Descartes Felsefesine Kısa Bir Bakış: Düşünüyorum, Öyleyse Varım (Cogito Ergo Sum)!
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Descartes, genellikle ve haklı olarak, klasik felsefeden modern felsefeye geçişte en önemli kişilik olarak kabul edilmektedir; bu, ortaya koyduğu öğretisinin içeriğinden çok, onun felsefi araştırma kavrayışına bağlıdır.[4] Descartes, felsefesinde özneyi merkeze alarak, onu ikili bir yapıyla ortaya koymuştur. Bilgiyi, özneden yola çıkarak ortaya koymaya çalışmıştır; başka bir deyişle, önce kendi varlığını sağlamlaştırmış, daha sonra dış dünyaya yönelmiştir. Descartes’a göre filozof, işe silmeyle başlamalıdır; önceki bilgilerine şüpheyle yaklaşmalıdır, bu temizleme işleminin aracı ise “kuşku yöntemi”dir.[4] Descartes, bugüne kadar güvenilir kabul ettiği her şeyi duyular vasıtasıyla aldığını söyleyerek, onların bilgisine güvenilemeyeceğini, bu sebepten ötürü her şeyden şüphe ederek işe başlayacağını söylemiştir.[5] Descartes’ın şüpheciliği geçicidir; amacı, kesin ve bizzat kendisinin elde ettiği bir bilgiye varmaktır.[2]
1. Cogito Ergo Sum
Descartes, şu ana kadar bildiklerini askıya aldıktan sonra hakiki sayılabilecek, kesin olarak doğru olan şeyi aramaya başlamıştır. Bu noktada Descartes, “Ego Sum (Ben'im, Varım)” önermesine ulaşmıştır. Descartes’a göre, her şeyini beni aldatmaya adamış bir aldatıcı bile, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece, beni bir şey olmadığıma inandıramayacak, ikna edemeyecektir.[5]
Eğer beni aldatıyorsa, öyleyse var olduğuma hiç kuşku yok, istediği kadar aldatsın beni, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece, bir şey olmamamı asla sağlayamayacaktır. Öyle ki her şeyi iyice düşünüp, özenle inceledikten sonra, "Ben'im, Varım" önermesini her ileri sürüşümde, onun zorunlu olarak doğru olduğu sonucuna varmak ve bunun değişmez olduğunu kabul etmek gerekir.[5]
Ama bu, Descartes için yeterli değildir çünkü bu önermenin hâlâ açık olmadığını düşünmektedir. Descartes bu noktada beden ve ruhu incelemeye tâbi tutarak bu ikisinden kendisine ait bir özellik aramıştır. Ruh konusunda Descartes, ilk olarak onu hissetme kavramı açısından ele almış, fakat beden olmaksızın ruhun hissedilemeyeceğini söyleyerek bunun kendine ait bir şey olmadığını söylemiştir. İkinci olarak baktığı kavram ise “düşünme”dir. Düşünme, ona ait olan bir özelliktir, bu yüzden Descartes, “Ben kimim?” sorusuna “Düşünen bir şeyim.” cevabını vermiştir.[5]
"Ben'im, Varım" bu kesin ama ne kadar süre için: Ancak düşündüğüm sürece, zira ola ki düşünmeye son verseydim, olmaya ya da var olmaya da son verirdim.[5]
Descartes'ın bu cümlelerine dayanarak, onun temel argümanı olan “Cogito ergo sum (Düşünüyorum, o halde varım).” argümanına ulaşmak mümkündür. Bu cümlelerden düşünmenin, var olmanın ön koşulu olduğu sonucu çıkarılabilmektedir. Bu sebepten ötürü, insanın özü düşünmektir dersek yanlış olmaz. Descartes’a göre her şeyden şüphe edilebilir fakat şüphe edildiğinden şüphe edilememektedir.
