Konuşurken kendi sesimizin farkındalığı, aslında çoğu zaman oldukça sınırlıdır. Bunun temel sebebi, konuşmanın beynimizde otomatikleşmiş, yani motor hafızaya yerleşmiş bir süreç olmasıdır. Konuşma sırasında beynimiz dil üretimini planlar, ses tellerimizi ve diğer konuşma organlarımızı kontrol eder, ancak bu işlemler çoğunlukla bilinçli farkındalık olmadan gerçekleşir. Bu yüzden normal bir konuşmada sesimize bilinçli olarak dikkat etmek yerine, anlattığımız içeriğe, karşımızdaki kişiye veya içinde bulunduğumuz sosyal ortama odaklanırız. Bilimsel olarak, kendi sesimizi duymamız iki farklı yoldan olur: Birincisi, havadan gelen ses dalgalarının kulağımıza ulaşması; ikincisi ise, sesin kafatasımız üzerinden kemik iletimiyle (bone conduction) iç kulağa iletilmesidir. Bu iki farklı iletim biçimi sayesinde kendi sesimizi başkalarının duyduğundan farklı algılarız. Bu yüzden sesimizi bir kayıttan dinlediğimizde veya başka birinden duyduğumuzda, genellikle sesimizin garip veya alışık olmadığımız bir tonda olduğunu hissederiz. Konuşma sırasında beynimizin motor ve duyusal bölgeleri, sesin kalitesini, tonunu ve ritmini sürekli takip eder ve anlık geri bildirimlerle konuşmayı ayarlar. Ancak bu geri bildirim mekanizması çoğunlukla otomatik ve bilinçsizdir. Beyin, konuşmanın akıcılığını sağlamak için bu süreci bilinçli farkındalığın dışına çıkarır. Böylece konuşma, karmaşık bir motor aktivite olmasına rağmen doğal ve hızlı gerçekleşir. Ayrıca, dikkatimizi sesimize yöneltmediğimizde — mesela günlük sohbetlerde — kendi sesimizin detaylarını fark etmeyiz. Beynimiz, sınırlı dikkat kapasitesini daha önemli gördüğü uyarıcılara (anlatılan şey, karşımızdaki kişi vb.) ayırır. Fakat sesimize bilinçli olarak odaklandığımızda, örneğin bir sunum yaparken ya da sesimizi kayıttan dinlerken, sesimizin özelliklerini daha net algılarız. Bu durumda sesimiz, iç kulak aracılığıyla algıladığımız haliyle dışarıdan duyulan hali arasındaki fark nedeniyle bize garip veya rahatsız edici gelebilir. Özetle; konuşma beynimizde otomatikleşmiş bir motor süreçtir, kendi sesimizi hem havadan hem de kemik iletimi yoluyla algılarız, bu yüzden sesimizin farkındalığı günlük hayatta düşük kalır. Ancak bilinçli dikkatle sesimize odaklandığımızda, sesimizin özelliklerini ve algısını daha detaylı fark ederiz.