Ünlü doğa filozofu Parmenides'e (MÖ 515 - MÖ 460) göre cevap hiçlik veya yokluğun olmadığıdır. [1]
Parmenides her şeyin bir ve değişmez olduğunu öne sürer. Bizim algıladığımız değişmelerin sadece duyuların bir aldatmacası olduğunu düşünür. Yokluktan varlık çıkamayacağını (ex nihilo nihil fit), varlıktan da yokluk çıkamayacağını düşünür. Varlık var olduğuna göre ve varlıktan yokluk çıkamayacağına göre varlık her yerdedir yoksa yokluk olurdu. Ayrıca varlık var olduğuna göre ve sonradan oluşamayacağı için ezeli ve ebedidir. Bu ezeli ve ebedi varlık ayrıca değişmezdir çünkü çünkü değişme düşüncesi bir varlığın oluştuğunu diğer varlığın yok olduğunu içerir.
Burada mantık ve ontolojinin kesişimi bir noktadayız. Sorunun zorluğunun kaynağı bizim 'Hiçlik' e varlıklara yaptığımız gibi bir isim atamamız ve varlıkla aynı önermeler içerisinde kullanmamız. Parmenides mantıkta kullandığımız aklımızla oluşturduğumuz bu dünyaya asıl dünya gözüyle bakıp yukarıdaki sonuçlara ulaşmış ve duyulardan gelen bilgilerin tamamını inkar etmek zorunda kalmıştır.
Bence ise buradaki problemin daha basit çözümü 'Hiçlik' e bir varlık gibi davranmayıp ona bir isim vermemektir. İsimlendiremediğimiz bu Hiçlik yoktur ve ondan bahsedemeyiz çünkü herhangi bir özelliği yoktur. Hiçbir şeyi olmayan bu Hiçlik için var mıdır diye sorulamaz çünkü onu ayırt eden tanımlayıcı bir özelliği yoktur.
Kaynaklar
- Prof. Dr. Ahmet Arslan. İlkçağ Felsefe Tarihi 1, Sokrates Öncesi Yunan Felsefesi. ISBN: 978-975-6176-60-3. Yayınevi: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.