2020 yılının neredeyse tamamında, COVID-19 hastalığının etmen faktörü SARS-CoV-2 isimli virüsün evriminde dikkate değer hiçbir şey yoktu. Diğer koronavirüs türleri gibi, kısmen yavaş evrimleşen bir virüs... Daha fazla göster
2020 yılının neredeyse tamamında, COVID-19 hastalığının etmen faktörü SARS-CoV-2 isimli virüsün evriminde dikkate değer hiçbir şey yoktu. Diğer koronavirüs türleri gibi, kısmen yavaş evrimleşen bir virüs olarak seyrediyordu; Nextstrain gibi sitelerde coğrafyaya bağlı olarak virüsün çeşitlendiğini görüyor olsak da, bunun hızı oldukça düşüktü ve dikkate değer değildi. Bu nedenle virüse tek seferde, güçlü bir aşı mücadelesi verirsek, onu tıpkı çiçek hastalığı gibi (veya aşısız bir şekilde çözülen SARS ve MERS kuzenleri gibi), kökünden alt etmemiz olası gözüküyordu.
2020'nin sonundan itibaren, her şey değişti. Salgını yeterince hızlı durduramadık; bir avuç ülke haricinde hiçbir ülke salgınla mücadelenin gereksinimlerini yerine getirmedi. Buna bağlı olarak virüs, on milyonlarca, hatta tespit edilemeyen vakaları da sayarsak belki yüz milyonlarca kişiye bulaştı. Bu kişilerin farklı savunma tepkileri dolayısıyla, virüs üzerindeki seçilim baskısı çeşitliliği de arttı. Artık SARS-CoV-2, ürkütücü bir hızla evrimleşiyor ve bu sorunla yüzleşme vaktimiz geldi. Eğer böyle giderse, COVID-19 da tıpkı grip gibi; ancak ondan belki de kat kat ölümcül bir virüs olarak hayatlarımızda kalıcı bir hâl alabilir. Virüsün bir noktadan sonra evrim hızının artacağını öngören evrimsel biyolog Jesse Bloom, şöyle diyor: