Tanrı'yı ya da herhangi bir varlığı, bu dünyayı aşan, aşkın, maksatlı ve karar verip eyleyen, bizi gözetleyen, ödüllendirecek ya da cezalandıracak bir güç olarak benimsememiz bizi sevince dönüşmekten alıkoyar; yaşamımıza derinden derine bir suçluluk, sinsi bir melankoli ve cezalandırılma tedirginliği yerleştirir; aşkıncılık varsayımı evrenle neşeli bir kucaklaşmanın önüne geçebilir, bizi canlı-cansız tüm varlıklarla bir ve birlikte olmaktan uzaklaştırabilir.