Eğer insanlar hiç var olmasaydı, dünyada büyük ölçüde değişiklikler yaşanmış olurdu, ancak "ne görürdük?" sorusu aslında insanın algısının doğasına dayanır. İnsanlar var olmasaydı, dünya var olmaya devam ederdi; ama insanların görsel algısının ve deneyiminin olmadığını göz önünde bulundurursak, “görme” olgusunun kendisi de değişirdi. Görme, gözlerimizin ışığı algılayarak beyin tarafından işlenmesiyle meydana gelir, ancak algıladığımız şeyler çevremizdeki ışık, renk ve şekiller gibi şeylerdir. Eğer insanlar olmasaydı, bu algılama süreci ve buna bağlı olan deneyimler de olmayacaktı. Örneğin, doğada başka canlılar olsaydı, onlar da çevrelerindeki ışığı algılayıp farklı şekilde “görsel” deneyimler yaşayabilirlerdi, ama biz o deneyimlere tanık olamayacaktık. Zifiri karanlık gibi bir durum ise, aslında insan gözünün ışık algılamadığı bir durumda gerçekleşir; ama bizim için görsel algı olmadığı için, “karanlık” diye bir kavram da anlamını kaybederdi. Kısacası, insan olmadığı bir dünyada görme deneyimi de, bizlerin bildiği şekilde var olmazdı. Bu durumu anlamak zor olabilir çünkü bizler her şeyi insan algısıyla değerlendiriyoruz ve görme, duyularımızın en baskın olanıdır.
Kaynaklar
- A. Weisman. The World Without Us.
- Y. N. Harari. (2021). Sapiens. ISBN: 9783406777523. Yayınevi: C.H.Beck.
- S. T. Summaries. The Sixth Extinction: An Unnatural History By Elizabeth Kolbert -- Summary, Review & Analysis.