Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Biyolojinin Geleceği Olan Tahminsel Modeller: Faz Ayrışması ve "Lav Lambası" Proteinleri, Hücreleri Ölümsüz Kılabilir!

Biyolojinin Geleceği Olan Tahminsel Modeller: Faz Ayrışması ve "Lav Lambası" Proteinleri, Hücreleri Ölümsüz Kılabilir! Rachel Suggs
Hücrelerin stresli koşullar ile başa çıkabilme mekanizmasının kış uykusuna yatan hayvanlarla benzerlik gösterdiğini vurgulayan bir illüstrasyon.
11 dakika
2,129
Tüm Reklamları Kapat

Gerçekten karışmayan; ancak belirli şartlar altında, lav lambasında hareket eden damlalar gibi kümelenen ve ayrılan farklı özelliklere sahip sıvıları düşünün. Sıvı-sıvı faz ayrılması olarak da bilinen bu fenomen, bir zamanlar sadece kimyasal bir işlem olarak kabul ediliyordu. Ancak on yıldan daha kısa bir süre önce, Princeton Üniversitesi'nde biyofizikçi olan Clifford Brangwynne bunun hücrelerde de olduğunu ilk gözlemleyen kişilerden biri oldu ve o zamandan beri biyologlar bu fenomeni öğrenmeye çalışıyorlar.

Lav Lambası
Lav Lambası
Slowave

Bilim insanları, evrimin belirli proteinleri aggregat benzeri sıvılar gibi davranması için ayarladığını düşünmeye başladılar. Bu proteinler, faz ayrımı sayesinde kendilerini spontane bir şekilde hücrelerinde gerekli görevleri yerine getirebilecek dinamik, zarsız, damlacık benzeri yapılara dönüştürebiliyorlar. Dresden, Almanya'da Max Planck Institue of Molecular Cell Biology and Genetics (MPICBG)'de biyolog olan Simon Alberti şöyle diyor:

Her nasılsa, hiç kimse bu tür yetenekleri olan moleküllerin işlevselliklerini sağlamak veya işlevlerini düzenlemek için evrimden faydalanabileceğini düşünmüyordu.

Max Planck Institue for the Physics of Complex Systems'de biyofizikçi olan Vasily Zaburdaev ise şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Bu buluş hücresel organizasyon ve fonksiyon anlayışımız için büyük etkilere sahiptir.

Son bulgulardan biri faz ayrılmasının, belirli hücrelerin besinden mahrum kaldıklarında veya başka türlü strese maruz bırakıldıklarında ölümü atlatmalarını sağlamasıdır. Faz ayrılması, hücrelerin sitoplazmalarının büyük bir bölümünün sıvıdan katıya dönüşmesini sağlar - temelde, besin maddeleri geri dönene kadar hücreler kendilerini sert bir denge durumuna sokarlar.

Zarsız Organeller

On dokuzuncu yüzyıl hücre biyologları organel terimini (Latince "küçük organ") hücrelerin içinde gördükleri minik bileşenleri tanımlamak için oluşturdular. O zaman bile, Amerikalı hücre biyoloğu Edmund Beecher Wilson gibi alandaki öncüler, jöle benzeri sitoplazma dolu hücrelerin "farklı kimyasal yapıdaki asılı damlalar gibi" çeşitli sıvıları içerebileceğinden şüpheleniyorlardı. Bununla birlikte, bu ilk bakış açısı, neredeyse bir yüzyıl boyunca biyolojide çok az değer gördü: Araştırmacılar, basitçe damlacık şeklindeki herhangi bir hücresel organelin, içeriğinin sitoplazma ile karışmasını önlemek için kapsülleyici bir lipid zara sahip olması gerektiğini varsayıyorlardı.

Buna rağmen; Irvine, California Üniversitesi'nden L. Dennis Smith ve National Institue of Environmental Health Sciences'dan Edward Mitchell Eddy, 1960 ve 1970'lerin başlarında bazı organellerin membrana sahip olmadığını elektron mikroskobuyla gösterdiler. Zaman içinde, hücre çekirdeğindeki yoğun bir yapı olan nükleol gibi membransız yapılar bulunmaya devam etmiştir. Yine de 2009'a kadar nasıl ve neden oluştukları belli değildi.

