Dogma, belli bir otorite tarafından konan, karşı konulamaz bir şekilde doğru olduğuna inanılan kurallar bütünüdür.
Eğer herhangi bir dinin mutlak doğru olduğuna inanıyorsanız, o din (tanım gereği ve en azından sizin için) dogmadır.
Ama hayır, dinler kendi başlarına, içsel olarak dogmatik olmak zorunda değildir. Eğer öyle olsaydı, "mezhep" denen şeyler olmazdı. Her ne kadar kendimizi birilerinin "hak dini" bildiğine inandırmak istesek de kimse hangi dinin doğru olduğunu (ve daha önemlisi, o din içinde hangi mezhebin doğru olduğunu) bilmiyor. Daha fenası, böyle bir şey olup olmadığını da bilmiyoruz çünkü dinlerin doğruluğu ve Tanrı ile olan ilişkisi kesin olarak ispatlanmış şeyler değil ve dinin temel varsayımlarından yola çıkarak henüz bilmediğimiz dini bilgileri önceden kestiremiyoruz. Yani dinin herhangi bir öngörü gücü bulunmuyor, bu da onu test edilmesi imkansız kılıyor ve "dogma" olarak değerlendirilmesine neden oluyor.
Eğer ki dinlerin mutlak doğru olmadığını ama bir "doğruluk payı" bulunduğunu düşünürsek ve özellikle de insan toplumlarının düzenlenmesi amacıyla kültürel evrimin bir parçası olarak doğmuş bilgi bütünleri olarak görürsek, o zaman dogmatik bir tarafı da kalmıyor. Günümüzde sayısız dindar, kendi dinini sorgulayarak yeni "mini-mezhepler" yaratıyorlar, sosyal medyada yüz binlerce takipçiye erişiyorlar. Bunlar, objektif olarak doğrulanmış şeyleri söyledikleri için değil, o yüzbinlerce kişinin duymak istedikleriyle örtüşen şeyler söyledikleri için bu kitlelere erişebiliyorlar. Onların dininin berikilerinkinden daha doğru veya yanlış olduğunu objektif olarak ispatlamanın hiçbir yolu yok.
Dolayısıyla din, bir bütün olarak sorgulanabilir bir şey. Ama tabii ki birçok mezhep, objektif ve rasyonel metotlara kapalı olduğu için, sorgulama faaliyetini de pekiştirmeyi yeğlemiyor. Bu da birçok mezhebi (dolayısıyla dinin çoğunu) "dogmatik" yapıyor.
105 görüntülenme