Yeni Maarif Modeli öğrencisiyim ve bu modelle ilgili düşüncelerim şunlardır:
Açıkçası Yeni Maarif Modeli’nde öğrencilerin pasif konumdan daha aktif bir hâle getirilmesinin amaçlandığı görülüyor; ancak bunun yanlış bir şekilde yapıldığını düşünüyorum. Nedenine gelince: Her ne kadar ders içeriğindeki konu yoğunluğu azaltılmış olsa da ders sayısının fazla olması, öğrenciyi zihinsel ve psikolojik açıdan yorabiliyor.
Yeni müfredatta kullanılan yöntemin, yani düşünmeye teşvik etme ve ispatlama temelli ilerlemenin doğru olduğunu düşünüyorum. Geçmişte büyük âlimlerin yetiştiği dönemlere baktığımızda da eğitimde sorgulama ve akıl yürütmenin ön planda tutulduğunu görüyoruz. Ancak yeni eğitim modelinin en büyük üç eşiğinden biri, bence “talebe sisteminin" eksik olmasıdır. Yani öğrencinin değil, talep eden bir bireyin yetiştirilmesi gerekiyor. Bu durumun ülkemizdeki meslek darlığı ve iş imkânlarının sınırlı olmasıyla ilişkili olduğunu düşünüyorum. Kısacası öğrenciler eğitim görmüyor! Oyalanıyor...
Bir diğer eksik, öğretmenlerin hâlâ önceki eğitim sistemine göre ders vermeye çalışmaları ve bu durumun sorgulayıcı düşüncenin önüne geçmesi olabilir. Ayrıca 30–40 kişilik sınıflarda bu tür bir eğitimi sağlıklı şekilde uygulamak ne yazık ki mümkün görünmüyor.
Bir başka sorun ise bu sisteme geç kalmış olmamızdır. Öğrencilerin bir anda pasif konumdan aktif role geçmesi, adaptasyonu zorlaştırıyor. Bunun zamanla çözülebileceğini düşünüyorum; ancak diğer iki sorunun zamanla kolayca çözülebilecek meseleler olduğunu sanmıyorum.
Derslerde fark ettiğim olumlu küçük bir nokta ise verilen herhangi bir bilginin hemen altında kaynağının da belirtilmesi. Bu durum, bilginin asıl kaynağına ulaşmamıza, nereden geldiğini ve doğruluğunu sorgulamamıza yardımcı oluyor.
Sevgilerle kalın, hoşça kalın.