Tanrı ve Dinler Üzerine Kişisel Bir Epistemoloji
Tanrı ve Din Nedir ?

- Blog Yazısı
Tanrı veya Tanrılar fikri, insanlık tarihinin en köklü metafiziksel inançlarından biridir. İnsanlık tarihinin çeşitli dönemlerinde, çeşitli kültürlerde Tanrı veya tanrılar fikrine dair birçok örnek bulunmaktadır. Örneğin, antik Mısır'da Ra gibi güneş tanrılarına, Yunan mitolojisinde Zeus gibi tanrılara, Hinduizm'de Brahma gibi yaratıcı tanrılara ve İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi monoteistik dinlerde tek bir Tanrı'ya olan inançlara rastlarız. Bu inançlar, genellikle toplumun dinî ve kültürel yapısı tarafından desteklenerek varlıklarını sürdürmüş ve hala milyonlarca insan tarafından benimsenmektedir. Ancak, Tanrı fikrinin büyüklüğü sadece tarihi mitolojik gücünden ziyade, dinlerin sağladığı destek ve pekiştirmeyle sürmektedir. Din, Tanrı fikrinin reklamıdır.
Tanrı fikrinin oldukça eski olduğundan bahsetmiştik, eskiden ilkel toplumlarda insanlar açıklayamadıkları birtakım şeyleri -mesela doğa olayları vb.- bazı varlıklara bağlamış ve görünmez varlıklar tahayyül etmişlerdir. İnsanların görünmez varlıklar icat etmesi aslında çok manidar bir olgudur çünkü bakıldığında dünyamızda gözümüzle görüp elimizle hissettiğimiz her şey somuttur ve dünya bir fenomenler bütünüdür. İşte burada Tanrı fikrinin maddi reel yapıdan uzaklığı ve onun tamamen metafiziksel-soyutluğu ortaya çıkar.
İbrahimi dinler diye adlandırdığımız dinlerin Tanrıları görür, işitir, bilir, eli vardır, konuşur, dil öğretir, sever, merhamet eder, kin tutar vs. Evet özellikle İncil’de sürekli merhamet eden, sabır gösteren bir Tanrı görmekteyiz çünkü İncil’in temel mottosu iyilik ve sabırdır. (bkz. Luka 6:36, Romalılar 2:4, Petrus 3:9, Mezmur 103:8) Kur’an-a baktığımızda ise iki dönem olarak ele almamız daha doğru olur, Mekke döneminde daha ılımlı bir Tanrı otoritesi hakimken (Rahman 55, Hud Suresi 90, Araf Suresi 156, Bakara Suresi) Medine döneminde daha sert, otoriter bir Tanrı hakimdir. (Tevbe Suresi) Bu da o günün Arap coğrafyasının politik durumuyla doğrudan bağlantılıdır. Kısaca İbrahimi dinlerin tanrıları zoomorf ve antropomorf özelliklere sahiptirler.
Tanrı maddi bir varlığa sahip değildir, evrenseldir ve evreni yaratmıştır. Her şeyi bilir ve görür, özellikle Tanrı’ya yüklenen sonsuz güç ve kudret onun dünya-insanlık arasındaki yüksek seviyesini göstermek içindir. Aslında Tanrı’nın gücünün belirtilmesi bir nevi politik bir hamle gibidir, bu Tanrı-güç ikilemini Makyavelist bir açıdan değerlendirecek olursak şu şekilde bir yorum yapmakta fayda var: Toplumları yönetmek için gücünüzü ortaya koymanız gerekmektedir ve her toplum güçlü bir lider ister. Lider topluma kudretini gösterdiği vakit toplumu korkutunca topluma doğal olarak hükmeder. İşte Tanrı fikrinde esas amaç ise insanlara onun gücünü göstererek ondan korkması ve sonsuz biat etmesidir. Korku duygumuz, inançlarımızı beslemektedir ve onları sürekli olarak diri tutmaktadır. Korku diye bir şey icat edilmiş olmasaydı ya da öyle bir şeyden hiç haberimiz olmasaydı belki de Tanrı-din fikrine bu şekilde kapılmazdık.
Aslında materyalizm Tanrı’nın zıttı olarak bilinirken Natüralizm’in daha da Tanrı karşıtı bir fikir olduğunu söylemek gerekiyor. Natüralizm iki türe ayrılmaktadır ve bu iki disiplinde Tanrı fikrine ontolojik red getirmektedir. İlki Felsefi Natüralizm: bu görüşe göre doğanın dışında hiçbir varlık yoktur, bu görüş içerisinde materyalizmi ve ateizmi kapsamaktadır. Diğer bir görüş bilimsel natüralizmdir, aslında bilimsel natüralizmi daha çok İngiliz üniversitelerinde rastlamaktayız, her ne kadar Oxford ve Cambridge halen kilise çanı çalsa da İngiliz üniversitelerinde birçok natüralizm çalışması yapıldı, tabii ki dindar bir toplum olan ABD üniversitelerinin de bunda payı büyük, ateizm araştırmaları Amerika’da da özgürce tartışılmak ve katkı yapmakta. bilimsel natüralizm ise doğanın varlığının, işleyişinin, diyalektik düzeninin doğa dışındaki sebeplerle açıklanamayacağını söyleyen disiplindir. Yani doğayı açıklamak için bir tasarımcının veya Tanrının varlığına göndermek yapmak saçmadır. Aslında bilimsel natüralistlerin bazılarına göre Tanrı direkt doğanın kendisidir, tabi bu Spinozacı bir panteizm türü gibi görülebilir.
