Birçoğumuz iyi söylenmiş bir söze hayranlık duyarız. Kimi zaman söylenenler barizdir; ancak öyle isabetli ve dilbaz bir şekilde ifade edilmiştir ki, malum olan bile bizi düşünmeye iter. Kimi zamansa büyük düşünürlerin, bilim insanlarının, sanatçıların veya filozofların sözleri, daha önce fark etmediğimiz perspektiflere kapı aralar. Kimi zamansa sadece motive olmak veya kendimizi doğru yöne itmek için bu alıntılara ve edebi sözlere başvururuz.
Sebebiniz her ne olursa olsun, sizler için bu Sözler sayfasını derlemek istedik. Amacımız sadece geniş bir edebi söz ve alıntı arşivi yaratmak değil; aynı zamanda güvenilir, kaynaklı ve özenle seçilmiş bir sözler arşivi oluşturmak. Sonuçta kişisel gelişimde kullanılan her motivasyonel alıntı Einstein'a atfedilir; ancak bunların yarısından azı gerçekten Einstein tarafından söylenmiştir.
Bizler, bu arşivimizde, verebildiğimiz her noktada sözlerin kaynaklarına da yer vererek gerçeğin peşinden gidecek, bunu yaparken de bizden önce gelen devlerin hayat görüşleri, düşünce dünyaları ve ağızlarından (veya kalemlerinden) dökülenlerden ilham almaya çalışacağız.
Ayrıca seçkimizi yaratırken sadece sözün edebi değerine değil, anlamına ve bağlamına da önem vermeye çalıştık. Bu nedenle kişilerin görüşlerini doğru yansıtmadığına inandığımız veya bağlamından ayrı alındığında çarpıtılmaya müsait olduğunu düşündüğümüz sözlere yer vermedik. Benzer şekilde, bariz şekilde hatalı olan kavramları ve ideolojileri savunan sözlere de seçkimizde yer vermedik. Hedeflerimizle uygun olarak, olabildiğince bilim, teknoloji, sanat, felsefe ve insanlık üzerine eğilen sözlere yer vermeye çalıştık.
Umuyoruz faydalı ve ufuk açıcı olacaktır.
Uyarı: Seçkideki sözler veya söz sahipleri, Evrim Ağacı'nın görüşlerini veya savunduklarını yansıtmayabilir.
Ne mutlu Türküm diyene!
Egemenlik verilmez, alınır.
Biraz sonra elindeki tepsiye yerleştirdiği incecik, zarfı fincanlarda nefis kokan, bol köpüklü iki kahveyle geldi. Birer küçük bardak su ve kahve fincanlarının yanına birer güllü lokum koymuştu. Tam eski İstanbul işi. Ne Starbucks'ta bulunurdu bu, ne de House Cafe'de. İnsanlar niye bu güzel adetleri bırakır da karton bardaklarda kahve içerler diye bir kez daha merak ettim. Hem de tadı yabancı bir kahve.
Aslında nedeni belliydi. Dünyanın değişik yerlerin de yaşayan, birbirinden farklı özellikteki milyarlarca insan, aynı tür yiyecek ve içecekleri sevmeli, aynı tarz giysileri almalı, bunun için de aynı tarz bir hayat yaşamalıydı. Böylece uluslarüstü büyük firmalar, ürünlerini dünyanın her yerinde satabilirdi.. Belki de daha korkuncu, bu sistemin yerel kültürleri yok ediyor oluşuydu.
Su götürmez bir gerçektir ki, bir çocuğa kendi başına bir şey yapabilmek özgürlüğünü tanımamakla onu korkak bir köle durumuna sokuyoruz.
Evren insanlığın en eski şiiridir.
Anlaşmasız barış teklifi entrikadır
Dolu Dolu Yaşa
Bir büyüğümden duymuştum.
Bana dolu dolu yaşa demişti .
İçim, beynim taşana kadar doldum.
Ama yaşama konusunda sınıfta kaldım.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.