Yalnızlığa Alışmanın Tehlikesi : Issız Adam(Alone) Örneği

- Blog Yazısı
Hayatınızın bir döneminde yalnızlığa sıkı sıkı sarılmış bir bireyle tanıştıysanız veya böyle bir dönemden geçtiyseniz, bu durumun ne kadar can sıkıcı olabileceğini fark etmişsinizdir. İkili ilişkilerde toplumun kabul ettiği normları hali hazırda unutmuş bir bireyle vakit geçirmek zorlayıcı olabiliyor. Kişisel deneyimlerime bağlı kalarak yakın zamanda izlediğim 2008 yapımı "Issız Adam" filminin baş karakteri olan Alper üzerinden bu konuya değinmek istiyorum. Baştan filmi izlememiş okuyucular için uyarayım. Spoiler içermektedir.
Alper Karakterinin Kişiliği
Alper İstanbul'da kendi birikimleriyle bir restoran kurmuş, yalnız yaşayan ve geceleri ise alışılageldiğin dışında hayat süren bir karakterdir. Alışılageldik diyorum çünkü Alper prestijli bir şef olmasının yanı sıra farklı farklı insanlarla seks fantezilerini hobiye çevirmiş bir kişi. Film karakterin bu özelliğini giriş sahnesinde bize tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Özetleyecek olursak Alper'in -her ne kadar sosyal bir mesleği ve hobisi bulunsa da- günün sonunda duygusal bağ kurduğu insan sayısını bir elin parmağını geçmez. Annesiyle bile pek samimi olduğunu söyleyemeyiz. Annesinin İstanbul'a geldiği sahnelerde Ada'nın Alper'den daha çok Alper'in annesiyle ilgilenmesi ve annesinin "Ada gibi bir kız sana lütfedilmiş sakın bırakma." demesinden saatler geçmesiyle beraber mantıksız bir ayrılık gerçekleştiriyor. Burada aslında annesinin öğütlerini dinlememek için elinden geleni yapmaya çalışması aslında başına buyruk biri olduğunu kanıtlar nitelikte.
Alper ve Ada Arasındaki Dinamik
Film Alper'in hayat düzenini anlattıktan sonra ikinci başrolümüz olan Ada'yı gösteriyor. Alper ile sahafta ilk defa karşılaşan karakterlerimiz ufak bir etkileşim yaşadıktan sonra Ada Alper'in tabiri caizse "radarına" giriyor. Burada Alper'in Ada'yı tek gecelik bir ilişki gözüyle bakıp bakmadığını bilemiyoruz. Aslında film daha sonra bunu iki karakterin yakınlaşmasıyla açıklıyor. İlk defa ilişki yaşadıklarında Alper kendini resmen kaybediyor ve bu durum sahneye muazzam derecede rahatsız edici bir hava kazandırıyor. Alper tüm hafta boyu Ada'nın peşinde dönüp durduktan sonra ilk buluşmalarında yaşanan bu garip durum sabah Ada'nın "Yiyiştikten sonra muhabbetimiz bitti." demesiyle aslında Alper'in karşısındaki kişiye bir ihtiyaç gözüyle baktığını gösteriyor. Alper için kişilerle duygusal bağ kurmak mümkün gözükmüyor. Onun için topladığı plak koleksiyonu ile insanlar aynı maddeselliğe sahip olabilir.
