Yeme Bozukluğu Hakkında Derleme

- Blog Yazısı
Yeme Bozukluğu
Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu (KKYAB), 2013 yılında yayınlanan (DSM-Avoidant/Restricted Food Intake Disorder (ARFID) ismiyle literatüre giren yeni bir rahatsızlık olarak kategorize edilerek ortaya çıkmıştır. DSM-IV’te olan “Yeme bozuklukları” ve “Çoçukluk ve bebeklik dönemi yeme ve beslenme bozuklukları” olarak bulunan iki bölümün DSM-5’de “Yeme bozuklukları ve Beslenme” olarak tek bir başlık altında birleştirildiği görülmektedir. Yeme bozukluğu ve beslenme tanıları erişkinlik ve çocukluk dönemi şeklinde ikiye ayrılmadan tüm yaşam dönemlerini kapsar duruma geldi. DSM-5 hazırlayan ekibin söz konusu değişiklikleri yapmasının önemli nedenlerinden birisi, DSM-IV’te erken çocukluk veya bebeklik döneminde beslenme bozukluğu tanısının, kilo verme gereksinimi ve 6 yaş altı kısıtlayıcılık ihtiyacı sebebiyle yeteri kadar çalışılmamış ve sınırlı kullanılmış olmasından kaynaklıdır. Bu sebeble DSM5’te klinik anlamda yeme bozuklukları ve beslenme olan, fakat kilo artışı ya da vücudun görünüm bozukluğu korkusu bir yana , her yaştan alınarak ayrışık bir hasta grubunu tanımlamak için. (Kreipe, R. E.,& Palomaki, A. (2012) ) Kaçıngan/kısıtlı yiyecek tüketimi bozukluğu olarak tekrardan adlandırılmıştır.Yemek yemek yaşam için oldukça önemli ve gerektiği kadar yenmesi durumunda haz veren bir davranıştır. İnsanlar bebeklikten itibaren okul çağına doğru ilerleyip hızlıca gelişen beslenme davranışı homeostatik mekanizmalar, çocuğun motor, emosyonel ve duyusal kapasitesi, ödül sistemi içinde bulunduğu sosyal çevre, kültürel öğeler, aile bireylerinin vermiş olduğu bakım, tutum yetenekleri gibi birden fazla etkenin etkileşimi ile gelişir. Sağlıklı bi yaşam için beslenme alışkanlığı oldukça önemli ve dikkat edilmesi gereken bi konudur sağlıklı beslenme düşüncesi takıntıya dönüşmesi durumunda ruhsal veya fiziksel sorunlar ortaya çıkarabilir. Yapılan araştırmalarda ülkemizde ki kadınların %33.6’sının, erkeklerin ise %6.3’ünün diyet yaptığı gözlemlenmiştir; kadınların %43’ünün, erkeklerinse %18.3’ünün zayıf olma arzularının olduğu saptanmıştır (Orsel S, Işik Canpolat B, Akdemir 2004). Yetişkin döneminde ki vücut kitle indeksi 18’den düşük ise zayıf oluşu kesinken, 18 yaşının altındaki bireylerin yaşa göre değerlendirilmesinin yapılması gerekmektedir (Kotler LA, 2000).Yeme bozuklukları, yemek yeme davranışında ciddi bozukluk olduğu bir tanı grubudur. bulimiya nervoza (BN) ve Anoreksiya nervoza (AN) bu tanıların arasında en çok rastlanılan tanılardır. Ruhsal belirtilerinin yanında ciddi beden problemlerinede yol açtığı iki önemli en başlığı oluşturmaktadır. Yeme bozuklukları daha çok ergenlerde görülmesinin yanı sıra ciddi yeti yitimine ve ölümcül olabilmesi sebebi ile ayrı bir öneme sahiptir (Herpertz-Dahlmann 2009). Yaşanan değişimlerden kaynaklı yeme bozukluğu tutumu için oldukça kritik bir dönemdir. AN’nin başladığı yaş ortalaması 15 yaş civarında, BN ise erken erişkinlik döneminde ve daha geç ergenlik döneminde başlama eğilimindedir (Morris J, 2012.).
DSM-V Tanı Kriterleri
Beslenme ve Yeme Bozuklukları:
A. En az bir aylık süreçle , sık olarak, besleyici değerleri olmayan, besin niteliği taşımayan maddeleri yeme.
B. Besleyici değerleri olmayan, besin niteliği taşımayan maddeleri yeme , bireyin
gelişimsel seviyesi ile uyumlu olamaz.
C. Bu yeme davranışının bozukluğu, kültürel veya toplumsal dayanağı olan kabul edilebilecek veya desteklenebilecek bir uygulama değildir.
