Öncelikle günümüz bilimsel anlayışına göre evrenin bir "sonu" olup olmadığı hala kesin olarak bilinmiyor. Evrenin genişlemesi, uzayın her yerde homojen olarak genişlediği anlamına gelir ve bir sınırı olmadığı düşünülür. Ancak varsayalım ki evrenin sınırına ulaştık ve ötesine geçebiliyoruz. Elimizi sınırın ötesine uzattığımızda neler olabileceği üzerine birkaç farklı teorik düşünce var. Bir duvarla karşılaşmak, fiziki olarak pek olası görünmüyor çünkü uzayda böyle bir fiziksel engel olması fikri mevcut bilimsel kuramlarla örtüşmüyor.
Bir portal etkisi veya diğer bir uca ışınlanma fikri ise daha çok bilim-kurguya dayanan bir senaryodur. Evrenin yapısını açıklayan mevcut fizik yasaları böyle bir mekanizmayı desteklemez. Ancak kuantum fiziği ve kara delikler gibi konular göz önüne alındığında, evrenin yapısı hakkında daha bilinmeyen çok şeyin olduğu gerçeğiyle yüzleşiyoruz.
Diğer bir olasılık elinizi uzattığınızda "hiçlik" ile karşılaşmak... Hiçlik kavramı oldukça soyut ve insan aklının anlamakta zorlandığı bir kavramdır. Evrenin sınırının ötesinde boş bir uzay alanı veya bir tür bilinmeyen fiziksel durum olası mümkün olabilir. Ancak bu tamamen teorik ve henüz deneysel olarak doğrulanmamış bir düşüncedir.
Sonuç olarak, evrenin sınırına ulaştığımızda ne olacağı halen bilim dünyasında büyük bir merak konusu. Mevcut teoriler ve gözlemler böyle bir sınırın var olup olmadığı ve sınır ötesinde ne olabileceği konusunda kesin bir yanıt vermekten çok uzak.
Bana göre evrenin sınırında fizik kurallarının farklılaştığı, hatta bambaşka bir evrene açılan bir geçit bulmak gerçekten mükemmel olurdu. Belki de o noktada evrendeki tüm enerjinin ve maddenin temel kaynağına dokunuruz. Bir tür kozmik enerji alanına ya da çoklu evrenlerin kesişim noktasına...