Ülkemize özgü olmak kaydı ile…
Meslek seçiminde genellikle öğrencilerimize, kendilerine üç soru sorup üçüne de tereddütsüz evet cevabı vermesini öneririz.
İlki, bu gerçekten benim tercihi mi? Cevap evet ise ikinci soruya geçin deriz.
İkincisi, bu meslek için bir engelim ( fiziksel, bilişsel vb.) var mı, yapabilir miyim? Cevap evet ise üçüncü soruya geçin deriz.
Üçüncüsü, karnımı doyurabilir miyim? Ki ülkemiz özelinde bu küçümsenecek bir soru değildir. Buna da cevabımız evet ise; geriye seçtiğimiz mesleğin temel özelliklerini, nasıl bir kişilik yapısı gerektirdiğini, mesai koşularını, doyum standardını, olumlu ve olumsuz yönlerini (artı ve eksilerini) ölçüp tartmak kalır.
Artılar eksilerden fazla ise ve asla diyeceğimiz bir veri ile karşılaşmamış isek, seçtiğimiz meslek doğru meslektir ve muhtemelen uzunca bir süre, severek ve üreterek yaparız.
Bunlardan birinde ıskalayacağımız bir temel parametre bizi meslek sahibi yapar fakat ne sevebilir, bu meslekte ne üretken olabilir ne de mutlu olabiliriz. Ülkemiz gerçekliğinde büyük çoğunluğun mutsuzluğu misali.
Bu süreçte yanlış tercih yapanlar, imkanı ölçüsünde ya kısa bir süre sonra eğitimini aldığı alanın dışında farklı bir mesleğe yöneliyor ya da bıkıyor ve bıktırıyor. Umarım yardımcı olmuşumdur. Sevgiyle…