Kesin Olarak Hiç Birinin Cevabı Yok!
Bu en azından bilim cephesinden öyle. Ve her öngörüsü koşulludur.
Bugün itibarı ile bilimin elindeki veriler ile bu verileri matematiksel zeminde işleyişine bağlı olarak zamanı evrene tabi ikili (uzay-zaman) dokunun bir bileşeni olarak tarif ettiğimizde, zamanı evrene tabi bir fenomen olarak ifade etmiş oluruz.
Haliyle de evrenin kendisinin aynı temel üzerinden bir başı ve bir sonu olduğu ağırlıklı öngörüsü bizi ona içkin zamanın da bir başlangıcı ve sonu olduğu çıkarımına ulaştırır. Mutlak mı, elbette değil.
Bu elbette değil ifadesinin esasında bilimsel karşılığı nazikçe “bilmiyoruz” ifadesidir. Ve bu ifade yelpazeyi geniş yapar. Yani zamanı başlatan evrenin kendisi de olabilir, onu aşkın ve evrene de hükmeden bir güç de olabilir ve hatta zaman diye bir şey de olmayabilir.
Zamansızlık ya da daha net ifadesi ile zaman olgusunun gerçekte olmadığı durumda bunun nasıl bir şey olduğunu anlayabilir miyiz? Şu anda olan o olabilir ve zaman bizlerin iş ve oluşu, hareketi ve vesilesi olan devinimi kavrayıp tasnif edebilmek için uydurduğu bir fenomen de olabilir ve aslında evren için böyle bir olgu hiçbir zaman olmamış da olabilir. Hepsi olasılık dahilinde…
Zaman var ve onu başlatan bir güç var ise, olağan dünyamızdan da sayısız örneğine rastlayabileceğimiz gibi, bir şeyi başlatan bir güç akıllı olabilir fakat şart değildir. Atom bombası veya Vezüv yanardağı doğa nazarında güç ve yarattığı yıkım yahut “yeniden inşa” itibarı ile aynıdır. Yani zorunlu değil. Olabilir mi? Olası…
Sonuç olarak elimizde olasılıklar dışında bir şey yok ve akıllı insan soru sorar sizin yaptığınız gibi. Tıpkı bir test sorusunda çeldirici şık olduğunda yüzdelik oranlamaya yönelişimiz gibi. 5 Şıklı bir soruda diğer 3 şıkkın doğru cevap olma olasılığı sıfır, birinin yüzde 50, birinin yüzde 90 olsun. Siz olsanız ve bu cevap yürüyüşünüzü, yönünüzü ve geleceğinizi belirleyecek bir cevap olsa hangisini tercih ederdiniz? İşte bilimin yaptığı bu ve yanılma ihtimalini hiçbir zaman göz ardı etmeden. Sevgiyle…