Bilgeyi, diğer insanlardan ayıran en önemli özellik, doğadaki kader dediğimiz mutlak zorunluluğun bilincinde olması ve yaşantısını bu zorunluluğa uygun şekilde ayarlayabilmesidir. Sırf insanların değil, aynı zamanda tanrıların bile tabi olduğu bu zorunluluğun bilincinde olma, her şeyin ona göre belirlendiğini ve olayların akışının değiştirilemeyeceğini kavramadır. O halde ne olacaksa olacak ve ne olmayacaksa olmayacaksa, insan yaşamını elindeki imkânlara göre ayarlamak durumundadır. En büyük imkân akıldır, çünkü insanı diğer canlılardan ayıran ve tanrısallığa yaklaştıran bu imkân onun kaderin karşısında çırılçıplak kaldığı anlarda bile serinkanlılığını korumasını sağlayacak tek silahıdır. O halde insan doğanın ona en büyük armağanı olan aklını kılavuz alıp yaşamaya mecburdur. Aklın kılavuzluğunda yaşamak, fırtınalı bir denizde yaşam gemisini doğru rotada götürmek demektir.