Büyük Memelilerin Evcilleştirilmesi: İnsanın Diğer Hayvanlar Üzerindeki Yapay Seçilimi
Evcilleştirme insanoğlunun çevresindeki canlıları seçilime uğratması sonucu kendine daha faydalı bir hale getirmesidir. Evcilleştirme çeşitli amaçlar doğrultusunda yapılabilmektedir. Seçilime uğratılmış canlılar taşıma, beslenme veya savunma amaçlı kullanılabilmektedir. Bitki ve hayvanlar için farklı yöntemlere başvurularak bazılarının evcilleşmesi sağlanmıştır. Hayvanların evcilleştirilebilmesi genellikle büyük memelilerde mümkün olmuştur. Büyük memelilerin evcilleştirilme sırasında tercih edilmelerinin nedeni küçük memeli, sürüngen ya da kuşlara kıyasla çok daha işlevsel olmalarıdır. Büyük memeliler protein bakımından zengindir, bazılarının üstüne binilebilir, toprağı sürerek tarıma yardımcı olurlar. Bu açıdan büyük memeliler evcilleştirme sürecinden başarıyla çıkabilmiş türler içerirler.
MÖ yaklaşık 10 bin yılında ilk memelinin Güneybatı Asya’da evcilleştirildiği düşünülmektedir. Bu canlı köpektir ve ilk etapta beslenmeden ziyade evcilleştirilme amacı savunmadır ve avcılıktır. Bundan sonra pek çoğu Avrasya kıtasında olmak üzere toplam on dört memeli türü evcilleştirilmiştir. Bu memelilerin ortalama ağırlığı 45 kilogramın üstündedir. Şaşırtıcı olan şudur ki evcilleştirilmeye aday 148 memeli canlı vardır ve bunların çok azı ancak evcilleştirilebilmiştir. Bir diğer durumsa evcilleştirilen canlıların tamamının uzun süre önce evcilleştirilmiş olmasıdır. En son evcilleştirilen tür Arap devesi ve çift hörgüçlü devedir ki evcilleştirilme tarihleri MÖ yaklaşık 2500 yıllarıdır. Milattan sonraki dönemlerde evcilleştirilebilmiş bir tür bulunmamaktadır.
Evcilleştirilmeye tabi tutulan pek çok canlı vardır. Muhtemelen atalarımız bu türlerin neredeyse tamamını evcilleştirmeye çalışmışlardır. Bu çabanın sonucunda on dört tür evcilleştirilmiştir. Bunların en yaygın ilk beşi: koyun, keçi, inek (sığır ya da öküz), domuz ve attır. Kalan dokuzu ise şunlardır: Arap devesi, çift hörgüçlü deve, lama ve alpaka, eşek, Rengeyiği, manda, yak, Bali sığırı ve yaban sığırı. Fil her ne kadar evcilleştirilmiş gibi dursa da terbiye edilmiş bir canlıdır. Yetişkin filler Asya’da ormanlardan yakalanır ve terbiye edilirler. Afrika ve Avustralya kıtasında hiçbir memeli evcilleştirilememiştir. Amerika kıtalarında ise yalnızca bir tür evcilleştirilmiştir. Kalan on üç tür Avrasya’ya aittir. Afrika kıtasında günümüzde de görülebilen pek çok büyük memeli bulunmaktadır. Goril ya da gergedan gibi bazı türler neden hiçbir zaman evcilleştirilememiştir? Afrika’daki insanlar Avrasya insanlarına kıyasla daha mı az becerikliydi bu iş konusunda?
Evcilleştirmeyi Engelleyen Temel Unsurlar
Evcilleştirme sürecinde uyulması gereken bazı ölçütler vardır. Bu ölçütler dışında kalan canlıların evcilleştirilmesi ya çok zordur ya da olanaksızdır. Temel unsur beslenmedir. Evcilleştirilmek istenen bir canlının beslenme durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Karnivorlar (etobur) yırtıcı olmaları nedeniyle insanlara da saldırabilmektedirler. Beslenmenin yönünün değişmesi yani evcilleştirilmeye çalışılan türün insanlara saldırıp onları yemeye kalkışması pek içi açıcı bir durum değildir. Herbivorlar (otçul) böyle bir durumda tercih edilme şansları yüksek türler olacaktır.
