"Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli", Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulanmaya başlanan yeni müfredat programıdır. Bu model, eğitimi sadece bilgi aktarımı olarak değil, öğrencinin karakterini ve becerilerini bir bütün olarak geliştiren bir süreç olarak tanımlar. Bu maarif model bir çok eğitimci ve öğrenci tarafından eleştirilere maarus kalmıştır.
Eleştirilerin en yoğunlaştığı alanlardan biri, müfredatın "bilimsel ve seküler" eğitimden uzaklaştığı iddiasıdır.
Manevi Değerlerin Öncelenmesi: Bazı eğitim sendikaları ve akademisyenler, müfredatın evrensel değerler yerine belirli bir dini-milli ideolojiyi (maneviyatçılık) merkeze aldığını savunmaktadır.
Bilimsel İçeriğin Seyreltilmesi: Müfredatın %35 oranında sadeleştirilmesi, özellikle fen bilimleri ve felsefe gibi derslerde derinliğin kaybolacağı ve öğrencilerin akademik olarak "zayıflatılacağı" endişesini doğurmuştur.
Tanım Eksikliği: Metinde geçen "erdemli insan", "huzurlu aile", "ahlak" gibi kavramların pedagojik olarak nasıl ölçüleceği ve değerlendirileceği konusunda netlik olmadığı belirtilmektedir.
Bu düşüncelere bakacak olursak lisede maarif model öğrencilerinin ahlaki değerlerinin, tarihlerinin ve kültürlerinin daha düşeceği gözlemlenebilir. Bu da bizi ülkece daha da çürümeye sürükleyerek, işin içinden çıkılamayacak bir duruma sokacak. Bir ülkeyi ayakta tutan değerlerin eğitim sisteminde tam olarak aşılanamaması o ülkenin gelişmişlik seviyesini olduğundan daha fazla düşürecektir.[1][1][1]