Merhabalar,
Belki bir psikolog bu soruna daha güzel cevaplar verebilir. Ben ise senin gibi birisi olarak deneyimlerimi paylaşabilirim sadece.Bu düşünceni çok iyi anlıyorum.
Öncelikle şunu söyleyeyim düşünceler kesinlikle fiziksel yapını etkileyebiliyor. Ben mide kanserine kadar gitmiştim. Onun için düşünmekten vazgeçemezsin belki ama küçük aralar verebilirsin.
Bende tam bir nihilistlik sonucuna varmıştım hala da öyleyim aslında bir yanım bu bir gerçek acı bir gerçek. Schopenhauer sanırım benle gurur duyardı yada hala yaşadığım için annesinin yerine koyardı bilemiyorum. Ama şunu fark ettim ki öncelikle ölümden kaynaklı anlamsızlık bana bazı güçlerde verdi, örneğin kendimi ikna edebileceğim sürece neye değer verip neye değer vermeyeceğime çünkü zaten hiç bir şeyin anlamı yoktu. O zaman kendime edindiğim amaç doğrultusunda neye değer verip veremeyeceğimi kendim belirlemeyeyim ki? Bunu bir motivasyon kaynağı olarak kullandım yani kendi kendimi manipüle ettim aslında. Ve özel sektörde çok şeyler başardım hemde o sen değerlisin dedikleri yalana kanmadan çünkü ben neyi istersem o değerliydi benim için. Bilgisayardan anlarsan bir sanal sürücü gibi düşün yada bi emülatör.Yine de bunların hiç biri beni mutlu etmedi (belkide seni eder.) ve bir gün canım değer verecek bir şey bulamadı ve öylesine istifa ettim. Belkide sen mutlu olursun bu şekilde bilemem.
Sonra anlamaya çalıştım, nükleer fizik, fizikokimya, atom fiziği hatta sosyoloji,felsefe,metalurji...Nietzsche doğru ama karanlık bir yolda olduğumu anlattı. Foucault ise çevremdeki vahşetin aslında sistemli olduğunu. Diğerleri ise ihtişamlı bir sistemde dandikten bir nokta olduğumuzu anlattı. (weber'e az sövmedim) Kesinlikle düzenli değil kaotik bir dünya. Ama düzenli olsa sanırım daha da sıkıcı olurdu değil mi? Yine de öğrenmek her zaman güzel. En azından başta söylediğim gibi düşüncelerimle başbaşa kalmamak için kaliteli ve "değerli" bir ara. Onunla uğraşırken kendimi kaybedeceğim bir ilgi alanım olması işime yarardı hep.
Sonra evime iki kedi aldım. Onların o masumluğunu izledim, gezdik beraber,baya iki kişi+iki kedi Türkiye turunda...Hayvanların saf sevgilisi iyi geldi cidden. Birine değer vermeye çalıştım ve şanslıydım ki o da bana değer verdi. Şu an intihar etmiyorsam o patileri birer kez daha fazla görebilmek ve değer verdiğim kişiyle biraz daha vakit geçirebilmek içindir. Bazen düşünüyorum ki eğer bir yaratıcı var olsa bile kesin intiharı düşünüyordur ve etmemek için arada patilerimizi görmek mi istiyordur, onu var oluşa bağlayan tek şey budur belkide, zira var olmak cidden çok sıkıcı.
Sonuç olarak doğruya olan arzumuz hem ödülümüz hem lanetimiz sanırım. Diğer taraftan benim morfinim "hayat kısa zaten, mutluluk pointler toplamak en güzeli" mottosu oldu... ve patiler önemli onları atlamayalım :)