Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Esat Kudret
Esat Kudret
721.4K UP
Üye 1 hafta önce 2 Cevap
8

Her argümanınızı çürütecek karşıt argüman geliştiren bir heyet karşısında deli olmadığınızı nasıl kanıtlarsınız?

Guguk Kuşu'na atfen... Düşünün ki arkadaşlarınızın- ailenizin, haddini aşan ve iyi kurgulanmış bir şakası sonucu, deli olmadığınız halde deli yaftasıyla bir akıl hastanesine düştünüz. Son kararı verecek heyet sizin deli olmadığınıza dair her argümanınızı, neredeyse sizi bile ikna edecek kadar güçlü ve karşıt argümanlarla çürütüyor. Deli olmadığınızı nasıl kanıtlarsınız?
969 görüntülenme
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
57.6K UP
ANTROPOLOJİ DE YÜKSEK LİSANS YAPIYORUM 6 gün önce

Bir bireyin, her argümanını sistematik biçimde çürüten ve savunmalarını baştan geçersiz sayan bir heyet karşısında “deli olmadığını” kanıtlama talebi, ilk bakışta makul görünse de, felsefi, antropolojik ve psikiyatrik açılardan incelendiğinde epistemik olarak sorunlu bir durum ortaya koyar. Bu tür bir talep, özünde yalnızca bireyin akıl sağlığını değil, aynı zamanda bilginin nasıl üretildiğini, kimin sözünün geçerli sayıldığını ve normalliğin hangi güç ilişkileri içinde tanımlandığını sorgulamayı gerektirir.

Felsefi açıdan bakıldığında, “delilik” iddiası, Karl Popper’ın bilim felsefesinde tanımladığı biçimiyle yanlışlanabilirlik ölçütünü karşılamaz. Bir bireyin tüm savunmaları, önceden “patolojik düşünce” varsayımıyla yorumlandığında, ortaya çıkan iddia ne olursa olsun doğrulanmış sayılır. Bu durum, akıl sağlığına ilişkin yargının bilimsel değil, öncül yüklü ve normatif olduğunu gösterir (Popper, 1959). Böyle bir çerçevede bireyin savunması epistemik değerden yoksun bırakılır; çünkü savunma, kanıt değil semptom olarak okunur.

Bu mekanizma, Michel Foucault’nun delilik tarihine ilişkin analizleriyle daha da görünür hale gelir. Foucault’ya göre delilik, modern toplumda yalnızca tıbbi bir kategori değil, aynı zamanda sapkın söylemlerin dışlanmasını sağlayan bir iktidar aracıdır. Akıl ile akıl dışı arasındaki sınır, tarihsel ve kültürel olarak inşa edilmiştir ve bu sınırın kim tarafından çizildiği, kimin konuşabileceğini de belirler. Deliliğin tanımlandığı noktada bireyin sözü, en baştan geçersiz kılınır ve böylece kendini savunma imkânı ortadan kalkar (Berrios, 1996). Bu bağlamda “deli olmadığını kanıtlama” talebi, bireyin konuşma hakkının zaten askıya alındığı bir zeminde ortaya çıkar.

Tüm Reklamları Kapat

Antropolojik perspektif, bu durumu normallik ve sapma kavramları üzerinden değerlendirir. Antropolojiye göre akıl sağlığı, evrensel ve değişmez bir gerçeklik değil; kültürel normlar, ahlaki beklentiler ve toplumsal düzenle şekillenen bir kategoridir. Bir toplumda “makul” sayılan düşünce biçimi, başka bir bağlamda sapkın ya da tehlikeli olarak algılanabilir. Bu nedenle bireyin “akıllı” olup olmadığına dair yargı, biyolojik olmaktan çok, sosyal ve kültürel kodlara dayanır. Bu durum, psikiyatrik tanının kaçınılmaz biçimde değer yüklü olduğunu da gösterir (Fulford, 1989).

Psikiyatri alanında yapılan ampirik çalışmalar, bu teorik çerçeveyi deneysel olarak desteklemiştir. Rosenhan’ın klasikleşmiş çalışması, birey bir kez “akıl hastası” etiketiyle tanımlandığında, tüm davranışlarının patolojik olarak yorumlandığını ortaya koymuştur. Normal duygusal tepkiler, sıradan ifadeler ya da mantıklı açıklamalar dahi tanı lehine delil olarak okunmuştur (Rosenhan, 1973). Bu bulgu, delilik iddiasının kendini doğrulayan bir yapıya sahip olduğunu göstermesi açısından son derece önemlidir.

Felsefi etik ve sosyal epistemoloji literatürü bu durumu “epistemik adaletsizlik” kavramıyla açıklar. Fricker’a göre bazı bireyler, kimlikleri veya onlara yöneltilen etiketler nedeniyle sistematik olarak daha az inandırıcı kabul edilir. Bu durumda bireyin söylediği şeyin doğruluğu değil, söyleyenin konumu belirleyici olur. Akıl sağlığı bağlamında bu, kişinin sözünün sırf “hasta olabileceği” varsayımıyla değersizleştirilmesi anlamına gelir (Fricker, 2007). Böyle bir ortamda rasyonel tartışma mümkün değildir.

Sonuç olarak, her argümanı otomatik biçimde çürütülen bir bireyin, deli olmadığını kanıtlama girişimi mantıksal olarak imkânsızdır. Çünkü bu talep, adil olmayan bir ispat yükü içerir; savunma ile suçlama arasındaki sınırı ortadan kaldırır ve bireyin sözünü baştan geçersiz sayar. Bu noktada sorun bireyin akıl sağlığı değil, aklı değerlendiren epistemik ve kurumsal çerçevenin kendisidir. Felsefe, antropoloji ve psikiyatrinin kesişiminde ortaya çıkan ortak sonuç şudur: Delilik çoğu zaman bireysel bir ruhsal bozukluk değil, susmayan ya da uyum göstermeyen söylemin toplumsal düzende nasıl konumlandırıldığıyla ilgilidir.

108 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Okan Alver
Okan Alver
184.6K UP
Mec.Eng. 6 gün önce

Merhaba

Ben deli olmadığımı kanıtlamaya değil, göstermeye çalışırım. Çünkü gerçekten aklı başında olan birinin en büyük gücü, karşısındakini ikna etmek değil; tutarlılığını koruyabilmesidir. Heyet her argümanımı tersyüz edip beni bile şüpheye düşürecek kadar başarılıysa, o oyunun parçası olmam. Tepkisiz değil, ama dingin bir netlik içinde olurum. Aklı yerinde bir zihin, baskı altında bile şu üç şeyi koruması gerekir: Nedensellik, çelişkisizlik ve gerçeklik algısının sürekliliği. Ben heyetin karşısında bunları sergilerim. Kanıt sunmak için değil; zihinsel çalışma biçimimi açıkça göstermek için...

Sorularına mantık zinciri içinde yanıt veririm. Varsayımlarını sınar, gerekirse onların kendi argümanlarını kendi mantıklarıyla analiz ederek hatayı görünür kılarım. Tepkimi değil, düşünme şeklimi ortaya koyarım. Çünkü bilinç bozukluğu olan biri, özellikle baskı altında uzun süreli bir tutarlılık çizgisi sürdüremez. Yani deli olmadığımı iddia ederek değil, bilişsel tutarlılığımı stabilize ederek kanıtlarım. Sonuç olarak bilimde de böyledir: En güçlü kanıt, en yüksek ses değil, en kararlı veridir.

Tüm Reklamları Kapat

149 görüntülenme
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close