Suud Ailesinin kısaca tarihi

- Blog Yazısı
Muhammed bin Suud, 1726'da Diriye'de bağımsız bir emir olarak hükümete başladı ve Vahhabilerle işbirliği yaparak Muhammed bin Abdülvehhâb'ın öğretilerini benimseyip yaymaya başladı. Suud ailesi ve Vahhabiler arasındaki ittifak, Suûdî hânedanının temellerini attı, Muhammed bin Suud'un Muhammed bin Abdülvehhâb'ın kızıyla evlenmesiyle dinî-siyasi bir güç oluşturuldu. Osmanlı Devleti'nin tepkisinden kaçınmak için 1765'e kadar emirliği sürdüren Muhammed bin Suud'un oğlu Abdülaziz, Lahsa'yı ele geçirip Hicaz'a yönelerek Osmanlı Devleti ile çatıştı. Napolyon'un Mısır'ı işgali, Suûdîler için bir fırsat oldu. 1802'de Abdullah bin Suud'un liderliğinde Kerbelâ'nın ele geçirilmesi ve ardından Hicaz'ın fethiyle Suûdîler, Osmanlı Devleti'nin prestijini sarsan bir dizi olaya yol açtı. Sultan II. Mahmud'un tahta geçmesiyle Osmanlı Devleti sorunu çözmeye yönelik girişimde bulundu.

Sultan II. Mahmud, kutsal şehirleri geri almak ve Vahhabi tehdidini ortadan kaldırmak amacıyla Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya başvurdu. Mehmet Ali Paşa'nın oğlu Tosun Paşa komutasındaki ordusu ile Hicaz'a yönelik harekât başlatıldı. Tosun Paşa, Medine'yi geri alarak şehrin anahtarını babasına gönderdi. Bu haber üzerine İstanbul'da büyük bir kutlama düzenlendi ve Medine'nin anahtarı Sultan II. Mahmud'a teslim edildi. Tosun Paşa, Mekke, Cidde ve Taif'i de geri aldı. İsmail Bey ise Mekke'nin anahtarlarını İstanbul'a getirdi. Hac yollarının tamiri için önlemler alındı ve Mehmet Ali Paşa ile Tosun Paşa'ya çeşitli hediyeler gönderildi. Ancak Suudilerin merkezi Diriye henüz ele geçirilememişti. Tosun Paşa'nın ölümü sonrasında İbrahim Paşa'nın bölgeye gelmesiyle mücadele şiddetlendi. Abdullah bin Suud, 1817'de İbrahim Paşa'ya yenilerek Diriye'ye çekildi. İbrahim Paşa, 1818'de Diriye'yi ele geçirerek Abdullah bin Suud'u ve yakınlarını yakaladı.
Suud ailesinin birçoğu kuşatmadan önce kaçtı ve geri kalanlar Mısır ve İstanbul'daki hapishanelere gönderildi. Abdullah bin Suud ise Medine ve Mısır'a götürüldü, daha sonra deniz yoluyla İstanbul'a nakledildi. Haliç'te çıkarılıp zincirlenerek halka teşhir edilen Abdullah bin Suud, Sadrazam'ın huzuruna çıkarıldı. Abdullah bin Suud ve adamları Mısır'dan getiren görevlilere hediyeler verildi ve ömür boyu gelir bağlandı. Mekke ve Medine'den gasp edilen malların tespiti için sorgulandı ve Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya yazılar yazıldı. 17 Aralık 1818'de Sultan II. Mahmud'un huzurunda idam edilen Abdullah bin Suud'un idamı, hac yollarının güvenliğini sağlamış ve Kavalalı ailesine prestij kazandırmıştır. Bu zafer, Sultan II. Mahmud'un 1821'deki Yunan İsyanı sırasında Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın yardımına başvurmasına sebep olmuştur.
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/05/2025 08:05:09 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16375
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.