O yıl, Brangwynne MPICBG'de genç bir doktora sonrası öğrencisi iken o, meslektaşı Christian Eckmann ve akademik danışmanı Tony Hyman beklenmeyen bir şey gördüler: Yuvarlak solucan Caenorhabditis elegans'ın hücrelerinin içindeki P granülleri denilen düzensiz ve tutarsız organel dağılımına bakıyorlardı. P granüllerinin, yoğun RNA ve protein topakları olduğu yaygın olarak kabul ediliyordu. Ancak Brangwynne, Eckmann ve Hyman, granüllerin katı bir yapıda olmadığını gördüler. Bunun yerine, iyi çalkalanmış bir sirkedeki yağ gibi daha büyük damlalar oluşturmak için bir araya gelen sıvı damlaları gibi görünüyorlardı.

Tüm Reklamları Kapat

Yuvarlak solucan Caenorhabditis elegans'ın hücrelerinin içindeki P granüllerinin zaman içinde değişimi
Yuvarlak solucan Caenorhabditis elegans'ın hücrelerinin içindeki P granüllerinin zaman içinde değişimi
Science

Brangwynne şöyle diyor:

Bu keşif şans eseri oldu. Sıvı olduklarını keşfettiğimizde, aldığımız birçok kantitatif ölçümler mükemmel bir şekilde mantıklı hale geldi.

Bu keşif ayrıca biyologların hücrelerin nasıl çalıştığı hakkındaki anlayışlarını değiştirdi. Brangwynne, Eckmann ve Hyman tarafından yapılan bu ön çalışmalar, çeşitli sitoplazmik proteinlerin farklı şartlar altında nasıl birleşip dağıldığını araştıran birçok akademik çalışmayı tetikledi. Bu araştırmaların sonuçları, hücrelerin kendi iç yapılarını faz ayrımını kullanarak organize etmek için hassas bir şekilde ayarlanmış mekanizmalar ve süreçler evrimleştirdiklerini giderek kanıtlamaya başladı. Yani hücreler, proteinlerinin spesifik görevlere sahip yapılara kendiliğinden birleşmesine izin veriyorlardı.

Yapısal biyolog ve Dallas'ta yer alan University of Texas Southwestern Medical Center'da biyofizik departmanının başkanı olan Michael Rosen, laboratuvarda damlacıklar halinde birleşebilecek belirli proteinler ve RNA molekülleriyle bu tip bir faz ayrımını üreten ilk kişi oldu. Faz ayrışması, koşullar doğru olduğu müddetçe proteinlerin hizalanması ve tekrar ayrışması için tersinebilir bir yol sağlıyordu.

Bununla birlikte, bazı durumlarda, araştırmacılar sürecin geri dönüşümlü olmadığını - ve bu başarısızlığın nörodejeneratif hastalıklar ve kanser de dahil olmak üzere geniş bir hastalık yelpazesiyle ilişkili proteinlerin bir işlevini temsil ettiğini keşfettiler. Örneğin, Zaburdaev, bazı hastalıklarla ilişkili bir proteinin birkaç mutant fomunun anormal faz ayrılma davranışı gösterdiğini gözlemledi. Şöyle diyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Düzgün damlalar oluşturmak yerine çok garip kirpi benzeri yapılar oluşturuyorlar.

Hayatta Kalmak İçin Katılaşma

Zaburdaev ve Alberti de dahil olmak üzere çalışma arkadaşlarından bazıları, hücrelerde sıcaklığın düşürülmesi ve besinlerin kesilmesi gibi stres durumlarında proteinlere ne olduğunu araştırmaya karar verdiler. Ortaya çıkardıkları şaşırtıcı sonuç, faz ayrılmasının bir hücrenin hayatta kalma mekanizmasının bir parçası olabileceği idi.

Saflaştırılmış proteinlerde faz ayrılması
Saflaştırılmış proteinlerde faz ayrılması
Science Direct

Hücrelerin davranışı ayıların kış uykusuna benzetilebilir. Hayvan, haftalarca uykuda kalır ve enerji tüketimini minimuma indirir. Hücresel düzeyde ise faz ayrılması jelatinimsi sitoplazmanın daha katı, koruyucu bir duruma geçiş yapmasına yardımcı olur. Zaburdaev şöyle diyor:

Bu 'katılaşmış' durumda bir hücre açlıktan kurtulabilir.

