Buhran ve Belirsizlik…
18. yüzyılda sanayi devrimi ve kırdan kente yoğun göçler ile yeniden anlam arayışına giren insan. Emeğin nesneleşmesi ve vesilesi ile burjuvazinin palazlanması. İşçi sınıfının doğuşu ve devamında arayışı kesintiye uğrayan anlamın yerini yabancılaşmaya bırakması.
19. Yüzyılın başlarında takip eden dünya ekonomik bunalımı (1929 buhranı) ve devamı olan 1. Empeyalist paylaşım savaşı. (1 Eylül 1939) …Çıkış yok…
Alternatif olarak yükselen ve işçi sınıfını işaret eden Marksizm ve vesilesi ile burjuvazinin korkulu rüyası olan bu sınıfın frenlenmesi kaygısı. Yani anlam arayışının sınıfsal temelde tam da izahının somut veriler ile yapılmaya çalışılması karşısında burjuvazinin, özellikle emek cephesinden kendine müttefik arayışı. Ve işte nihilizm: Evrenin ve insanın yaşamının özünde hiçbir anlam ifade etmeyişinin felsefe adı altında piyasaya sürülmesi. Yani özeti: Her şey (aslında kastedilen sınıf ve emek mücadelesidir) boşuna…
Bunun devamı da var. Modern hiçlik felsefesinin (Huntington, Brezinski ve Fukuyama) öncülüğünde ve tarihin sonu, sınıfların yok oluşu hikayesi üzerinden 21. Yüzyılda bile tekrar hortlatılması durumu.
Ancak bu gibi “felsefi” savrulmaların çıkış ve topluma pompalanış tarihlerine baktığımızda, istisnasız ya kapitalizmin ve vesilesi ile burjuvazinin krizini ya da işçi sınıfının muazzam yükselişini ve ne yazık ki ardın sıra adı emperyalist paylaşım savaşı olan , burjuvazinin iradi bir dünya geneli kan gölünü görürüz.
Bunu, Özgür Üniversite yayınlarından çıkan Fikret Başkaya’nın yazı ve kitaplarına bir göz attığımızda dahi rahatlıkla görebiliriz. Paradigmanın İflası kitabı ile başlayabilirsiniz. Fakat tüm kitaplarını okumanızı isterim. Farkı fark edeceksizniz.Sevgiyle…