[1]Einstein'ın özel görelilik teorisi işin içine girince "Dur bakalım yiğidim" diyor. Bir cismin durgun kütlesi () varsa ve sen bunu itekleyip hızlandırmaya kalkarsan, göreli kütlesi () öyle bir artıyor ki, sanki yolda bedava baklava dağıtıyorlarmış da hepsini bu yemiş gibi şişiyor, özellikle hızı () vakumdaki ışık hızına () dayanınca sonsuza doğru gidiyor. Bu kütle artışını ve o meşhur zaman genişlemesi ile uzunluk büzülmesi gibi "Ne oluyoruz yahu" dedirten etkileri de Lorentz faktörü denen artistik bir formül () açıklıyor. Yani bir şeyi 'ye ulaştırmak için sonsuz enerji (, buradaki artık obez oluyor) lazım; cebinde sonsuz paran olsa bile ATM'nin günlük limitine takılmak gibi bir şey. Bu hız sınırı, uzay-zamanın dokusuna "Buradan hızlı geçilmez, radar var" tabelası gibi işlenmiş ve en önemlisi nedensellik ilkesini koruyor – yani geçmişe gidip yanlışlıkla dedenin gençliğine bir omuz atıp kendi varoluşunu tehlikeye atma gibi absürt senaryolarının önüne geçiyor. Ha, bir de teoride "Ben hep ışıktan hızlıydım zaten" diye takılan takyon diye tipler var ama bunların sanal durgun kütleye sahip olmaları ve bildiğimiz nedenselliği "Ben tanımam aga" diye ezip geçmeleri gerekiyor; üstelik "Gördüm ama yemin edemem" modunda, deneysel olarak da hiçbiri ortada yok. O yüzden, bizim gibi "normal" maddeden yapılma garibanlar için ışıktan hızlı depar atmak, en azından şimdilik, "Anca rüyanda görürsün" kategorisinde bir durum.
Kaynaklar
- Libretexts. 27.3: Relativistic Quantities. (4 Ekim 2018). Alındığı Tarih: 3 Haziran 2025. Alındığı Yer: Physics LibreTexts | Arşiv Bağlantısı