Dünyadaki Tanrı fikri aslında bir bakıma coğrafi-politik ve sosyolojiktir. İnsanların Tanrı fikrinin ortaya atmaları genel olarak tüm coğrafyalarda bir sorunsaldan dolayı yola çıkmıştır fakat bu sorunsal felsefi bir sorunsal değil korkuya ve merakı gidermeye dayalı bir sorunsaldır. Mesela insanlar yağmurun neden yağdığını, ateşin neden sıcak olduğunu bilim yoluyla anlamlandıramadıkları için kendilerinden üstün bir güç yarattılar, yani insanlık Tanrı’yı ormanların içinden, okyanusun derinliklerinden veya bir yıldızın kaymasından dolayı keşfetti.
Din Nedir ?
Din belirli disiplinler açısından farklı şekilde tanımlanır:
Siyaset Bilimi Açısından: Siyaset bilimi, dinin toplumsal düzen üzerindeki etkilerini ve din-devlet ilişkilerini inceleyen bir disiplindir. Din, siyasi otoritenin meşruiyetini sağlama, politik süreçlere etki etme ve karar alma süreçlerinde rol oynama potansiyeline sahiptir. Dinin siyasetteki rolü, otorite ve güç dinamiklerine yönelik araştırmalarla anlaşılır.
Sosyoloji Açısından: Sosyoloji, dinin toplumsal yapıları, gruplar arası ilişkileri ve kültürel kimlikleri nasıl etkilediğini inceler. Din, toplumsal normların ve değerlerin oluşmasında, grupların bir arada tutulmasında ve toplumsal düzenin sürdürülmesinde önemli bir role sahiptir. Sosyologlar, dinin toplum içindeki işlevlerini, ritüellerin ve sembollerin toplumsal bağlamdaki rolünü detaylı olarak analiz ederler.
Felsefe Açısından: Felsefe, dinin insanın varoluşsal sorunlarına ve dünya görüşüne sunduğu cevapları, ahlaki ve ontolojik soruları nasıl ele aldığını inceler. Din, insanın evrenin anlamını arayışını ve varlık nedenini anlamlandırma çabalarını şekillendirir.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Antropolojik bakış açısıyla din, insanların doğaüstü varlıklara ve güçlere olan zihinsel ve davranışsal tutumlarını inceleyen bir fenomen olarak tanımlanır.
Tabii dinlerin politik boyutları da vardır, dinler genel olarak dönemlerinden memmun olmayan “devrimci” nitelik taşıyan peygamberlerin ortaya attığı ve toplumlarında bir devrim gerçekleştirmek için uyguladığı kurallar bütünüdür. Örnek verecek olursak:
Hz. Musa ve İsrailoğulları: Hz. Musa, Mısır Firavunu'nun zulmünden kaçan İsrailoğulları'nı özgürlüğe kavuşturarak büyük bir liderlik sergiledi. Ancak bu süreçte, Tanrı'nın emriyle gerçekleşen çıkış ve Sina Dağı'nda Tevrat'ın verilişi, toplumsal düzenlemelerin merkezinde dini bir otoriteyi güçlendirmiş ve dini liderliğin siyasi etkisini pekiştirmiştir.
Hz. İsa ve Roma İmparatorluğu Dönemi: İsa'nın öğretileri, dönemindeki Roma İmparatorluğu'nun baskıcı yönetimine karşı çıkmış ve Yahudi toplumunda dini otoritelerin aşırı dogmatizmine meydan okumuştur. Ancak İsa'nın öğretileri, sonradan oluşan Hristiyanlığın dini doktrinlerine dönüşmüş ve dini kurumların güçlenmesine katkıda bulunmuştur.
Hz. Muhammed ve Mekke Dönemi: Hz. Muhammed, Mekke döneminde putperestliğe ve sosyal adaletsizliklere karşı çıkmış ve İslam'ın temel ilkelerini yayarak toplumda önemli bir değişim başlatmıştır. Ancak İslam'ın erken dönemlerinde dini liderlik, siyasi iktidarla sıkı bir şekilde ilişkilendirilmiş ve otoriter bir İslam devletinin kurulmasına yol açmıştır.
Dünya çapında dini inançlara bakıldığında, insanların Tanrı anlayışlarında çeşitlilik göze çarpar. Bu çeşitlilik, coğrafi konumdan kültürel farklılıklara kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkar. Örneğin, Mekke gibi İslam'ın kutsal şehrine gittiğinizde, Allah'ın Tanrı kavramı, İslam'ın öğretilerine göre şekillenir. Nepal gibi Hinduizmin yaygın olduğu bir ülkeye gittiğinizde ise, çoktanrıcılık ve reenkarnasyon inancı gibi farklı bir Tanrı anlayışıyla karşılaşırsınız.
İşte din antropolojisi bu konuda bize rehberlik etmektedir, Antropoloji kitaplarının birçoğunda din, toplum-kültür ilişkileri sürecinde, insanlarda doğaüstü varlıklara ve güçlere yönelik olarak gelişen birtakım zihinsel tutumlara ve davranış örüntülerine işaret eden bir olgu olarak tanımlanmaktadır. Hatta dünyada 2440’e yakın inanılan Tanrı olduğu söyleniyor.
Ünlü İngiliz biyolog Richard Dawkins’in bununla ilgili oldukça güzel bir eleştirisi var “Dünyada 2400 tane inanılan tanrı var ve bunlardan birtanesine inanan biri diğer 2399 tanrıyı reddetmiş oluyor” demekte…
- 4
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/05/2025 11:46:46 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18681
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.