Araştırmacılar bu olguyu maya ve amipleri besinden mahrum bırakarak çalıştılar. Besin yoksa, enerji yok demektir ve maya hücrelerinin, biyokimyaları için gerekli olan nötr pH değerini korumak amacıyla protonlarını sitoplazmalarından pompalamaları gerekir, bunun için de enerjiye ihtiyaç duyarlar. Zaburdaev, "Hücreler açlıkta asidikleştiler." diyor. Daha asidik koşullar altında, proteinler çözünmüş bir durumdan daha yoğun ve katı olan bir hale dönüştüler ve iyi karışmış sitoplazma, jelatinimsi kabarcık kümelerine ayrıldı.

Bilim insanları, basitçe hücrelerin ortamının asitliğini değiştirerek, hücreleri besinsiz bırakmadan bile bu hayatta kalma durumuna geçmelerini sağlayabiliyorlar. Hücreler saatlerce hatta günlerce bu şekilde dinlenebilir. Alberti şöyle diyor:

Hücrelerin şekillerini koruyacak kadar sert olduklarını gördük. Tamamen farklı bir maddesel duruma geçiyorlar.

pH normale döndürüldüğünde hücrenin de normal haline döndüğü gözlemlendi.

Bilim insanları mayayı ozmoz yoluyla tamamen dehidre ederek de faz ayrımı ve katılaşmayı tetikleyebileceklerini buldular. Bununla birlikte, farklı stres tiplerinin (Ozmoz, asidikleştirme), farklı katı halleri indüklediği gözlemlenmiş. Alberti, bunun mekanizmasının "henüz anlamadığımız bir şey" olduğunu söylüyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bu durumun kış uykusu ile karşılaştırılması ise mecazdan fazlası olabilir. Alberti şöyle anlatıyor:

Kış uykusundanki memelilerin hücreleri de katılaşabilir. Bu tür çevresel değişimlerle başa çıkmak için mükemmel bir yol çünkü katılaşma için gereken enerji sıcaklık değişimi veya pH'daki düşüşten çıkıyor. Ancak, faz ayrılmasının söz konusu olduğu hipotezin hala test edilmesi gerekiyor.

Metabolik Kontrol İçin İmmobilizasyon

Bir süredir Alberti'nin takımı faz ayrım tepkisini daha yakından incelemek için hücrelerin moleküler düzeyde strese verdikleri sitoplazmik protein tepkilerini araştırmaktadır. Özellikle odaklandıkları şey, bu sürecin hücresel metabolizma üzerindeki kontrolü. Alberti, bir şeyi kapatmanın en iyi yolunun, maddenin tekrar ihtiyaç duyulana kadar geri dönüşümlü bir şekilde hareketsiz hale getirilebileceği katı bir malzemeye konulması olduğunu söylüyor:

Bu, molekülleri hasardan korumanın ve aynı zamanda onları kapatmak ve daha sonra kullanmak üzere saklamanın bir yoludur.

Ekip, bir proteinin belirli bir tanımlanabilir alana veya bölgeye sahip olması durumunda, kolayca geri dönüşümlü jeller oluşturabileceğini buldu. Bu alanın yokluğunda, proteinin geri dönüşümsüz bir şekilde katılaştığı ve tekrar kullanılamaz hale geldiği gözlemlendi. Alberti şöyle diyor:

Tüm Reklamları Kapat

Bu alan, proteinin iyi bir jel türünde birleşmesi ve geri dönüştürülemez bir şey olmaması için yeni bir imkan sunuyor.