2. Descartes’ın Töz Düalizmi
Descartes felsefesi, “düalist” bir felsefe olarak anılmaktadır; bu, onun töz anlayışının bir sonucudur. Descartes’ta ikili bir töz anlayışı vardır, bu tözler sonsuz ve sonlu töz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sonsuz töz “Tanrı”dır, sonlu töz ise kendi içinde “ruh” ve “beden” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır; sonlu töz için insan demek uygundur. Descartes’ın zihin ve beden arasındaki ayrımı ortaya koyma ve düalizmi ifade etme tarzı, gelenekten kopuşu temsil etmektedir ve modern felsefenin seyrini etkilemiştir.[1]Modern felsefe, Orta Çağ felsefesinden kopuştur. Orta Çağ’da din temelli açıklamalar yapılırken modern felsefede bilimsel ve akla dayalı açıklamalar yapılmaya çalışılmıştır. Descartes’ta zihin, bütünüyle gerçek, ayrı bir tözdür; beden olmaksızın ve Tanrı'nın yardımı olmaksızın varlığını sürdürebilir.[1]
Descartes’a göre madde ve düşünce, yani beden ve ruh birbirinden tamamen farklıdır, ama aynı zamanda her ikisi de birer tözdür. Bedenin özü yer kaplamaktır. Descartes bunu “bal mumu deneyi” olarak adlandırılan bir örnekle açıklar:
Örnek olarak şu bal mumu parçasını alalım; kovandan yeni çıkartılmıştır ve içindeki balın tadı henüz kaybolmamıştır; toplandığı çiçeklerin kokusundan hâlâ bir şeyler kalmıştır; rengi, şekli, boyutları görünmektedir; katı ve soğuktur, elimle ona şekil verebilirim ve ona vurduğumda bir ses çıktığını da duyarım... Ama şu anda konuşurken, bal mumunu ateşe yaklaştırıyor ve bakıyorum: Kalan tadı kaçıyor, kokusu kayboluyor, rengi değişiyor, şekli kayboluyor, boyutları artıyor; sıvı ve sıcak hale geliyor, ona vurduğunuzda artık ses vermiyor (Peki bu değişmeden sonra aynı bal mumu kalmış mıdır? Kaldığını kabul etmek gerekir ve kimse de bundan kuşku duymaz, başka türlü bir yargıda bulunmaz). Öyleyse bu bal mumunda böylesine seçiklik içinde kavranan nedir? Kuşkusuz duyular yoluyla ulaştığımız özelliklerden hiçbiri değil.[4]
Beden sadece yer kaplamakta, düşünememektedir; ruh ise sadece düşünmekte, yer kaplamamaktadır. Buradan hareketle bedenin uzaysal, ruhun uzaysal olmadığı söylenebilir. Ancak Descartes, zamansallık bakımından bu ikisi arasında ayrım yapmamaktadır; yani hem beden hem ruh zamansaldır. Descartes, ruhu bedenden üstün tutmaktadır, beden ruh olmaksızın varlığını sürdürememektedir; başka bir deyişle, ruhsuz beden sadece bir maddedir, ruh ise herhangi bir şeye ihtiyaç duymaksızın varlığını sürdürebilmektedir.
Descartes, ruh ve beden arasındaki farkı ortaya koyduktan sonra, bu ikisinin nasıl birlik içinde olduğu konusuyla ilgilenmiştir. Bu birliktelik için Descartes, “Epifiz Bezi Teorisi” denilebilecek bir teori ortaya koymuştur. Buna göre, ruh ve beden, beynin arka kısmındaki epifiz bezinin içinde birlik içinde bulunmaktadır. Daha sonraları Descartes’ın bu çözümü ciddi eleştiriler almıştır.
3. Descartes'ın Epistemolojisi
Descartes, daha önce de bahsettiğimiz gibi, şu ana kadar bildiği her şeyi askıya alarak işe başlamıştır. Bunun sebebi ise, duyuların bizi yanıltması, şu ana kadar olan tüm bilgimizin de duyular vasıtasıyla alınmasıdır. Kesinlik noktasında duyu verilerini eleyen Descartes, matematiği ve geometriyi incelemeye tâbi tutmuş, onların kanıtlamalarının açık olduğunu söylemiştir.[3] İster uykuda olayım ister uyanık, iki artı üç her zaman beş edecektir; karenin dörtten fazla kenarı olmayacaktır. Böylesine aşikâr hakikatlerin yanlış ve kesinlikten yoksun olduğundan kuşkulanabilmek mümkünmüş gibi görünmez.[5]
Descartes, ilk olarak varlığını ortaya koymuştur; yani var olduğunu ispatlamıştır. “Düşünen ben”i merkeze alan Descartes, diğer her şeyi bu temel üzerine inşa etmiştir. Genel ilke olarak ortaya koyduğu “ben”, kendisinde kuşkuyu, tasarlamayı, anlamayı, istemeyi, hissetmeyi, imgeler oluşturabilmeyi barındırmaktadır; bu yetiler “düşünen töz”e bağlıdır, düşünen töz ise “salt zihin”dir; salt zihin bizi hiçbir zaman yanıltmamakla birlikte, bizi apaçık bilgiye götüren şey de odur.[3]
Descartes’ın yöntemi, dört aşamadan oluşmaktadır; ilk olarak doğru olduğunu apaçık bilmediği hiçbir şeyi kabul etmemekte, ikinci olarak incelenecek şeyi en küçük parçalarına kadar bölmekte, üçüncü olarak bu parçalardan başlayarak karmaşık yapılara doğru ilerleyen bir tümevarımsal yol izlemekte ve son olarak her adımda yaptığı işlemi gözden geçirmektedir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Descartes’ın epistemolojisi “cogito” temellidir; cogito temel alınarak dış dünya açıklanmaktadır, yani kendi bilincinden nesneye doğru bir gidiş söz konusudur.[3] Descartes bu noktada “doğruluk” ve “kesinlik” ayrımı yapmaktadır. Kesin olan şey a priori olup açık ve seçik olan şeydir, bu önermelerin doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu değildir. Buna örnek olarak matematik ve geometriyi göstermek mümkündür; doğruluk ise bilgiye ilişkindir ve olumsal olabilendir.[3] Descartes’a göre, kesinliği elde etmenin yolu “sezgi”dir.
