O kadar basit ki!
Sana huzur veriyor mu?
Seni yaşama daha bir sıkı bağlıyor mu?
Ona koşulsuz saygı duyuyor musun?
Onun mutluluğu ve iyiliği ile senin beklentilerin söz konusu olduğunda kendine, “tabi ki o ve tartışmasız” diyebiliyor ve bunu somut olarak gösterebiliyor musun?
Cevapların evet ise, hoşlanma ve emin ol karşılığı muazzam bir aşk bile olabilir.
Cevaplarından bir tanesi bile hayır ise, korkarım ki bir takıntıdır.
Ve takıntı sadece tüketir. Tıpkı Ferdi Tayfur’un şarkısında geçtiği gibi: “Ya benimsin ya toprağın.” Oysa ilişkilerin sırrı ile hayatın sırrı ayrı zeminlerde de olsa aynı kapıdan geçer: Üretken sevgi ve koşulsuz saygıdan. Tıpkı Nazım’ın ki gibi:
…Seviyorum seni
Ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
Ağzımı dayayıp musluğa
Su içer gibi…
Sevgiyle…
Kaynaklar
- Hasan Bacanlı. (1997). Sosyal İlişkilerde Benlik/ Kendini Ayarlamanın Psikolojisi. Yayınevi: MEB Yayınları. sf: 150.
- Gustav Hans Graber. (1996). Kadin Psikolojisi. Yayınevi: Cem Yayınevi. sf: 283.
- A. KOLLANTAİ. (1992). Marksizm Ve Cinsel Devrim. Yayınevi: tüm zamanlar yayıncılık. sf: 199.