Buna yük atma diyorlar sevgili Naci dost.
Bir yere ve hızlı gitmek zorunda isek yahut yeni ve önemli bir yük taşımak zorunda kalırsak, hem daha hızlı gitmenin hem de bacaklarımıza haksızlık etmemenin en etkili yolu, yokluğunda hayatımızda çok da ciddi, önemli değişikliklere neden olmayan yükleri atmaktan geçer.
Bunu beynimiz de “unutma” meziyeti ile yapar.
Bedelsiz hiçbir şey yok. Evrenin temel işleyişi bu ne yazık. Bir galaksi için de böyle, bizcil insanlar için de böyle. Bu evrenin enerji tasarrufunun bizdeki tezahürü.
Bu enerjiyi de sürekli dışarıdan ve bedelle transfer etmek zorunda olduğumuza göre bu enerjiyi ( krediyi) çok verimli kullanmakta fayda var.
Türümüz kolay kolay günahından bile vazgeçmek istemez. Anısı vardır, bedeli ödenmiştir vs.
Ancak geride bırakacağımız şey emin ol ki elveda dememiz gereken, vakti gelen şeydir. Vakti gelenin de yası tutulmaz.
Bu bazen çocukluğumuz olur, bazen ergenliğimiz, bazen de rahatımız. İşte buna olgunlaşma diyorlar sevgili dostum ve her olgunlaşma sancılıdır. Ancak meyvesi de sancısı kadar lezizdir. Yeter ki arkamızda “keşkeler” bırakmayalım.
Kaynaklar
- Doğan Cüceloğlu. (2019). Savaşçı. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 400.