İki memeliyi karşılaştırmak, aynı temel tasarımın iki farklı ortam için nasıl yeniden düzenlendiğini çok net gösteriyor. Evet, belirgin benzerlikler var; ama farkların büyük bölümü denizel yaşamın dayattığı güçlü uyarlamalardan geliyor. Ben, ortak memeli mirasıyla (homoloji) başlayan çizginin, su altında hareket, ısı yönetimi ve iletişim gereksinimleriyle keskin biçimde şekillendiğini düşünüyorum.
Benzerlikler, yani aynı memeli planının izleri:
- Her ikisi de plasentalı memeliler; akciğer solunumu yapıyor, diyafram var, dört odacıklı kalp ve sürekli vücut ısısı düzeni (endotermi) var. Doğum ve süt verme ortak.
- Ön uzuv iskeleti aynı pentadaktil planı (pentadactyl) taşıyor: humerus, radius-ulna, bilek kemikleri, metakarplar ve falankslar mevcut. İnsanın elindeki "beş ışınlı" düzen, yunusun yüzgecinin içinde de var.
- Omurga bölümlenmesi (servikal-torasik-lomber) ve büyük, çok kıvrımlı bir neokorteksle tanımlanan beyin var; karmaşık sosyal davranışı ve öğrenmeyi destekleyen sinir sistemi mimarisi de ortak çerçeve içinde.
Gövde ve iskelet mimarisindeyse ayrışma dramatik. Somutlaştıralım:
- Ön uzuv yüzgece dönüşüyor; eklem hareketleri özellikle rotasyonda kısıtlanıyor ve falanks sayıları artıyor (hiperfalange, hyperphalangy). Bu, yüzey alanını artırıp yönlendirmeyi hassaslaştırıyor; insanda ince kavrama için evrilen el, yunusta akışkanlar dinamiğine hizmet ediyor.
- Arka uzuv dışarıdan yok; pelvis küçük, serbest duran vestij kemikler biçiminde kalıyor. Yüzme, gövdenin yukarı-aşağı dalga hareketiyle ve kemiksiz yatay kuyruk yüzgeci (fluke) ile sağlanıyor.
- Boyun omurları çoğu dişli balinada kısmen kaynaşmış halde; başın "stabil" kalması, sudaki hidrodinamik verimi artırıyor. Lomber ve kaudal bölgede ise güçlü aksiyal kas kütlesi var.
- Kafatasında dış burun delikleri başın tepesine taşınmış tek bir üfleme deliğine (blowhole) dönüşüyor; larenksin öne uzanan "goosebeak" yapısı hava-yemek yollarını güvenli biçimde ayırıyor.
Duyusal ve iç organ düzeyindeyse farklılıklar işlevle bire bir örtüşüyor. Nörobiyolojik düzeydeyse işitme ve iletişim mimarisi özgün: alt çenedeki akustik yağ kanalları sesleri kulak kemikçiklerine yansıtıyor; burun boşluğundaki "monkey lips/dorsal bursae" kompleksi tıklama seslerini üretiyor ve alın bölgesindeki melon (akustik yağ organı) biyosonarı (echolocation) odağa topluyor. Görme sualtına uyarlanmış optikle ilerliyor; kornea düzleşmiş, lens daha küresel biçimde odak sağlıyor. Ağız diş düzeninde yunuslar homodont-koniktir, çoğu avı çiğnemeden bütün yutar; insanlar heterodont ve çiğneme uzmanı. Solunum ve dolaşım düzeyindeyse dalışa uyumlu, çökebilir akciğer-alveol yapıları ve geniş venöz-sinüs sistemleri var; termoregülasyonda kalın bir yağ tabakası (blubber) ve ısı değişim ağı (rete mirabile) devreye giriyor. Böbrekler parçalı-çok loblu (renikülat) yapıda; tuz ve su dengesini denizel ortamda güvenle yönetiyor. Üreme sistemindeyse testisler karın içinde, karşı-akım ısı değişimi ile soğutma sağlanıyor. Sonuç olarak da, insan ve yunus anatomisi aynı memeli planının iki uç yorumu: benzerlikler ortak kökenin kanıtı, farklılıklar sucul yaşamın tasarıma attığı net imzalar.
Kaynaklar
- Annalisa Berta. (2015). Marine Mammals: Evolutionary Biology (3Rd Ed.). ISBN: 9780123970022. Yayınevi: Academic Press.
- Bernd Würsig. (2017). Encyclopedia Of Marine Mammals (3Rd Ed.). ISBN: 9780128043271. Yayınevi: Academic Press.
 
             
             
             
            