Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
3

Gazzâlî ve david hume gibi düşünürlerin 'nedensellik' üzerine yaptığı eleştirilere günümüz bilimsel yöntemi nasıl cevap vermektedir?

Meşhur ateş ve pamuk örneğinde bahsedildiği üzre; ateşle pamuk yan yana geldiğinde pamuk yanar peki pamuğu yakan nedenin ateş olduğunu nereden biliyoruz? günümüzde kullanılan ve yaygın kabul gören bilimsel metoda bu ciddi eleştiriler karşısında nasıl güvenebiliriz? son olarak bilim insanları bu tip sorulardan rahatsızlık duyar mı?
13,140 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
Ecem @Cadıbozmasıı
PopperinMetersi

Şimdi önce Gazali'nin eleştirisine bakalım.

Ateşle pamuk yan yana geldiğinde pamuk yanar peki pamuğu yakan nedenin ateş olduğunu nereden biliyoruz?

Tüm Reklamları Kapat

Gazali burada bir nedensel ilişki görmeyi reddetmiş bu batıl inançtır demiş , ben pamuğu yakanın Allah olduğuna inanıyorum demiştir .

Şimdi size Gazalinin inancının neden dogma bilimin pamuğu ateş yakmıştır empirik betiminin neden bilimsel olduğunu anlatacağım .

Tüm Reklamları Kapat

Önce iki önermeyi alt alta koyalım

Gazali :Ateş yanmaya başladıktan sonra pamuk Allah tarafından yakılır.

Bilim: Pamuğu yakan belirlenmeci MUTLAK süreçlerle işleyen ,mekanik doğa yasalarına tabi ateştir.

Bir kere iki iddia da 100% kesinlikle doğrulanamaz

AMA VE AMA Bilimin iddiası test edilebilir bilimsel bir iddiadır , Gazalinin ki ise test edilemez , bir şahsi inançtır, bir imandır

NASIL MI ?

Cevabı Karl Popper tarafından verildi

Yıllarca felsefeciler bu iddia ile boğuştu Popper ise ‘bunun doğruluğu ispat edilemez, ancak prensipte yanlışlığı ispat edilebilir, ancak şimdiye kadar kimse bu zannın yanlış olduğunu ispat edemediği için geçici olarak doğruluğu kabul edilir’ şeklinde bir tez geliştirmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

İşte bilimi dogmadan burada bu ayırır iki iddia da gözlem ve deney ile doğrulanabilir olmamakla birlikte bilimin önermesi GÖZLEM VE DENEY İLE YANLIŞLANABİLİRDİR .

Şöyle izah edeyim :

Şimdi Eğer Pamuğu yakanın mutlak doğa yasalarının mekanik belirlenmeciliğinin güdümündeki ateş olduğunu kabul edersek , Şu basınçta , şu şu şartlarda şu ateş pamuğu yakar prensibini elde ederiz.

AYNI ŞARTLARDA ATEŞİN YAKMADIĞI TEK BİR PAMUK BU İDDİAMIZI ÇÜRÜTÜR

Tüm Reklamları Kapat

Çünkü eğer pamuğu yakan mutlak doğa yasalarına tabi, determinist süreçlerin eseri olan ateşse aynı şartların sağlandığı her durumda aynı şekilde işler . Ateşin dur bu gün de şu pamuğu yakmayayım demesi gibi bir şey söz konusu olamaz, daha önceki ile aynı şartlarda ateş pamuğu yakmıyorsa burada seçme kabiliyeti olan birinden söz etmemiz gerekir. Çünkü eğer mekanik, aynı şartlarda aynı sonucu veren belirlenmeci mekanik doğa yasaları tarafından kontrol edilen fiziksel süreçlere dayalı zorunlu bir nedensellik var ise aynı koşullarda aynı sonuçları görmeyi bekleriz. . Bu durumda uygun basınç, oksijenin olduğu bir durumda hilesiz bir ateşin hilesiz bir pamuğu yakmadığını DENEYİMLEDİĞİMİZ AN ''pamuğu yakan belirlenmeci MUTLAK süreçlerle işleyen ,mekanik doğa yasalarına tabi ateştir'' iddiamız tamamen çürür . 'Bak gördün mü mutlak bir şey değilmiş' deriz Bu iddia test edilebilir ve yanlışlanabilirdir.