Fil gibi canlılar oldukça fazla et vermelerine ve yiyecek seçmemelerine rağmen büyüme hızları oldukça yavaştır. Bir filin yetişkinliğe erişmesi yıllar sürer. Yetiştirici bu durumu göze alamaz. En geç birkaç sene içerisinde erişkinliğe ulaşan canlılar tercih edilecektir.
Hayvanlar çiftleşme dönemlerinde kur yapma ihtiyacı hissederler. Her canlı bir yere kapatılarak çiftleştirilemez. Çita gibi türler zahmetli ve uzun süren kur yapma sürecini kapalı bir ortamda gerçekleştiremezler. Çiftleşme dönemi türlerin erkeklerinin genellikle saldırganlaştığı dönemlerdir. Bir arada bulunan erkek bireyler birbirlerine saldırabilir, birbirlerini yarayabilir veya öldürebilirler.
Büyük memeliler etobur ya da otobur fark etmeksizin insanları öldürebilmektedir. Atlar, öküzler ve diğerleri sert darbelerle insanların yaşamına kolaylıkla son verebilir. Gergedan gibi çok fazla et verebilecek türlerdeyse saldırganlık kontrol edilebilir düzeyin üstündedir. Zebralar çılgınca davranışlarıyla büyüdükçe evcilleştirilemez hale gelirler. Değil üzerine binmek saldırılarından kurtulmak bile oldukça zordur. Çünkü ısırırlar ve ısırdıklarında da bırakmama gibi bir huyları vardır.
Antiloplar ve ceylanların evcilleştirilmesi korku ve telaş eğilimleri nedeniyle mümkün değildir. Yaklaşmaya çalışırken fark edildiğinizde gökyüzüne sıçrayan ve sağa sola çılgınca zıplayan canlılar düşünün. Bu hayvanlar Bereketli Hilal’de(Mezopotamya, Anadolu ve Mısır bölgesi) önemli av hayvanlarından bazılarıdır. Yine de evcilleştirilememişlerdir.
Koyun gibi sürüler halinde yaşayan hayvanlarda toplumsal bir yapı vardır. At sürülerinde hiyerarşik bir düzen görülür. Aygır güdümünde kısraklar ve taylar belirli bir düzene göre sürüyü meydana getirir. Aynı zamanda bu türlerin uysallığı ve sorun halinde sürünün içine saklanma eğilimleri bulunmaktadır. Hızlıca dağılıp taşkın davranışlar sergilemezler. Sürünün lideri konumundaki hayvan yerine insan geçtiği zaman da kolaylıkla insan güdümüne girerler.
Sonuç
Evcil hayvanların günümüz insan yaşamında etkisi büyüktür. Kalabalık insan nüfusunu doyurabilmenin şuan tek yolu evcilleştirilen büyük memelilerdir. Domuz, sığır, koyun ve keçiler besin değerleri yüksek canlılardır. Bu canlıların dışında besin değeri yüksek çok fazla tür vardır ancak hepsi evcilleştirilmeye uygun olmadığından seçilime uğratılamamışlardır. Geçmişte muhtemelen bütün memeli türleri seçilime tabi tutulmuştur. Farklı nedenler dolayısıyla direnç gösterenler ise evcilleşememiştir. Afrika kıtasındaki türlerin evcilleştirilememesinin temel nedeni budur. Zebra gibi canlıların davranışları oldukça umut kırıcıdır. Bereketli Hilal’den gelen hayvanlarınsa hızlı bir şekilde Afrika’da kullanılmaya başlandığı ise unutulmamalıdır. Yani sorun bölge halklarında değildir. Canlıların davranışları, yapıları ve coğrafi konum evcilleştirmede temel etkendir.
Not: Bu içeriğimizi hazırlayan okurumuz Ali Kağan Akbaş'a teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- J. M. Diamond. (1999). Guns, Germs, And Steel: The Fates Of Human Societies. ISBN: 0393317552. Yayınevi: W. W. Norton & Company.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:50:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4889
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.