğalır ve ilgili viral peptit-MHC komplekslerinin yüzeylerindeki mevcudiyeti ile tanımlanan, enfekte olmuş hücreleri öldürebilen efektörlere dönüşür.[7]
Hümoral immünite, antikorlar aracılığı ile oluşturulan hücre dışı mikroorganizmaların ve mikrobiyal toksinlerin yok edilmesini sağlayan edinsel immün yanıtın bir koludur. B lenfositler, hümoral immünitenin temel hücre grubudur. Hümoral immün yanıtın ana aktörleri antikorlardır ve sistemik dolaşım yoluyla her yere ulaşabilirler. B lenfositlerin en önemli fonksiyonları, kazanılmış immün sistemde rol alan immünoglobülini sentez etmeleri ve aktive olup plazma hücresine farklılaşarak antikor salgılamalarıdır.[4]
Epigenetik Nedir?
Epigenetik, DNA dizisini değiştirmeden; DNA, protein ve RNA'ların fonksiyonu ve düzenlenmesi ile ilgili modifikasyonları içerir. Hücresel kimliğin ve işlevin korunması, epigenetik mekanizmalar kullanılarak gerçekleştirilir.[8]
Epigenetik çalışmalarından önce fenotipi belirleyen faktörlerin sadece DNA dizisi ve gen ifadesi olduğu düşünülmekteyken, epigenetik kavramının ortaya konmasıyla bir organizmanın fenotipinin gen ifadesi ve epigenetik mekanizmaların katkısı ile ortaya çıktığı görülmektedir. Epigenetik düzeyinde oluşan modifikasyonlar çevresel koşullara göre de değişkenlik göstermektedir. Epigenetik mekanizmalar DNA metilasyonu, histonların translasyon sonrası modifikasyonları ve kodlamayan RNA (ncRNA) ile ilişkili gen susturma olarak üçe ayrılmaktadır.
DNA metilasyonu, genetik bilgiyi açıklamak için karmaşık bir moleküler mekanizmayı temsil eder. Bu nedenle vücudun tüm hücre tipleri aynı DNA dizisini içermesine rağmen metilasyon modelleri farklıdır.[9] Promotörler veya güçlendiriciler gibi gen düzenleyici diziler üzerinde DNA metilasyonunun varlığı, gen ifadesini baskılamaktadır.
Histon modifikasyonları kromatin yapısını düzenler ve aynı zamanda nükleozomları yeniden konumlandırmak için ATP'nin hidrolizinden türetilen enerjiyi kullanan yeniden şekillenen enzimleri de bu bölgeye çağırır. Histonlar, asetilasyon, metilasyon, fosforilasyon, ubikitinasyon, sumolasyon ve ribozilasyon dahil olmak üzere 200’den fazla bilinen modifikasyona maruz kalır. Bu şekilde histon modifikasyonları transkripsiyonu etkileyebilir, ancak kromatin her yerde bulunduğundan, modifikasyonlar onarım, replikasyon ve rekombinasyon gibi diğer birçok DNA sürecini de etkiler.[10]
Kodlamayan bir RNA (ncRNA), kopyalanan ancak proteinlere çevrilmeyen işlevsel bir RNA molekülüdür. Epigenetik rollerinin tam kapsamı hala belirleniyor olsa da ncRNA'ların gen susturmaya ek olarak DNA metilasyonuna ve histon modifikasyonlarına katıldığını gösteren kanıtlar vardır. siRNA'ların ve lncRNA'ların her ikisinin de heterokromatin oluşumuyla gen ekspresyonunu düzenlediği gösterilmiştir.[11]
Epigenetik, Savunma Sistemini Nasıl Etkiler?
Epigenetik modifikasyonlar, immün mikroçevresinde ve immün yanıtların düzenlenmesinde rol oynamaktadır. Oluşan epigenetik değişikliklerse, immün sistemdeki hücrelerin alt tiplerinin belirlenmesinde, ilgili hücrelerin olgunlaşmasında, aktivasyonunda ve patojene karşı verdiği cevapta rol oynamaktadır.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Örneğin immün sistem hücrelerinden monositler, bulundukları bölgelere göre makrofajlara ve dendritik hücrelere farklılaşırlar. Monositlerin makrofajlara ve dendritik hücrelere farklılaşma sırasında ve aynı şekilde T hücrelerinin alt tiplerinin belirlenmesi sırasında gen ifade düzeyleri değişir. Bahsedilen durumda gen ifade düzeylerinin değişmesi ise epigenetik modifikasyonlarla ilişkilidir.[12] Nötrofiller ve sitotoksik CD8+ T hücrelerin de patojenlere karşı salgıladıkları perforin ve granzim molüküllerinin salınımı sırasında epigenetik değişiklikler görülür.[12]
Bunun yanı sıra immün sistem hücreleri, patojenlere karşı organizmayı korumak için ve hücreler arası etkileşimi sağlamak için kemokinler ve sitokinler salgılar. Salgılanan bu uyarıcı moleküllerin ifadelerinin pozitif ve negatif regülasyonlarının düzenlenmesinde de epigenetik değişiklikler rol oynamaktadır. Örneğin, son çalışmalar, inflamatuar ve otoimmün patolojilerin önlenmesinde bazı rollere sahip güçlü bir anti-inflamatuar sitokin olan interlökin-10'un (IL-10) ekspresyonunun kromatin bağımlı mekanizmalar tarafından kontrol edildiğini göstermiştir.[13]
Epigenomun Savunma Sistemi Üzerindeki Etkileri ve Kanser
Epigenomun düzensizliği, kanserin başlamasını ve ilerlemesini destekleyen anormal transkripsiyonel programları yönlendirir. Kusurlu gen regülasyonu genellikle onkojenik ve tümör baskılayıcı ağları etkilese de tümör immünojenisitesi ve antitümör yanıtlarında yer alan immün hücreler de epigenomik değişikliklerden etkilenebilir.
Kanser mikroçevresinde bulunan immün sistem hücrelerinde oluşan epigenetik değişikliklerin hücre tiplerini ve hücre sinyalleşmelerini etkilediği de görülmektedir. Bağışıklık sisteminde bulunan hücreler patojenle karşılaştıklarında ya da bir kemokin ya da sitokin gibi hücrenin çevresinden gelen bir uyaran olduğunda farklılaşma sürecine girerler ve bir immün yanıt oluştururlar. Bu süreçlerde gen ifadeleri değişir ve bu ifadeler epigenetik modifikasyonlarla kontrol edilir. Örneğin tümör mikroçevresinde saf B hücrelerinin plazma hücrelerine farklılaşması sırasında bazı gen bölgelerinde hipometilasyonlar görülür. Metilasyonların ortadan kalkması gen susturulmasını ortadan kaldırarak plazma hücrelerinden antikor salınımını destekler. Böylece antikorlar tümör oluşumuna karşı savaşır.
Makrofajlar tümör mikroçevresinde klasik olarak M1 veya M2 makrofajlar olarak adlandırılır. Doku yıkıcı, bağışıklık uyarıcı M1 makrofajları, proinflamatuar sitokinler (IL1, IL6, IL12 ve TNF-alfa) salgılar ve anti tümöral özelliklere sahiptir. M2-makrofajlar, IL10 ve TGFβ gibi anti-inflamatuar sitokinleri ve T hücresi anti-tümör yanıtı için gerekli besinleri tüketen arginaz ve IDO gibi enzimleri serbest bırakarak doku onarımına ve immün sistemin baskılanmasına aracılık eder.[14] Tümör bağlamında, epigenetik sistemler, makrofajların M1'den M2 fenotipine farklılaşmasında çok önemli bir rol oynamaktadır.[15] Örneğin, histon deasetilasyonu yoluyla tümörle ilişkili makrofajlarda (M2) MHC sınıf II molekülleri baskılanır.[16]
Makrofajların yanı sıra tümör mikroçevresinde mezenkimal türevli baskılayıcı hücreler (MDSC) indüklenebilir nitrik oksit sentaz (iNOS), arginaz 1 (Arg1) ve anti-inflamatuar sitokinler IL10 ve TGFβ'nin salınımı gibi çeşitli mekanizmalarla anti-tümör bağışıklığını baskılar.[17] Birkaç çalışma MDSC’lerin proliferasyonunda ve işlevinde epigenetik mekanizmaların önemini göstermektedir. Bu bağlamda, HDAC'lerin (Histon deasetilaz) farmakolojik inhibisyonu, hem in vitro hem de in vivo MDSC proliferasyonunu indüklediği bilinmektedir.