Gazalinin iddiası olan pamuğu yakan Allahtır iddiası ise deneysel olarak test edilemez şahsi bir inanç bir imandır .

Pamuğu Allah yakıyor iyi güzel bir gün hilesiz ateşle aynı şatlar ve koşullarda yan yana gelen hilesiz pamuk yanmazsa Allah istemedi de yanmadı dersin olur biter. O yüzden bu iddiayı deneysel olarak çürütmek ve test etmek İMKANSIZDIR . İşte bu yüzden bu bir dogmadır. Deneyle ne doğrulanabilir ne yanlışlanabilir . Bilimin iddiası ise doğrulanamaz olmakla birlikte DEYEY VE GÖZLEM İLE YANLIŞLANABİLİRDİR, bu onu test edilebilir kılar ve işte dogma ile bilim arasındaki fark budur.

Bilimsel metod sınamaya açıktır . Pamuğu ateş yakar iddiası yanlışlanabilirdir, yanlışlamaya gönüllü olan varsa hodri meydan bilimin kimseden korkusu, saklayacak hiç bir şey yok.

Sorularınıza daha detaylı bir cevap ve bilime atılan iftiralara tatmin edici profesyonellikte bir yanıt için kaynakçadaki linki inceleyin.

1,072 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. 1 Numara. (13 Ekim 2020). Alındığı Tarih: 13 Ekim 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ufuk Derin
Skeptik

Aslında bazı basit konuları fark etmekle başlıyor her şey.

Birincisi, sadece korelasyonlarla ilgilenseydik, nedenselliği bilemeseydik yaşanan olaylar ve geliştirdiğimiz teknolojilerdeki sorun ve geliştirmelerin kaynağını asla bulamazdık.

Tüm Reklamları Kapat

İkincisi, nedensellikleri anlamakta kullandığımız kontrollü testler ve hata payları, bilinmeyen değişkenler olabileceğini bilmeseydik ve gerektiğinde değişim yapamasaydık da asla gelişemezdik.

Bu konuyu "natüralizme tapmak" gibi absürt ifadelerle öne sürüp amacı sadece bilimsel yöntemi kendi dini inancı ile eşit konuma düşürüp kendi dini inancını yükseltmeye çalışanların aksine bilim her zaman gelişiyor, birikiyor ve değer katıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Bilim sadece korelasyonları tespit etmekten ve veri ortaya koymaktan ibaret değildir. O verileri analiz edip, yeterince kontrollü testler yapıp değişkenleri kontrol edip nedensellikleri kendi sınırı içerisinde tespit ederek anlamak bilimin asıl görevidir.

Bilimsel yöntem, insanların bilişsel yanlılıklarını, düştüğü hataları ve insanın kendini kandırma eğilimini bildiği için bu dezavantajları en aza indirmek için mümkün olduğunca kontrollü ilerler. Bu yüzden diğer bilgi türlerinden daha işe yarar, daha yararlı ve daha isabetlidir. Buna rağmen bilimi yapanlar da insanlar olduğu için bu hataları ve eksiklikleri tamamen ortadan kaldıramadıklarının da farkındadır. O yüzden bilimin de kendi sınırı ve hata payları vardır. Örneğin sadece doğayı inceler, doğal veya doğa üstü bilinmeyen değişkenler olabilir. Bu sınır çerçevesinde, %100 gerçek olmasa da %99'un üzerinde bir oran ile, işe yararlık ve fayda sağlayarak yoluna devam eder.

Pamuk-ateş yerine günümüzden daha işe yarar bir örnek verelim: Aşı-kalp krizi. Pamuk-ateş örneği çok bariz geldiği ve pamuk ateşi yaksa da yakmasa da günlük hayatta size pek bir etkisi olmayacağı için sadece düşünmesi keyifli bir beyin egzersizi olabilir ama gerçek hayata etki eden bir sorun ile karşılaşırsanız pek işinize gelmeyecektir.

Eğer yaşanan kalp krizinin olunan aşıdan kaynaklı bir sorun olup olmadığını çözemezseniz buna uygun geliştirme, iyileştirme ve önlemleri yapamayacağınız için sonuçları kötü olacaktır ve bu her türlü kritik konuda geçerlidir.

