Tansu Hoca çok güzel anlatmış. Ben biraz daha basitleştirerek, günlük dil ile özetlemeye çalışayım.
Bunun büyük patlama ile ilgisi var hatta daha çok büyük patlama sonrasında ortaya çıkan olağanüstü şartlarla ilgisi var.
Altomaltında yapı hiyerarşisi nasıl? Atomlar var. Atomların içinde çekirdek ve elektron, çekirdeğin içinde proton nötron, onların içinde quark, lepton gibi temel parçacıklar.
Şimdi... Tüm bu parçaları birbirine bağlayan atomaltı kuvvetler var, bu ayrı bir konu. Elektronla çekirdeği birbirine bağlayan kuvvet çok güçlü değil (O nedenle elektronlar kolayca başka maddelerle yakınlaştığında ortak kullanıma/yörüngeye geçip bağlar kurulmasına olanak veriyorlar) ama çekirdeğin içindeki üyeleri birbirine bağlayan kuvvet çok ama çok güçlü. Maket bıçağının ucuyla kanıttırıp iki leptonu protondan ayıramıyorsunuz yani. :) Bu yapıyı bozmak oldukça zor. (O yüzden zaten parçaladığınızda ortaya atom bombası gibi bir enerji çıkıyor)
İşte evren henüz bir greyfurt büyüklüğündeyken (Bu greyfurta da takmış durumdayım. Birçok kozmoloji derlemesinde bebek evren greyfurt ile benzeştiriliyor. Ne zaman kozmoloji konuşsam düşünsem aklıma greyfurt geliyor. :) Zamanında bir hocamız greyfurttan örnek vermiş, bu böyle gitmiş. Greyfurt ne abi? :) Portakal de, limon de, elma de, daha leziz daha tanıdık daha samimi bir meyve iyi olurdu bence :) ) ortamda o kadar büyük bir sıcaklık ve basınç söz konusu ki (Planck ölçeği deniyordu yanlış hatırlamıyorsam) çekirdeği ve temel parçacıkları bir arada tutan kuvvetten çok daha büyük bir etki söz konusu. Bu nedenle hiç bir temel parçacık, bir diğeri ile bağlanamıyor.
E bağlanmak zorundalar mı? Evet. Çünkü temel parçacıklar doğada serbest halde bulunmuyorlar. Birbirleri ile bağlanıp çekirdek ve atom oluşturma eğilimindeler. Ama planck ölçeğindeki şartlar buna izin vermiyorlar. Hocalar bu ortama "parçacık çorbası" diyorlar. (Çorbayı kabul ettim. :) Samimi, doğal. O duyguyu veriyor :) )
İşte evren genişledikçe ortamdaki sıcaklık ve basınç azalıyor, azalıyor, azalıyor ve temel parçacıkların birbirlerine bağlanma kuvvetinin altına iniyor. Parçacıklar fırsat bulup birbirlerine bağlanıyorlar ve böylece protonlar, nötronlar, çekirdekler oluşmaya başlıyor. (Evrenin ışığa geçirgen olma eşiği de atomların oluşma eşiği oluyor zaten. Çünkü atomlar arası boşluklar da oluşmaya başlıyor. Bu tarih de büyük patlamadan sonraki 380.000. yıl. Ve evrenin bu halinin fotoğrafı da çekilmişti geçtiğimiz yıllarda. İnsanlık adına inanılmaz bir başarı ve aşamaydı bu bence) Peki buna göre ilk sırada hangi atom var? Tabii ki hidrojen. 1 proton, 1 elektron, bu kadar. Tertemiz.
Hidrojen atomu kararlı bir parça. Temel parçacıklar birleşip hidrojeni oluşturunca bu yapı, illa başka bir şeylerle etkileşme ya da bağlanma eğiliminde değil. Evi olan ev arkadaşı arayan fizik öğrencisi gibi değil yani. :) E tamam işte... Evren genişledikçe, ortamdaki başıboş temel parçacıklar, en yakınlarındaki diğer parçacıklarla birleşip bol bol hidrojen oluşturmuşlar.
Yani neden hidrojen? Kararlı olan en basit, en hafif, en kolay yapı olduğu için. E bundan sonrası? Orası artık ana yemek, salata ve tatlıların dünyası. Afiyet olsun. :)