Hem kendi düşüncelerimi, hem de soruyu yanıtlamak için yaptığım araştırmaları aşağıda listeliyorum.
Öncelikle kendi fikrim:
Bazı şeyler bize tatlı geliyor. İri gözler, ufak burun veya ince sesler. Beynimiz, yorumlamaya meyilli. Yani bir şey, beş duyu organımızdan birine temas ettiğinde, beynimiz o şeyin ne olduğunu anlamak için o şeye dair fikir üretip, yargıya varıyor. Kedi, köpek, bebek veya bize tatlı gelen (tecrübelerimiz ve yaşantımızla şekillenen 'tatlılık' yargısı) bir şey gördüğümüzde, beynimiz bunu işaretliyor ve yorumlamaya çalışıyor fakat bunu nasıl dile dökeceğini tam olarak kestiremediği için "Yaaa!" veya "Ayyy" gibi sesler çıkarıyoruz diye düşünüyorum.
Ardından gelen kediye miyavlama, bebeğe "Ce-ee" yapma isteği, bu iç duygu patlamasından kaynaklanıyor olabilir.
Yaptığım araştırmalar sonucunda, Yale Üniversitesi’nden Aragón ve ekibi, insanların bebek veya hayvanlara karşı hissettikleri "Sıkma", "Ezme" gibi ihtiyaçlarının nasıl türediğini araştırmışlar. [1]
Umarım hem kendi fikirlerim hem de kaynak tatmin edici bir yanıt sağlamıştır. İyi okumalar.
Kaynaklar
- K. K. M. Stavropoulos, et al. (2018). “It’s So Cute I Could Crush It!”: Understanding Neural Mechanisms Of Cute Aggression. Frontiers in Behavioral Neuroscience, sf: 300. doi: 10.3389/fnbeh.2018.00300. | Arşiv Bağlantısı