Schopenhauer' e göre; dinler ateş böceklerine benzer, parlayabilmek için karanlığa ihtiyaç duyarlar. belli bir cehalet düzeyi bütün dinlerin önkoşuludur.
ben de kesinlikle katılıyorum kendisine...
Saygılar...
Schopenhauer' e göre; dinler ateş böceklerine benzer, parlayabilmek için karanlığa ihtiyaç duyarlar. belli bir cehalet düzeyi bütün dinlerin önkoşuludur.
ben de kesinlikle katılıyorum kendisine...
Saygılar...
Psikolojik açıdan din, ihtiyaçları karşılamak için kişisel olarak değişkenlik gösteren inançlar bütünüdür. Tanıdığım ve aynı dine inandıklarını söyleyen hiçkimse bana dinini aynı şekilde anlatmadı bugüne kadar. Herkes inancını kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirerek yaşıyor. Bu son derece doğal.
Dinsiz olunca tamamen özgür olmaya olan inancın verdiği mutluluk ile, evrende güvenebileceği, sığınabileceği hiçbir gücün var olmamasına olan inanç farklı sonuçlar doğurur. Onu koşulsuz seven bir tanrının olmadığına inandığı için yalnızlık hissinden intihara meyil göstermesi daha olasıdır ikinci örnekteki insanların. Genel olarak dinler insanları intihar gibi "yok etme" davranışlarından geri tutar. Bu da insanların soyunu devam ettirmesi açısından dinin olumlu yönüdür. Gariptir ki hayvanların insanlarda olduğu gibi hayatta kalabilmek için dini inanca ihtiyaçları yoktur.
Toplum sözleşmesidir. Din aslen kişinin mukaddes bir varlığa karşı kendisini teslim etmesi olarak açıklanabilir. Ancak günümüzdeki dinlerin fazlalığı, pratikteki uygulamaları ve küreselleşen dünyanın dinamikleri göz önüne alındığında dinlerin şu anki yaşanış biçimi aslından ötede mukaddes varlığa teslim olmaktan ziyade onu bu dünya için bir araç haline getirmekte.
Yaşamın amacı mukaddes varlığa teslim olmak ve biat etmek iken artık o varlık siyasete ve diğer iktisadi dengelere maşa olmuş durumdadır.
Ancak din sadece inanışla alakalı değildir, din belirli kitleleri bir arada tutabilmek ve yönlendirebilmek için anahtardır. Bundan yola çıkarak herhangi bir Tanrı inanışına sahip olmayan dinlerin de varlığından söz edebilmek mümkündür, zaten ateizm çatısı incelendiğinde ateizmin bir din olarak ele alınmasının ve ateizm harici tanrısız dinlerin de mevcut olmasının temel sebebi budur. Din toplumu toparlama, hizaya sokma ve yönlendirme aracıdır.
Din bana göre sorunlardan kurtulma mekanizmasıdır. Çoğu din veya teist inançlar çoğunlukla semavi dinler bana göre toplumu yönlendirme, kurallar getirme ve insanı düşünmekten ve bilimden ırak tutan bir şeydir.
Aynı zamanda insanın hayatını var oluşunu ve yok oluşunu açıklamak, aklının ermediği konuları anlamlandırmak için üretilen bir mekanizmadır. Ancak bu mekanizma genel olarak deist inançlara bağlı olan tanrılardır. Günümüzdeki insanları yönlendirme amaçlı bulunan dinler ise çıkışlarından itibaren ve ortaya çıkışlarında da görüldüğü üzere bir kişinin önderlik edip yozlaşmış olarak gördüğü insan toplumunu, zekası ve liderlik vasfıyla arkasına tanrıyı alarak toplumu kendi isteklerine göre yönetmek istemesidir.
İnsan olarak bir yaratıcıya duyulan ihtiyacı gidermek için fazlasıyla kültürler etkisi altında kalarak değişmiş ve günümüze gelmişlerdir.
Not: bu yazı bütün dinler için geçerli değildir
Din benim için bazı kişilerin mitolojileri değiştirerek toplumu bir düzene sokmak için oluşturulmuş tek ilahlı veya çok ilahlı inanç sistemidir. Bazı çıkarcı din adamları ise halkın manevi duygularını sömürerek halkın parasını almaktadır. Örnek olarak reformdan önceki kiliseyi düşünebiliriz. Reformdan önce kilise insanlara cennet satma vaadiyle paralarını almıştır ve bu kişiler dini kuralları kafalarına göre değiştirerek halkı kullanmışlardır. Kısacası benim için din çoğu çıkarcı kişiler tarafından oluşturulmuş mitolojilerdir ama başata da dediğim gibi bu bütün dinler için geçerli değildir.
Bence din insanların hayatı anlamlandırma çabası ile uydurdukları masallardır. İnsan beyni belirsizliklerden hoşlanmaz(insanlar karanlıktan korkmaz karanlığın içerisinde ne olduğunu bilmediğinden korkar) ve belirsizlikleri anlamlandırmaya çalışır mesela eskiden Mısırlılar Güneş’in ne olduğunu bilmediklerinden ona Ra yani Güneş Tanrı’sı diyorlardı veya Orta Çağ’da insanlar mikropların varlığını bilmeden önce hastalıklara Tanrı’nın gazabı diyorlardı.
yani dinler insanların bilinmezlikleri anlamlandırma çabasıdır.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.