Bir araştırmaya göre insan beynine en kuvvetli şekilde etki eden ideoloji faşizmdir. Çünkü sınırları nettir, keskindir ve bu nedenle de algılaması kolaydır. Algılaması kolay olan bir şeye içsel dünyanızda da yatkınsanız kabul etmesi de, kurallarına bağlı kalması da çok kolay bir şeydir. İnsanoğlu kolay olana ve kolonize olmaya yatkındır. Bakıldığı zaman insanoğlu ayrım yapmayı sever diyebiliriz çünkü ayrım yapmak insan için dünyayı algılamada ve tanımlamada oldukça elverişli bir metottur. Ayrıca içgüdülerimiz bize belli bir çevre oluşturmayı ve bu çevre içerisinde homojen bir yapı oluşturarak dış dünyaya karşı daha dirençli olmayı empoze eder. Tüm bu saydığım kolaycılığa ve içgüdüsel koşullanmaya biat eden ve kendini zihinsel olarak inşa edememiş insanlar radikalize olmaya da yatkındırlar. Çünkü sınırları net olarak çizilmiş homojen bir kitle, birey olmaktan insanı en fazla uzaklaştıran ve anonimleştiren yapıdır ve anonim olan, birey olarak tanımlanmayan insan bu yapıyı kendi içsel dünyasındaki bastırılmış duyguları dışavurmak için bir araç olarak kullanır çünkü birey olarak yargılanamayacağını, cezalandırılamayacağını bilir. Dahası bu içsel sebeplere dayalı radikal tutumunu şovenizme başvurarak "vatan sevgisi" gibi değerlerin arkasına saklayabilir. Böylelikle anonimliğinin yanına, biryesel ve kitlesel olarak eylemlerini kendince ve toplumca otonom olarak doğrulayabileceği bir argüman da koymuş olur.