D. Bu yeme davranışı bozukluğunun yanında bireyde başka ruhsal rahatsızlıklar ortaya çıkıyorsa (örn. anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozukluk], şizofreni, otizm açılımı kapsamında bozukluk, ayrıca klinik gözlemlemeyi gerektirecek
kadar ağırdır.
Anoreksiya Nervoza Tanı Ölçütleri
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
A. Günlük enerji alımında kısıtlama durumu, bireyin yaşı , cinsiyeti, gelişme olarak katettiği yol ve vücut sağlığı anlamında belirgin olan biçimde zayıf bir vücut ağırlığının olmasına yol açmaktadır. Belli bir şekilde zayıf vücut ağırlığında olma olağan vücut ağırlıın en düşüğü altında veya gençler ve çocuklar için beklenen en düşük seviye altında olarak nitelendirilir.
B. Kilo alımından veya obeziteden aşırı korkma ya da belli bir biçimde zayıf olmasına karşın kilo almayı zorlaştıran hareketleri sürekli olarak tekrarlama.
C. Birey vücut görünümünü veya biçimini nasıl anlamlandırdığıyla ilgili bir bozukluk vardır, birey, kendinisini değerlendirmeye alırken vücudunun ağırlığını ve biçimini oldukça yersiz bir önem yükler veya o durumda ki zayıf vücut ağırlığının önemini asla kavrayamaz.
Bulimiya Nervoza Tanı Ölçütleri
A. tekrarlanan tıkınırcasına yeme bozukluğu epizodlarının olması; bu süreçte aşağıdakilerin her ikisi ile belirlenir ;
1. Aynı zaman sürecinde ve benzer ortamlarda çoğu insanın yiyebileceğinden çok daha fazla yiyeceği belirli bir zaman sürecinde (örn. bir iki saat içinde) yeme.
2. Bu epizod sürecinde yeme kontrolünün kalktığı duyumunun olması (yemeği durduramaması ya da yediklerini , ne kadar yemek yediğini kontrol etmeme duygusu).
B. Kilo alımını engellemek için , kendisini kusmaya zorlamak, laksatif, diüretik veya ilaçların yanlış yerde kullanımı ,hiç yemek yemeyerek veya çok fazla egzersiz yapmak gibi doğru olmayan davranışlara sürekli başvurma.
C. Tıkınırcasına yeme ve uygunsuz dengeleyici tutumlarının Her ikisde 3 aylık süreç ile ortalama haftada en az 1 kere ortaya çıkması
Epidemiyoloji
Ergenlik sürecinde, ortaya çıkan biyolojik değişiklikler (hormonel değişiklikler ve beyinde sinaptik budanma ve miyelinizasyon) stresli yaşantı vakalarının artması ve sosyal statülerde değişimler sebebi ile yeme bozukluğu durumu için kritik bir dönemdir (Treasure J, Claudino AM, Zucker N. Lancet 2010). AN’nin başladığı yaşın ortalaması 15 yaşdır, BN’da ise geç ergenlik dönemi ve erken erişkinlik döneminde başlama durumundadır. (Nicholls, D. E., Lynn, R., & Viner, 2011).Yeme davranış bozuklukları cinsiyet dağılımı olarak belirli farklılıklar gösteren bir teşhis grubu olup, kızlarda daha sık gözlemlenmiştir. (Çuhadaroğlu Çetin F 2008). Fakat günümüzde küçük yaştaki erkeklerde görülme olasılığı giderek artmış durumdadır. Erkeklerdeki AN’nın bulguları arasında zayıf bir bedenden ziyade kaslı bir vücuda sahip olma istediği ve çabası yer almaktadır. Bu bulgularda kompulsif türde egzersizleri yapmaya başlama ilk olgu olabilir ve bu durumu genel olarak kısıtlı besin alımı izlemektedir (Morris J. 2012). AN ile alakalı olan ilk epidemiyoloik bilgiler bu bozukluğun kültürel bi bağlamdan kaynaklı batı toplumlarında daha yaygın olduğu gözlemlenmiştir, kültürel ve ekonomik anlamda sıklıkla değişen toplumlarda AN’nın yaygınlığı hızlı bir biçimde artmış ve bu bilgilerin değerlendirilmesine yol açmıştır. AN ile alakalı Epidemiyolojik incelemler bu bozukluğun tek nedenli kültüre özgü ve sosyoekonomik düzey olmadığını düşündürmektedir.
