Aradaki fark şu:
O zamanlar Dünyanın çok büyük bir çoğunluğu haritalanmamıştı. Sibirya'dan Amerika kıtasına geçen insanlar vardır ama bu insanların Amerika'ya geçmiş olmaları, orayı keşfettikleri anlamına gelmez. Keşif demek, bilinmeyen, bulunmamış bir şeyi bulmak demek, tanım gereği. Var olan bilgi mirasına ve havuzuna bir katkı yapmak demek. O nedenle Sibirya'dan oraya geçmek, bir keşif değil. Zaten Sibirya'dan Amerika'ya geçenler Avrupa'ya gelip, biz başka bir kıta bulduk demişler mi? Hayır. Kendilerine ait bir bilgi havuzu, bir bilgi birikimi, geleceğe bıraktıkları ya da kendi dönemlerinde kurumsallaştırdıkları bir bilgi havuzu var mı? Yok. Kendileri bile yeni bir kıtaya geçmiş olduklarını bilmiyorlardı muhtemelen. Ama dönemin deniz kaşifleri, tamamen bilinçli ve sistematik bir şekilde, yeni kıtalar, kara parçaları bulma niyeti ve bilinci ile, geçtikleri her yeri mevcut haritalara ekleyerek ve mevcut bilgi mirasına katkılarını belgeleyerek Amerika'yı buldular. Hoş, ilk keşifte mevcut bilgiler ve keşifler yanlış yorumlandı ama yine de bu bir keşifti, daha sonra anlaşıldı ve anlam kazandı. Ama esas keşif, bir coğrafi bölgeyi, coğrafya bilgisi havuzuna eklemektir. Bunu da adlarını andığımız Vespucci, Kolomb, Macellan, Da Gama vs. yaptı. Buna göre de coğrafya alanındaki keşifleri İspanya, Portekiz gibi ülkelerin yaptığı bilgisi doğrudur, uydurma değildir.