Aksine!
İlki (Pesimizm) kaçınılmaz olarak ön görülen mutsuzluğa ve umutsuzluğa teslimiyeti ön görür ve bunu varoluşun “cilvesine” bağlar iken, diğeri (stoizm) ise aksine pozisyon almayı, harekete geçmeyi ve sorunlara pratik çözümler üretmeyi öğütler.
Her ikisinde de kader anlayışı belirgindir ve “kaçınılmaz” olarak ifade edilir.
Pesimizm’de kaçınılmaz olanın yelpazesi hem geniştir hem özneldir hem de geçmiş olumsuzlukların geleceğe de olumsuz olarak yön verdiği inancı üzerinden insanı ve iradesini tamamen devre dışı bırakır ve salt pasif kabullenmeyi öğütler.
Oysa Stoizm’de kader temelli kaçınılmaz olanın yelpazesi hem daha dardır hem nesneldir. Yani ölüm vb. gibi kaçınılmazlıkları biyolojik-maddi temel üzerinden izah eder, fakat aynı zamanda bu vb. olguların dışında kalan yaşamsal her alandaki geleceğin inşasında hareketin, insan iradesinin ve pratiğin önemine ve gerekliliğine vurgu yapar.
Ya da daha net ve soruya uygun bir ifade ile: Pesimizmde hedef ve beklentinin kriterleri geçmiş yaşamın olumsuzlukları ve bunların geleceğe muhakkak yansıyacağı şeklindeki teslimiyetçi bir kader anlayışına dayanır.
Stoizmde ise hedef ve beklentilerin kriterleri kısmen ve maddi temelde kaçınılmaz olanla sınırlı olarak bir kabullenmeye, geriye kalan alanlarda ise ayağa kalkmaya, harekete geçmeye ve çözüm üretmeye dayanır.
Benim anladığım bu. Sevgiyle…