Yine ve yeniden Neden-Sonuç!
Amaç, iradi olarak önceden belirlenen hedefe varılma gayesi ve uğraşıdır. Yani önce bir hedef belirlenir ardından o hedefe varma uğraşı içine girilir. (Başarılır, başarılmaz önemli değildir.) Dolayısıyla türümüze özgü kültürel evrimimizin bir çıktısıdır.
Oysa vücudumuzu oluşturan yapılar ( organlar, dokular, hücreler vb.) bir vücudu var edip aktif kılma hedefi hiç bir zaman taşımaz. Aksine evrimsel süreçte bu rastgele bir araya gelmelerin , doğanın olağan işleyişi ( diyalektiği) ile uyumlu olanlar vücut olarak bugüne gelebilmiştir.
Ancak bizler gerek doğaya yönelik gerek canlılığın genetik kodlarına yönelik gerekse evrime yönelik gerek kişileştirme gerekse benzetme içerikli akıllar ve buna tabi bir irade atfederiz. İşte aklın kültürel evrime dayalı iradesinin akıl dışında da doğada ve doğaya içkin nesne ile dinamikler özelinde de var olabileceğine yönelik yanılgının nedeni bu.
Biz planlarız doğa plan yapmaz. Bizde olduruş vardır doğada oluş. Ancak buna rağmen, tıpkı enerji transferinin parçalar nezdinde sanki entropiye meydan okuyormuş gibi görünmesine rağmen toplamda entropinin artışı ve eninde sonunda o parçaların da buna tabi olacağı gibi; bizler için tekiller anlamında olduruşçu iradenin hükmü, bütünlüklü olarak oluşçu doğanın izni ile sınırlıdır. Tıpkı kuzeye giden bir gemide göreli özgürce, iradi güneye hareketin geminin kıçıyla sınırlı oluşu misali.
Bu çerçevede organlarımızın değil fakat ( vücudumuzun değil) insanın, yani vücudun yanısıra zihnin de ve dolayısı ile aklın da içerildiği yapının, yukarıda gemi benzetmesinde geçtiği üzere ve sınırı ile amacının olması çok doğaldır.
Sonuç olarak; hücreler, dokular, organlar biz veya kendileri istediği için bir araya gelip vücut oluşturmazlar. Tersine bir araya gelenlerin evrimin eleğinden geçip birbiri ile uyumlu olabildiği için varlar.
İnsanın ise her ne kadar sınırlı ve göreli olsa da bir amacının olmasına zum yaptığımızda, aslında uyumlu olanın arayışı ile örtüştüğünü rahatlıkla görebiliriz. Zira bunu başaramayanlar bugün yok. Ya da tersi, bugün var olanlar bunu başarabilenlerdir. Ki o başarının arkasında da genetik kod dediğimiz doğaya uyumu dayatma mekaniği vardır. Fakat bizler buna da illaki bir şey atfetme ve irade ile taçlandırma derdine düşeriz. İspatı da kolaydır: En temel uyum dayatmalı iki kod olan hayatta kalma ve soyun devamına hizmet etmeyen, bunlarla doğrudan ya da dolaylı bağı olmayan tek bir insancıl amaç söyleyin!