Merhaba
Bu soru, Tanrı’yı ahlaki normların muhatabı olan bir özne gibi düşünmeyi gerektirir. Oysa ahlak, seçim yapan ve bu seçimleri gerekçelendirebilen faillere uygulanır. Klasik teistik anlayışta Tanrı, zorunlu varlık olarak düşünülür, varlığı koşullu değildir ve eylemleri kendisi dışındaki bir norma tabi değildir. Bu noktada Tanrı’ya “ahlaklı” sıfatı atfetmek, onu ahlaki normların muhatabı olan bir özne gibi konumlandırmak anlamına gelir. Böyle bir konumlandırma ise Tanrı’yı aşkın olmaktan çıkararak, etik değerlendirmeye açık bir varlık kategorisine indirger. Sorun daha da derinleşir çünkü Tanrı ahlaklı denildiğinde, ahlakın kaynağına ilişkin kaçınılmaz bir ikilem ortaya çıkar. Eğer ahlaki ölçütler Tanrı’dan bağımsızsa, bu durumda Tanrı ahlaka tabi hale gelir. Eğer ahlak bütünüyle Tanrı’nın iradesine indirgenirse, “ahlaklı” olmanın içeriği boşalır ve iyi olan, yalnızca Tanrı’nın yaptığı şeye indirgenmiş olur. Bu çerçevede daha tutarlı olan sonuç şudur: Tanrı, ahlaki olarak yargılanabilir bir varlık değildir. Bu ifade, Tanrı’nın ahlaksız olduğu anlamına gelmez aksine ahlak kategorisinin, insan eylemlerini düzenleyen normatif bir yapı olarak, Tanrı kavramına doğrudan uygulanamayacağını ifade eder. Ahlak, insani pratiklerin ve toplumsal düzenin bir ürünü olarak anlam kazanırken, Tanrı’ya atfedildiğinde açıklayıcı olmaktan çok "antropomorfik" bir metafora dönüşür. Dolayısıyla Tanrı’ya ahlaki sıfatlar yüklemek, Tanrı’yı açıklamak yerine, insanın kendi normatif çerçevesini mutlaklaştırarak aşkın olana yansıtmasıdır. Bu nedenle “Tanrı ahlaklı mıdır?” sorusu, Tanrı hakkında bir bilgi üretmekten çok, ahlakın sınırlarını ve geçerlilik alanını açığa çıkaran felsefi bir sorgulama olarak anlaşılmalıdır. Saygılarımla