Etiyoloji
Anoreksiya Nervoza’nın patogenezinde sosyokültürel, psikogelişimsel, genetik ve nöropsikiyatrik gibi etkenler rol alabilmektedir. Bütün yeme bozukluklarının psikopatolojisinde erken dönem bebek anne ilişkisinde bozuklukların olması oldukça belirleyiciliği vurgulanmaktadır (Çuhadaroğlu Çetin F 2008). Anoreksiya Nervoza alakalı olan olguların premorbid hususiyetine bakıldığında obsesiflik ve mükemmeliyetçilik dikkat çeken kişilik özellikleri arasındadır.Bununla beraber anksiyete bozukluğu olan, gergin, zarardan kaçınan , önemsiz hissetme hisleri baskın, içe kapanık kişilik özellikleri gösterir.(Herpertz-Dahlmann B, Muller B, Herpertz 2001).Genetik durumlar bütün yeme bozukluklarının olgunlaşmasında direkt ve dolaylı olmak üzere önemli bir etkiye sahiptir. İkiz ve aile çalışmalarında An ve Bn etiyolojisinde genetik etkinliğini daha çok ortaya koymaktadır.Kişilik özelliklerı, anksiyete bozuklukları, duygudurum, hipotalamik disfonksiyona benzeyen genetik olarak belirlenebilen ve yeme bozukluk riskini yükselten olaylar dolaylı bir şekilde etiyolojide rol alır. (Halmi K 2007). Biyolojik anlamda yeme bozukluklarını anlamayabilmek adına iştah düzenlemesi yapan merkezi kontrol mekanizmalarının iyi bilmek gereklidir. Bu kısımda 3 tane önemli sistemimiz vardır. Hipotalamusta ve Beyin sapında bulunan homeostatik sistem, gastro intestinal sisteminden gelen periferal metabolik belirteçleri birleşmesi ile açlık hissi ve tokluk hissi otonomik nöral aktivitesini düzenler. Diğer önemli olan sistem drive sistemi, mezolimbik korteks Vestriatumun’dan etrafa yayılan bir nöral sistemdir. Bu kısım yiyecekleri yeme ve bulma ile alakalı yeme ödül mekanizmasını düzenlemektedir. Son olarak Self-Regulatuar sisteminin önemli olmasının sebebi iştahın yaşam amacını, değerini ve anlamını tepeden aşağıya (topdown) şeklinde kontrolünü eden bir sistemdir.Bu sistemdeki normal olmayan değişiklikler yeme bozukluklarının varolmasına ve devam etmesinde pay sahibidir (Treasure J, Claudino AM, Zucker N 2010).Ayrıca yeme davranışı bozukluğundan kaynaklı oluşan açlık hissi , belli bi oranda glukoza ihtiyac duyan beynin üzerinde negatif etkiler yaratmaktadır. Bariz belirginlikteki ergenlik özelliklerin beynin yeniden yapılandırılmasında oldukça kritik rol oynadığı dönemlerde başlayan yeme bozuklukları, beynin yapılanmasını farklılaştırarak önemli sonuçları ortaya koyabilir. Beynin plastisitesi düzenlenmesi beyinden kaynaklı büyüme etmeninin(BDNF), anoreksi hastalarının akut döneminde azaldığını göstermektedir. Nörokimyasal yeme bozukluklarının; noradrenerjik, dopaminerjik, serotonerjik ve opioid nörotransmitter sistemler ile aynı zamanda kortikotropin salıcı hormon (CRH) gibi nöromodülatör sistemler ile ilgilidir.( Fava M, Copeland PM, Schweiger U 1989).Hipotalamik epinefrin ve serotoninin iştahı azalttığı, norepinefrinin ise yiyecek isteğini arttırdığı görülmektedir. Ödül sisteminde anormalliklerin AN ve BN’nin de görüle bilen temel bir özellikleri olup bu duruma self stimulasyon’da ve bağımlılıkta yer alan dopaminerjik sistemle ilişkili olduğu görünmektedir.

Tanı
Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu’nun erken teşhisi için zayıf bir şüphe, tedavi planlı oluşturulması için diğer yeme bozukluklarından ayırt edilmesi önemlidir. Kilo kaybının olması ya da olmaması herhangi bir yaş farketmeksizin yeme bozukluğu endişesi, erkenden müdahale edilebilmesi için yakından gözlemlenip izlenmesi gerekir ve ciddiye alınmalıdır. Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu’nun teşhisi nasıl konulması gerektiği ile alaklı tanı ölçütleri DSM-5 üzerinden tanımlanır. DSM-5’e göre Kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı bozukluğu’nun ilk teşhisel ölçütü; yemeye ya da gıdaya karşı ilgisizlik, yemeğin kokusu, görüntüsü gibi duyularla hissedilen özelliklerine karşı kaçınma, yemek yemenin tiksindirici olmasından endişe gibi beslenme ya da yeme bozukluğudur. Bundan dolayı aşağıdakilerden biri veya daha fazlası görülmelidir: gözle görülen kilo kaybı ,yeteri kadar beslenememe, Ağız yolu ile beslenme ya da damar yoluyla beslenme desteklerine ihtiyaç duyma. Psikososyal fonksiyonlarında gözle görülen sorunlar. Ayrı olarak teşhisin üç tane dışlama noktası vardır:hastalanmaktan kaynaklı yemek yiyememe, gıdanın eksikliği veya bununla ilişkisi olan bir kültürel vaziyetle daha iyi açıklanamaz, Yeme bozuklukları sadece anoreksiya nervoza ya da bulimiya nervoza yaşandığı esnada meydana gelmez ve birey vücut ağırlığını ya da vücut şekli hakkında bir rahatsızlığa sahip olduğuna dair bir delil yoksa. Hastalanım Yeme bozukluğunda psikiyatrik komorbidite daha fazla görülmektedir. OKB, duygudurum bozuklukları, borderline özellikleri yeme bozukluğu görülmeden önce ya da sonrasında ek hastalık olarak eşlik edebilir.
