"Süperpozisyon" kavramının anlaşılmasına katkısı büyüktür. Bu kavramın klasik benzeri olmadığını, dünyanın klasik fizik ile açıklanışı ile hareket edildiğinde bunun bir sınırı olacağını göstermesi açısından da önemlidir.
Bu tarz çelişkiler, bilimde paradigma değişimlerinin olduğu dönemlerde daha da görünür olur. "Eski" kavramlarımız ve eski düşünüş biçimimiz vardır, oysa önümüzde "yeni" bir şeyler vardır. İşte o "yeni" şeyleri "eski" kavramlarımızla ya da kavramlarımızın arasında kurduğumuz ilişkilerle açıklamaya çalıştığımızda çuvallarız. Schrodinger in kedisi tam da böyledir. Kedi ölü mü, diri mi? Bu şey 0 mı 1 mi? "Eğer 0 ise 1 değildir, 1 ise 0 değildir" der "klasik" düşünüş biçimimiz, ama bu düşünüş biçimi önümüzdeki yeni dünyada çuvallar... Alıştığımız klasik determinizmi sorgulatır bize, evrenle etkileşimimiz sorgulatır. Klasik fiziğin o evrene sadece dışarıdan bakan ona hiç müdahele etmeyen gözlemcisini getirir tam da anlamaya çalıştığı sistemlerin içine koyar vb. vb.