Dokuz köyden kovulmayı göze alamayanlar, onuncu köyü inşa edemez!
Doğru; hakikatin gerçek adı altında ifadesidir. Bundan kaçınmak, bireysel yahut toplumsal, yol yürürken gözümüzü siyah bir bant ile bağlamaya benzer. Yürünür mü, elbette yürünür. Fakat bu yürüyüş ne güvenli olur ne de bizleri ileriye taşır. (Yalandan beslenip başkasının sırtında yol gidenler hariç)
Her zaman doğruya ulaşamayabiliriz. Bunun önünde sübjektif (kendimizden kaynaklı) ve objektif (dışımızdaki kişi ve süreçlerden kaynaklı) engeller her zaman olmuştur, olacaktır. Fakat bu doğruya ulaşma hedefinden vazgeçmek için bir neden değildir.
Doğru her zaman bize olumluluk olarak yansımayabilir. Fakat evreni kendimizle sınırlamayıp herkesi ve tüm zamanlar için kapsayan bir ortak ev şeklinde kabul ettiğimizde, göreli olarak bize olumsuz yansıyan doğrunun toplamda ve toplumsal olarak , kısa veya uzun vadede bize olumluluk olarak geri döneceği konusunda kuşkum yoktur.
Dokuz köyden kovulmayı göze alamayanlar, onuncu köyü inşa edemez! Onuncu köy “gelecek”tir.