Bir test tüğü deneyinde, araştırmacılar tek bir tip protein çözeltisini alarak pH değerini düşürdüler. Bunu yaptıklarında, protein fazının solüsyondan ayrıştığını ve jel benzeri öbekler oluşturduğunu gördüler. Sonrasında pH değerini eski ve nötral haline getirdiler ve bu jel çözünerek, onların deyimiyle "tam da hücrelerde gördüğümüz şekline" dönüştü. MDI Biological Laboratory'de biyolog olan Dustin Updike şöyle diyor:

Bu sonuçlar, doğanın proteinlerin yapı özelliklerini ayarlamak için etki alanı sekansları tasarladığını göstermektedir. Bu çok faydalıdır çünkü hücrelere 'ısı şoku, pH veya ozmotik stres gibi ani streslere cevap verme mekanizması' verir.

Hücrelerdeki düzenleyici mekanizmalar genellikle genetik seviyede çalışır; bu da mekanizmaların çekirdeğe ulaşan, gen transkripsiyonunu ve uygun bir enzim üretimini başlatan sinyallere bağlı olduklarını gösterir. Ancak bu olaylar zaman alır. Buna karşılık faz ayrılmaları çok hızlıdır ve strese neredeyse anında yanıt verebilir.

Tüm Bunlar Neden Önemli?

Hücrelerdeki faz ayrılmasının kesin mekanizmasını ve etkilerini anlamak, Zaburdaev'e göre organların korunması ve yaşlanma araştırmalarından uzay yolculuğuna kadar tüm biyolojik zorluklarla ilişkili olabilir.

Örneğin son zamanlarda, Yale Üniversitesi'nden nörobilimci Pietro De Camilli ve meslektaşları, sinapslarda nörotransmiterlerin kontrollü salınımında faz ayrılmasının olabileceğine dair kanıtlar buldu. Nörotransmiter içeren veziküllerin rutin olarak presinaptik membranın yakınındaki kümelerde ihtiyaç duyulana kadar beklediği görülmüştür. De Camilli'nin ekibi, Sinapsin 1 adı verilen bir iskelet proteininin vezikülleri bu kümelere bağlamak için diğer proteinlerle birlikte sıvı bir fazda yoğunlaştığını gösterdi. Sinapsin fosforile edildiğinde, damlacık hızla dağılır ve veziküller, nörotransmiterleri sinaps içine boşaltmaları için serbest bırakılır.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Yaşamın Kodu : Jennifer Doudna, Genetik Devrim ve İnsanın Geleceği

Biyolojide bir devrim yaşanıyor. Olağanüstü bir teknoloji artık hastalıkları daha kolay tedavi etmemizi, virüsleri yok etmemizi ve daha sağlıklı bebeklerin doğmasını sağlayacak. Devrimin kalbinde ise 2020’de Nobel’e layık görülen Jennifer Doudna ile arkadaşları var.

Isaacson’un yeni kitabının kahramanları onlar.
Lisede rehber öğretmeni ona kızların bilim yapamayacağını söylese de Jennifer Doudna’nın yaşamın gizli mekanizmalarını keşfetme tutkusu, DNA çift sarmalının keşfinden beri biyolojideki en önemli ilerlemeyi sağladı. Doudna, doğanın işleyişinde fark ettiği bir ilginçliği insanlığın gidişatını değiştirecek bir buluşa çevirdi. DNA’mızı kolayca düzenlememizi sağlayacak CRISPR teknolojisi, tıbbi mucizelerle –ama bir yandan da ahlaki sorularla– dolu bir “cesur yeni dünyanın” kapılarını açtı. Geçtiğimiz elli yılda dijital devrimi yaşadık, şimdiyse yaşam biliminin devrimi başlıyor. Yakında dijital kodlama öğrenen çocukların yanına genetik kod öğrenenler katılacak.
Peki bu yeni üstünlüğümüzü virüslere karşı güçlenmek için kullanmalı mıyız? Ya da depresyonu engellemek için? Sadece parası yeten ailelerin, çocuklarının bünyesini ve zekâsını güçlendirebileceği bir dünyayı kabul ediyor muyuz? CRISPR teknolojisinin keşfine liderlik eden Doudna, şimdi bu etik tartışmaların merkezinde duruyor.
Doudna’nın hayat öyküsü, doğanın en derin mucizeleri arasında dolanıp, yaşamın kaynağından türümüzün geleceğine dek uzanan, büyüleyici bir macera.
   