Epigenetik modifikasyonların tümör hücrelerinde ve tümör mikroçevresinde bulunan savunma sistemi hücrelerinde etkili olduğundan hem epigenetik tedavilerin hem de kanser immünoterapilerinin ve bunların kombinasyonlarının geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Bu yüzden kanser tedavisinde epigenetik ilaçların önemi oldukça büyüktür. Daha güçlü antitümör bağışıklık tepkileri ortaya çıkarmak ve bağışıklık kontrol noktaları ile bağlantılı adaptif bağışıklık direncinin üstesinden gelmek için DNMT (DNA metiltransferaz) inhibisyonu ve immünoterapilerin ortak çalışması uygun bir strateji olabilir. Bu amaçla, DNMT inhibitörlerini anti-PD1, anti-CTLA4 veya anti-PDL1 gibi kanser kontrol noktası inhibitörleri ile birleştirmek, şu anda çok sayıda klinik deneyde değerlendirilmektedir.[2]
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 5
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ J. M. Anaya, et al. (2013). Autoimmunity: From Bench To Bedside [Internet].
- ^ a b M. J. Barrero. (2017). Epigenetic Strategies To Boost Cancer Immunotherapies. International Journal of Molecular Sciences, sf: 1108. doi: 10.3390/ijms18061108. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. M. Rehaume, et al. (2008). Neutrophil-Derived Defensins As Modulators Of Innate Immune Function. Critical Reviews™ in Immunology. doi: 10.1615/CritRevImmunol.v28.i3.10. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. K. Abbas, et al. (2015). Temel İmmünoloji. sf: 163-188.
- ^ P. Thapa, et al. (2019). The Role Of The Thymus In The Immune Response. Thoracic Surgery Clinics, sf: 123-131. doi: 10.1016/j.thorsurg.2018.12.001. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. V. Luckheeram, et al. (2012). Cd4+T Cells: Differentiation And Functions. Clinical and Developmental Immunology. doi: 10.1155/2012/925135. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. J. Sigal. (2016). Activation Of Cd8 T Lymphocytes During Viral Infections. Academic Press, sf: 286-290. doi: 10.1016/B978-0-12-374279-7.14009-3. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. H. Sawalha. (2018). Clinical Immunology: A Special Issue On Epigenetics. Clinical Immunology, sf: 1-2. doi: 10.1016/j.clim.2018.11.012. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Y. Bergman, et al. (2013). Dna Methylation Dynamics In Health And Disease. Nature Structural & Molecular Biology, sf: 274-281. doi: 10.1038/nsmb.2518. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. J. Bannister, et al. (2011). Regulation Of Chromatin By Histone Modifications. Cell Research, sf: 381-395. doi: 10.1038/cr.2011.22. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. J. Slack, et al. (2019). The Role Of Non-Coding Rnas In Oncology. Cell, sf: 1033-1055. doi: 10.1016/j.cell.2019.10.017. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. Zhao, et al. (2015). Epigenetic Dynamics In Immunity And Autoimmunity. The International Journal of Biochemistry & Cell Biology, sf: 65-74. doi: 10.1016/j.biocel.2015.05.022. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. S. Iyer, et al. (2012). Role Of Interleukin 10 Transcriptional Regulation In Inflammation And Autoimmune Disease. Critical Reviews™ in Immunology. doi: 10.1615/CritRevImmunol.v32.i1.30. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Garcia-Gomez, et al. (2018). Epigenetic Interplay Between Immune, Stromal And Cancer Cells In The Tumor Microenvironment. Clinical immunology (Orlando, Fla.), sf: 64-71. doi: 10.1016/j.clim.2018.02.013. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Mantovani, et al. (2017). Tumour-Associated Macrophages As Treatment Targets In Oncology. Nature reviews. Clinical oncology, sf: 399-416. doi: 10.1038/nrclinonc.2016.217. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Noy, et al. (2014). Tumor-Associated Macrophages: From Mechanisms To Therapy. Immunity, sf: 49-61. doi: 10.1016/j.immuni.2014.06.010. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Martino, et al. (2010). Mycobacterium Bovis Bacillus Calmette-Guérin Vaccination Mobilizes Innate Myeloid-Derived Suppressor Cells Restraining In Vivo T Cell Priming Via Il-1R-Dependent Nitric Oxide Production. Journal of immunology (Baltimore, Md. : 1950), sf: 2038-2047. doi: 10.4049/jimmunol.0903348. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 17:54:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/12192
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.