Boyunun kendi cinsiyeti ortalamasından daha düşük olması nedeniyle kendini toplumdan soyutlayan ve nihayetinde sosyal yaşantıdan uzak ve yalnız bir yaşam sürdüren üç kişiyi tanıdım ve bunların ikisi erkek, biri kadındı. Bu nedenle de biliyorum ki boy kompleksi tek bir cinsiyete özgü değil fakat yine de erkekler, beğenisi talep ettikleri karşı cinsin idealize normlarına uymadıklarını düşündüklerinde bu komplekse çok daha kolay kapılabiliyorlar. Boyunu kompleks haline getirmiş veya getirmek üzere olan kişilere "takma", "umursama" gibi geçiştirici cevaplar vermenin işe yarar olduğunu düşünmüyorum. Hele de bunu onlara 185, 170, 175 cm gibi toplum tarafından daha ideal görülen boy seviyelerinde birileri söylerse yarardan ve destekten daha çok bir çeşit kin veya anlaşılamama duygusu yaratabilir. Madem ki birileri bunu kompleks haline getiriyor ve bu bir gerçek; çözümlerin de gerçekçi olması gerekmekte.
Kendimce aklıma gelen çözüm önerilerini ikiye ayırabilirim: fiziksel ve psikolojik.
Fiziksel çözüm önerilerim:
-Yüksek tabanlı ayakkabı giymek.
-Ayakkabı içine yükseltici taban eklemek.
-Yan etkilerinin ciddiyetine ve sürecin zorluğuna rağmen boy uzatma operasyonu yaptırmak.
Psikolojik çözüm önerilerim (her kişiye özel olmayan ve genel geçer farkındalıklar):
-Boyunuz ilk intiba için çok kritik bir öneme sahip ama kültürünüz, nezaketiniz ve zekanız son intibayı oluşturacak olandır. Eğer boyunuz kısa ise sadece boyunuz kısadır. İnsan ilişkilerindeki yetenekleriniz, mizahınız, zekanız, nezaketiniz ve edanız ile insanların "varoluşunuza" değer vermesini sağlayabilirsiniz. Ki bu tavsiyem boy kompleksine sahip olmasanız dahi geçerlidir. İdeal ve hatta mükemmel bir görünüme sahip olabilirsiniz ama ağzınızı açtığınız anda dökülenler kulakları tırmalıyorsa insanlar size saygı ve sevgi göstermeyecektir.
-Varoluş özden önce mi, sonra mı sorusunun "evrensel doğru" yanıtı yok. Bu sorunun cevabını siz yaşamınızla kendi kendinize vereceksiniz. Tarihte ve halen günümüzde yaşayan pek çok idealize edilmiş boydan daha kısa ama ismini hepimizin bildiği, saygı duyduğu veya ilham aldığı kişiler var. Onlardan biri mi olacaksınız? Yoksa varoluşunuzu kıracak mısınız?
-Kısa boylu olmaktan daha zor bir durum hayal etmeyi deneyin... Örneğin; yürüyememeyi, görememeyi, duyamamayı, sağlıklı bir şekilde nefes alıp verememeyi, hastaları... Kısa boylusunuz ama tekerlekli sandalyede değilsiniz. Kısa boylusunuz ama sağlığınız yerinde. Kısa boylusunuz ama gözleriniz görüyor, elleriniz kavrayabiliyor, diliniz konuşabiliyor, rahat nefes alıp verebiliyorsunuz. "Şükür" kavramını ister dini, ister içsel şekilde edinin, fark etmez ama edinin. Ayrıca unutmayın, herkes her an engelli kalabilir. Hiç kimse bir kazanın başına geleceğini tahmin edemezdi ama kazalar olur, hastalık sizi yakalayabilir. Sahip olduğunuz yaşamı sahiplenin, olumsuz yönleriyle değil, olumlu yönleriyle ele alın; çünkü ister inanın, ister inanmayın, bu yaşam sahip olabileceğiniz tek yaşam.
Aklıma bunlar dışında pek çok şey geliyor ancak sözü çok uzatmak istemiyorum. Kompleks sizin kendi kendinize açtığınız bir savaşa benzer. O savaşı kazanmak diye bir şey yok, komplekslerinize karşı sadece yenilirsiniz. Bu yüzden kendinizle savaşmayı bırakın. Yaşamda adımlarınızı hırsla atmayın, taşı, toprağı ve havayı nazikçe deneyimleyin. Gülümseyin.