Şüphe yöntemini kullanarak kendisinden şüphe edilmeyecek bir temel arayan Descartes, ulaştığı “cogito” bilgisinden emindir. Bu eminliği ona veren ise “sezgi”dir, sezgi kesinliğin kaynağıdır.[3]
Sezgiden anladığımız, duyuların değişken kanaatleri değil, imgelemin yanıltıcı bileşimlerinden doğan aldatıcı yargıyı da değil, saf ve dikkatli bir anlığın kavramını anlıyorum. Anladığım şey üzerine geride hiçbir şüphenin kalmayacağı o denli kolay ve açık seçik olarak belirlenmiştir ki, yine aynı manaya gelmek üzere sezgi saf ve dikkatli bir anlığın şüphe duyulamaz bir kavramıdır ki yalnızca aklın doğal ışığından doğan sağlam, yalın olduğu için tümdengelimden daha güvenilir ve insanın hata yapamayacağı kavrayışıdır.[3]
Sezgiyle edindiğimiz bilgiler, aynı zamanda açık ve seçiktir. Descartes için doğruluk, açık ve seçikliktir; yani bir şey açık ve seçik ise doğrudur. Açıklık ve seçiklik, bizi peşin hükümlerden ve acele yargılardan korumakta ve aklın hata yapmasını engellemektedir.[3] Descartes, şeylerin bilgisini Tanrı'ya dayandırmaktadır, Tanrı idesine sahip olmadıkça başka şeylere ilişkin bilgi edinilemez. Descartes’a göre bilginin teminatı Tanrı’dır.[3]
Son olarak idelere bakacak olursak, doğuştan, duyu verilerinden türetilen ve kendi türettiğimiz ideler olmak üzere üç tür ide vardır. Bu ideler, bilginin oluşum sürecinde etkin rol oynamaktadır.[3] Doğuştan idelerin, doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu değildir. Buna örnek olarak matematik ve geometriyi verebiliriz. Bunlar, düşünen benin varoluşuna bağlı olduğu için, kendiliğinden açık ve seçiktir.[3] Ama diğer ide türleri açık ve seçik değildir. Duyu verilerinden gelen ideler, zihnin duyular bölümünde, kendi türettiğimiz ideler ise imgelemde bulunmaktadır. Bu iki ide, bize açık ve seçik bilgi sağlamamaktadır; bu sebepten ötürü doğruluklarından emin olunamaz.
Sonuç
Sonuç olarak bakıldığında, Descartes modern felsefeyi kurmuş ve felsefenin konusunu değiştirmiştir. Töz, yani var olmak için kendinden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymayan şeyi, Tanrı, ruh ve beden olmak üzere üçe ayırmıştır. İnsanı ruh ve beden olarak ele alması, düalist bir felsefesi olduğunun göstergesidir. Aynı zamanda bu ayrım, 20. yüzyıl felsefesinde başlamış olan ve günümüzde felsefenin gözde alanlarından olan "Zihin Felsefesi" için başlangıç olmuştur.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 45
- 29
- 11
- 10
- 6
- 5
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b A. Cevizci. (2013). Felsefe Tarihi. ISBN: 9789754688337.
- ^ A. Weber. (1998). Felsefe Tarihi. Yayınevi: Sosyal Yayınlar.
- ^ a b c d e f g h i Ç. Yolcu. (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, 2020). Descartes’ta Bilgi Ve Doğruluk Problemi.
- ^ a b J. Cottingham. (2003). Akılcılık. Yayınevi: Doruk Yayıncılık.
- ^ a b c d R. Descartes. (2016). Meditasyonlar. Yayınevi: Say Yayınları.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:37:19 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9176
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.