Bu olası; çünkü Hayvanlar Alemi içerisinde bitkilerin klorofillerini çalan Elysia chlorotica gibi türler var. Bunlar, yedikleri Vaucheria litoria gibi fotosentetik alglerin içindeki klorofilleri kullanarak kendilerine besin üretebiliyorlar.
Normalde hayvanlarda (ve dolayısıyla bu Elysia cinsi deniz tavşanlarında) fotosentez için gerekli genler bulunmuyor. Dahası, kloroplastların içindeki genler de tek başına fotosentez için yeterli değil; çünkü gerekli genlerin bazıları çekirdek DNA'sında bulunuyor. Ancak görünen o ki, evrimsel süreçte bu genlerin bir kısmı Elysia deniz tavşanlarının çekirdek DNA'sına yapışmış.
Bu da şöyle oluyor: Bu tarz mikroskobik gen sıçramaları çok sık yaşanıyor; ancak çoğu işlevsiz veya canlıya zarar veren sıçramalar oluyor. Fakat soy hattında bir kere işlevsel genlerin deniz tavşanı genomuna sıçraması halinde, müthiş bir avantaj sağlıyor; çünkü fotosentetik besin üretimi mümkün oluyor. Bu tek basamakta olmak zorunda da değil; muhtemelen bazı deniz tavşanı atalarında bu genler olmasa da klorofiller sindirilemiyordu; bazı diğerlerinde genler çoktan sıçramıştı ama klorofiller de sindirildiği için fotosentez yaşanamıyordu. Ancak nesil üstüne nesil üstüne nesil geçtikçe, doğru kombinasyona sahip bireyler de ortaya çıkacaktır; tür içi çeşitlilik bunu mümkün kılar. Buna bağlı olarak da hem yediği alglerin klorofillerini sindirmeyen, hem de fotosentezi mümkün kılacak genlere sahip deniz tavşanları belirmiştir. Günümüzdeki deniz tavşanlarının bir kısmı da bunların torunları.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Owlcation. (3 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 3 Temmuz 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı