Ne kaybederiz!
Hatta bu gidişle ona bile gerek kalmayabilir. Neticede dünyamız kendi için olağan olarak değişiyor fakat bizim için ölüyor. Bu süreç bir süre sonra 3. Emperyalist paylaşım savaşına vesile olur mu? Bir ihtimal.
Normal koşullarda nükleer gücün egemenliğinde 3. Emperyalist paylaşım savaşı , paylaşma derdinde olan için geriye paylaşacak bir şey bırakmayacağından çok da akıl içi görünmüyor.
Fakat bugün dünyayı yöneten emperyalist yamyamlığın gözünü kör eden oburluk kıt akıllarını da neden kör etmesin. Neticede bir akılsızın ani öfke ile bir düğmeye basmasına bakar.
Marsta kolonileşmek için varını yoğunu ortaya koyan emperyalist yamyamlık , harcadığının yüzde biri ile bu dünyayı herkes için bir cennete çevirebilecek iken bundan imtina etmesi ve yüz misli harcayarak kendilerine uzayda cehennemden bir hapishane inşa etmeyi öncelemesi hangi aklın ürünü ise 3. Emperyalist paylaşım savaşı da o akıl için zor olmasa gerek.
Efendilerin böyle bir derdi yok fakat biz milyonların var ise sesimiz örgütlü olarak ve küresel ölçekte daha gür çıkmalı.
Tespit kolaydır fakat onun gereğini ete kemiğe bürümek emek ve cesaret ister. Henüz geç kalmış sayılmayız fakat zamanımızın çok olduğu da söylenemez.
Şu anda küresel ölçekte adı konmamış, tolere edilmeye çalışılan bir buhran (ekonomik kriz ve durgunluk) var ve eğer biraz tarih sayfalarını karıştırırsak, geride bıraktığımız iki emperyalist paylaşım savaşının ve öncesindeki tüm bölgesel savaşlar ile iç savaşların hep tıkanan kapitalist-emperyalist yamyamlığın kendine soluk borusu açma yegane araçları olduğunu görürüz.
Belki de ustaların öngördüğü üzere bu yüzyıl insana, doğaya, yaşama yüzünü dönenlerin “ARTIK YETER” diyeceği devrimler yüzyılıdır ve belki de aynı kaderi paylaşan milyarların aynı hatta safları biraz daha sıklaştırması gerekecek. Ne kaybederiz!