Yalnızlığa Alışmanın Tehlikesi
Alper'in durumunu kendi perspektifimden anlattığıma göre şimdi sırada yalnızlığa alışmak hakkında konuşmak var. Yeni bir insanla tanıştığımızda belli başlı aşamalardan geçeriz. Bu aşamalar kalıplaşmıştır ve normal olarak da kabul edilebilir. Fakat nadiren de olsa bu aşamalarda gariplikler yaşadığımız bireylerle tanışabiliyoruz. Size ilgili olmasına rağmen sizle alakalı soru sormayan, en normal sohbetleri bile anlamlandıramayan ve siz ilerletmedikçe sizinle yakınlığını arttırmaya pek çaba göstermeyen kişilikte olduklarını söyleyebilirim. Bu kişiler size inanılmaz ilgili olsalar da çocukluğundan bu yana hep yalnız olmasından dolayı kime sorulsa garip gelecek davranışları normalleştirmişlerdir. Bu durum eğer onlara bunu fark ettirecek birine sahip değillerse okul hayatını geçtikten sonra iş hayatında da devam edecek ve ömrünü bu normaller ile bitirecek. Eğer siz bunu fark ettirecek insan olma potansiyeline sahipseniz bile karşınızdaki kişi bunu kabullenmeyecektir. Bunun bir tercih olduğunu, onu sevenin öyle sevmesi gerektiğini düşünebilirler. Başta haklı olduklarını varsaysam da aslında işi derinlemesine düşününce kendi kendine zarar veren birini görüyorum. Sürekli insanların hayatlarından bilgi aldığımız bir çağda yaşadığımız için kişinin kendini daha derinlemesine açıklayacak birilerine ihtiyaç duyuyor. Derdini anlattığında bunu özümseyecek ve yüzeyel kalmayacak bir insanın olması kişideki stresi ve birikmişliği kolayca azaltmasını sağlar. Eğer buna ihtiyaç duymuyor ve tercih olarak soyutlanmayı seçiyorsa o kişide bir problemin olduğunu söyleyebilirim.
Gelelim film ile bağdaştırdığım bu konuya. Alper hep yalnız. Gündüzleri restoranda çalışsa da akşamları fantezi hayatı sürse de bunlar onun için sadece birer meta. Duygusal bağ anlamında bir çaba göstermiyor. İş arkadaşlarına kendisine yardım sağlayan robotlar gözüyle bakıyor. Ada ile tek gecelik ilişkinin uzamasıyla önce garip hissetmeye başlıyor. Fakat Ada kendisine gereken zamanı ve ilgiyi verdiğinde Alper'in daha önce hissetmediği hisleri hissetmesini sağlıyor. Aslında Ada'nın daha 1 haftadır tanıdığı sıra dışı hareketler sergileyen birine yaptığı bu ilgi ve zaman kolay kolay herkesin veremeyeceği bir şey. Film bu noktada sağlıklı bir aşk hikayesi anlatmadığını zaten belli ediyor. Film bittiğinde benim düşündüğüm tek şey bu iki insanın gerçek hayatta sık sık denk geldiğimiz ve toksik diye adlandırdığımız o ilişki türünden. Alper zaten anormal bir ayrılık gerçekleştirdikten sonra 5 yıl geçmesine rağmen atlatamıyor bu ilişkiyi. Toplasan 1 ay beraber olmalarına rağmen hayatında duygusal bağ kurmamış Alper ilk başlarda rahatlamış olsa da paramparça oluyor. Ne Ada gibi kendisine bu zamanı ve ilgiyi ayıracak bir insana denk gelmek ne de ona aynı ilgiyi gösterebilmek Alper için imkansız. Bu onun için hep pişmanlık olarak kalacak. İşte bu sebepten ötürü yalnızlığa alışmak çok büyük bir tehlike. Sana ilk defa kendi alıştığının dışında yaklaşan biri olunca bunu hayatında bir daha göremeyecek olma ihtimaline kapılı daha da yalnızlaşıyorsun. Alper bu durum için muazzam bir örnek. Bundan dolayı eğer yalnızlığın sizin için iyi olduğunu düşünüyorsanız veya çevrenizde bu tipte bir birey varsa mümkün olduğunca kibar ve hoşgörüyle yaklaşarak kendinizi/kendisini uyarın.
Son olarak yazının tamamı kendime ait düşünceler olduğu gibi hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Kişisel deneyimlerimden yola çıkarak böyle bir blog yazmak istedim.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 24/06/2025 06:40:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20671
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.