Ama bilim bu nedenselliği "mükemmel" olmasa da "neredeyse mükemmel" şekilde ortaya koyabiliyor. Yeterince veri birikmeyen konularda eksiklikten ve hatalardan kaynaklı yanlışlıklar olsa da "bilime ve natüralizm-emprik yönteme tapılmadığı" için bu sorunlar düzeltilip gerçeğe biraz daha yaklaşmamız sağlanabiliyor.

İster gerçekliği tam olarak bilmediğimizi söyleyip bu yakınlaşmayı kabul etmeyin ister mükemmel olmadığı için komple reddedin, gerçek hayatta en işe yarar yol bu ve evreni anlamaya ve gerçeğe yaklaşmaya dayalı sorunlarla karşılaşanlar da gerçek sorunları çözmek için "natüralizm"e başvuracaklardır.

Dişiniz ağrıyorsa ağrımasının nedeninin diş perisi olduğunu söylemeniz sizi gerçek soruna yönelik gerçek çözüme yakınlaştırmaz, hatta etki etmez bile. O yüzden "doğal" olan bu sorunu çözmek için evreni doğal olarak anlar ve uygun şekilde çözersiniz.

Bilinmeyen etkenlerden dolayı isterseniz araya veya arka plana metafiziksel varlık koyun, bilime işe yarar bir yöntem katmadığınız sürece bilimsel yöntem de kendi sınırı içinde doğayı anlamaya devam edecek. İsterseniz kendince bir yöntem veya anlayış oluşturun, gerçek hayattaki gerçek sorunlara karşı gerçeği daha iyi anlamamızı sağlıyorsa nedenselliği anlamak konusunda o yönteme de geçilir. Bunlar dogma değil, bilimin sınırları. Gerçek hayatta her konuda belli sınırlarımız var. Yataktan kalkıp yere bastığınızda "bir cin sizi kandırıp yere basmadığınız halde yere basmış gibi gösteriyor" olabilir, bu sizin sınırınızın dışında. Ama bu söylem, gerçek hayatta yaşadığınız karşısında "fantastik düşünce deneyi ile eğlenmek" dışında işe yarar bir şey sunmuyor. Aynı şekilde bilimsel yönteme yönelik söylemleriniz bu sınırlara yönelik boş bir homurdanma olarak kalacaksa bile bilim bir şey demiyor, kendi çizdiğiniz varsayımlarda farklı sınırlarda devam edebilirsiniz.

153 görüntülenme
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Md Yuksel
'Evrim Agaci Takipcisiyim','Game Dev. ögrenciyim'

Merhabalar, ben Gazali'nin bu yorumunu farklı anladığınızı düşünüyorum.

Bildigim kadarıyla İslam'da "doğa kanunu" denilen fail, aslında Tanrı'nın bir eli olarak düşünülür. Doğanın veya fizik kanunlarının fail olmadığı, yani bir olayın nedeni olmadığını ve olayın nedeni: Tanrı'nın "Ben ateşin pamuğu yakmasını istiyorum" demesi ve doğa buna uymasidir.

Tüm Reklamları Kapat

# "Gökleri ve yeri gerçekle yaratan O'dur ki 'ol' dediği gün hemen olur; sözü gerçektir" (el-En'âm, 6/73)

# "Allah gökleri ve yeri gerektiği gibi yaratmıştır. Doğrusu bunda inananlara bir ders vardır" (el-Ankebût, 29/44).

Tüm Reklamları Kapat

Bu yüzden Gazali'nin açıklaması herhangi bir bilimsel nedensellikle açıklanamayacak bir sorudur. Örneğin, kütle çekiminin olduğu ve genişlediği bir evren var. Kütle'nin ittiği ve evrenin belli bir boyutta başlayıp sürekli küçüldüğü bir evrende olabilirdi ya da herhangi bir çekim kuvvetinin olmadığı bir evren de olabilirdi, 2 boyutlu da olabilirdi... Herhangi bir senaryoda; bilimsel ölçüde deneyler yapılacak ve fizik kanunları budur denilecek. Gazali de diyecek ki "Neden? Bunun kararını doğa vermiyor, doğa sadece Tanrı'nın bir aracıdır" diyecek.

"Ateş pamuğu yakmaz" demiyor, tabii ki yakar ama bu bir neden değildir. Herseyin asıl nedeni Allah'ın istemesidir.

Kanaatimce iddia edilen; Bizler sadece sonuclari gözlemliyoruz, neden sorusunun cevabini bilim degil felsefe/din verebilir.

Mucahid Yuksel

128 görüntülenme
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close