Yılın En İyi Kitapları Seçkisinde
GOODREADS • TIME • WASHINGTON POST • AMAZON • BLOOMBERG
“Bu yılki ödül, yaşamın kodlarını yeniden yazma üzerine. Yaşam bilimlerinde yeni bir çağ başlattılar.”2020 Nobel Kimya Ödülü komitesi açıklaması
“Yaşamın Kodu, büyüleyici bir dedektif hikâyesi. Hırs ve düşmanlıklarla, laboratuvarlar ve konferanslarla, Nobel Ödülleri ve aykırılıklarla dolu.”O MAGAZINE

Devamını Göster
₺220.00
Yaşamın Kodu : Jennifer Doudna, Genetik Devrim ve İnsanın Geleceği
  • Dış Sitelerde Paylaş

Sinapsin 1'in damlacık fazına yoğunlaştığında nörotransmiter içeren vezikülleri bağladığını ve fosforile olduğunda vezikülleri serbest bırakıp içindeki nörotransmiterlerin sinaptik aralığa salınmasını sağladığını gösteren illüstrasyon.
Sinapsin 1'in damlacık fazına yoğunlaştığında nörotransmiter içeren vezikülleri bağladığını ve fosforile olduğunda vezikülleri serbest bırakıp içindeki nörotransmiterlerin sinaptik aralığa salınmasını sağladığını gösteren illüstrasyon.
Quanta Magazine

Yine de bu araştırmalar hala erken günlerinde. Brangwynne ve meslektaşları, on yıl önce makaleleini yayınladıklarında, biyologlar bu yepyeni araştırma yönü hakkında olumlu ve olumsuz düşüncelere kapıldılar. Updike'ın belirttiği gibi, hücre biyologlarının, protein aggregasyonu fenomeni hakkında düşünmekten, tanımlanması için akışkan dinamiği gerektiren sıvı faz ayrılmasına geçmeleri zor olabilir. Updike şöyle diyor:

Bana göre, Cliff'in çalışması P granüllerinin doğasını ve gördüklerimizi daha iyi tanımlayan çok büyük bir ilerlemeydi. Bir granülü saflaştırabilirsiniz, ancak daha çok bit yağ damlasına benzeyen bir şeyi saflaştırmak çok daha zor bir iştir.

Giderek artan sayıda akademik makale faz ayrımının hücresel bir mekanizma olduğu kavramını desteklediği için, Updike ve Brangwynne'e göre bu alandaki şüphecilerin sayısı giderek azalıyor. Ancak yine de bazı soru işaretleri var. Alberti ise şöyle diyor:

Eleştirilerden biri, bazı insanların her proteinin bunu yapabileceğini söylemeleridir. Bilimde, proteinlerin çeşitli şartlar altında konsantre hale getirilmesinin bazen katılaşmalarına veya sıvılaşmalarına neden olabileceği yaygın bir bilgidir. Fakat bunun aslında hücreler tarafından kullanılabileceği, evrimin bu biyomolekül kabiliyetinden metabolizmayı yavaşlatmak gibi işlevsel bir değişim elde etmek için yararlanabileceği fikri yoktu.

Alman Nörodejeneratif Hastalıklar Merkezi'nde (DZNE) biyolog Susan Wegmann şöyle diyor:

Şu ana kadar proteinlerde faz ayrımının yaşayan çok hücreli organizmalarda gerçekten yaşandığı gösterilemedi. Dolayısıyla, hücrelerdeki faz ayrımının sinirbilim ve diğer alanlardaki karmaşık problemlerle ilişkisi belirsizdir. Biz ve diğerleri bu bağlantıyı kurmaya çalışıyoruz; ancak tabii ki bu hem zor, hem de teknik olarak aşılması güç problemlerle dolu bir iş. Eğer protein yoğunlaşmasının nörodejenerasyon gibi insan hastalıklarıyla ilişkisi olduğu ortaya konursa, buna spesifik bir şekilde müdahale etmenin yollarını aramamız gerekecek.

Harvard Tıp Fakültesi'nde sistem biyologu olan Tim Mitchison, faz ayrımının biyolojide genel bir konsept olarak önemli olduğu konusunda kuşkucu. Şöyle diyor:

Hücre sitoplazmasındaki faz ayrımına yönelik, stres granülleri gibi birkaç çok spesifik örnek haricinde pek bir kanıt göremedim.