Ayırıcı Tanı
Başlangıç olarak yapılması gereken fiziki bakım ve tıbbi olarak değerlendirmede Aneroksiya Nervoza ve Bulimia Nervoza bulgularına ve belirtilerine benzer diğer tıbbi durumlar sayılmamalıdır . Diabetes mellitus, tiroid rahatsızlıkları, kolitler, inflamatuvar rahatsızlığı, Addison ve beyin tümorleri Aneroksiya Nervozay’la karışabilir. Yeme ve iştah davranışlarını etkisi altına alan beyin tümörü gibi nörolojik rahatsızlıklar, gastrointestinal ,Klein-Levin
ve Kluver–Bucy sendromu ve endokrin rahatsızlıkları Bulimia Nervoza benzeri belirtiler gösterebilir. İştah ve yeme bozukluğunu etkileyen bazı rahatsızlıklar (Şizofreni, duygudurum bozuklukları psikiyatrik bozukluklar)iştah Ayırt edebilmek için ayırıcı tanılar gözönünde bulunmalıdır (Herzog DB, Eddy KT, Beresin EV 2006).
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- M. E. KARADERE, et al. (2018). Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu Nedir? Tanı Ve Tedavi Yaklaşımları. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, sf: 110-118. | Arşiv Bağlantısı
- R. E. Kreipe, et al. (2012). Beyond Picky Eating: Avoidant/Restrictive Food Intake Disorder. Current psychiatry reports. doi: 10.1007/s11920-012-0293-8. | Arşiv Bağlantısı
- S. Orsel, et al. (2004). [Comparison Of Body-Image Self-Perception And Bmi Of Dieting Adolescents With Those Of Non-Dieters]. Turk psikiyatri dergisi = Turkish journal of psychiatry. | Arşiv Bağlantısı
- A. Ö. Sönmez. (2017). Çocuk Ve Ergenlerde Yeme Bozuklukları. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, sf: 301-316. doi: 10.18863/pgy.288643. | Arşiv Bağlantısı
- L. Kotler, et al. (2000). Eating Disorders In Children And Adolescents: Pharmacological Therapies. European Child & Adolescent Psychiatry, sf: S108-S116. doi: 10.1007/s007870070024. | Arşiv Bağlantısı
- B. Herpertz-Dahlmann, et al. (2009). Adolescent Eating Disorders: Definitions, Symptomatology, Epidemiology And Comorbidity. Child and adolescent psychiatric clinics of North America. doi: 10.1016/j.chc.2008.07.005. | Arşiv Bağlantısı
- J. Treasure, et al. (2010). Eating Disorders. Lancet (London, England). doi: 10.1016/S0140-6736(09)61748-7. | Arşiv Bağlantısı
- D. E. Nicholls, et al. (2011). Childhood Eating Disorders: British National Surveillance Study. The British journal of psychiatry : the journal of mental science. doi: 10.1192/bjp.bp.110.081356. | Arşiv Bağlantısı
- Ş. Eray. (2021). Ergenlerde Yeme Bozukluklari. Akademisyen. | Arşiv Bağlantısı
- R. D. TODD, et al. (1996). Psychiatric Diagnoses In The Child And Adolescent Members Of Extended Families Identified Through Adult Bipolar Affective Disorder Probands. Journal of the American Academy of Child & Adolescent Psychiatry, sf: 664-671. doi: 10.1097/00004583-199605000-00022. | Arşiv Bağlantısı
- S. Orsel, et al. (2004). [Comparison Of Body-Image Self-Perception And Bmi Of Dieting Adolescents With Those Of Non-Dieters]. Turk psikiyatri dergisi = Turkish journal of psychiatry. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/04/2025 14:36:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14963
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.