Bu konsept, hücre biyolojisi haricinde pek ilgi görmüyor gibi. Birçok araştırmacı faz ayrımını ya hiç duymamış ya da araştırmaları görmezden geliyor. Mitchison şöyle diyor:

Belki de daha fazla fonksiyonel kanıt görmeyi bekliyorlardır. Doğru miktarda çözücü ile hemen hemen tüm proteinlerin veya RNA'nın faz ayrımının sağlanması mümkündür. Ama bunun fizyolojik olarak ne kadar önemli ve alakalı olduğu net değil. Faz ayrımının önemli olduğuna ikna olmuş haldeyim; belki de RNA-protein biyolojisinde bir rolü vardır. Ama bunun ne kadar genel olduğu konusunda pek emin değilim.

Brangwynne bu konudaki endişelerden rahatsız değil.

Bazı şüpheciler, tüm bunların hücre fonksiyonları veya fonksiyon bozuklukları için ne anlama geldiğiyle ilgili çok yerinde ve doğru sorular soruyor. Bunlar gerçekten de pek iyi anlaşılmış değil. Bazı diğerleri ise geleceği tahmin etmemizi sağlayan nicel modellerin mümkün olduğu fikrine ısınmaya çalıştığını düşünüyorum. Bu, biyolojinin geleceğidir.
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Bilim Budur! 3
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Muhteşem! 2
  • Tebrikler! 1
  • Umut Verici! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • K. Moskvitch. ‘Lava-Lamp’ Proteins May Help Cells Cheat Death. (26 Kasım 2018). Alındığı Tarih: 2 Ağustos 2019. Alındığı Yer: Quanta Magazine | Arşiv Bağlantısı
  • C. P. Brangwynne, et al. (2009). Germline P Granules Are Liquid Droplets That Localize By Controlled Dissolution/Condensation. Science, sf: 1729-1732. | Arşiv Bağlantısı
  • M. C. Munder, et al. (2016). A Ph-Driven Transition Of The Cytoplasm From A Fluid- To A Solid-Like State Promotes Entry Into Dormancy. eLife. | Arşiv Bağlantısı
  • D. Milovanovic, et al. (2018). A Liquid Phase Of Synapsin And Lipid Vesicles. Science, sf: 604-607. | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/07/2024 02:48:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7886

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Elektrik
Bakteriler
Madde
Mucize
Doğal
Bebek
Sosyal
Eczacılık
Abd
Darwin
Kanat
Hayvan
İhtiyoloji
Mitler
Süt
Metabolizma
Küresel Isınma
Hindistan
Uzay
Hominid
Fizyoloji
Türkiye
Sars-Cov-2
Yaşamın Başlangıcı
Biyoteknoloji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
K. Moskvitch, et al. Biyolojinin Geleceği Olan Tahminsel Modeller: Faz Ayrışması ve "Lav Lambası" Proteinleri, Hücreleri Ölümsüz Kılabilir!. (8 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 27 Temmuz 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/7886
Moskvitch, K., Aydemir, M., Bakırcı, Ç. M. (2019, August 08). Biyolojinin Geleceği Olan Tahminsel Modeller: Faz Ayrışması ve "Lav Lambası" Proteinleri, Hücreleri Ölümsüz Kılabilir!. Evrim Ağacı. Retrieved July 27, 2024. from https://evrimagaci.org/s/7886
K. Moskvitch, et al. “Biyolojinin Geleceği Olan Tahminsel Modeller: Faz Ayrışması ve "Lav Lambası" Proteinleri, Hücreleri Ölümsüz Kılabilir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Murat Aydemir, Evrim Ağacı, 08 Aug. 2019, https://evrimagaci.org/s/7886.
Moskvitch, Katia. Aydemir, Murat. Bakırcı, Çağrı Mert. “Biyolojinin Geleceği Olan Tahminsel Modeller: Faz Ayrışması ve "Lav Lambası" Proteinleri, Hücreleri Ölümsüz Kılabilir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Murat Aydemir. Evrim Ağacı, August 08, 2019. https://evrimagaci.org/s/7886.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close