Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Anonim
Anonim Üye
1

Semavi dinlerdeki tanrıya acımasız diyebilir miyiz?

Tanrının günah işleyip cehenneme gideceğini bildiği halde insanı yaratması acımasızlık olabilir mi?
657 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap

Felsefe konusunda kaynak gösterebilmenin pek de bir mantıklı karar olmayacağını düşünüyorum.

Sorunuzun cevabı benim için evet acımasızlıktır. Fakat yok iken var etmeyi bilen ve buna gücü olan bir tür yaratıcı veya böylesi bir güce hakim olan ve yetki sahibi birisi için şunu da düşünmemiz gerekir. Tüm bu saydığım şeyleri yapabiliyor, hükmedebiliyor ve hakimliği varken ona neden insancıl bir bakış açısı ile yaklaşalım ki? Evet buna mecburuz. Tamamen insan olduğumuz için mecburiyetten dolayı insan kaynaklı bir yaklaşımda bulunmak zorundayız. Bunun dışında bir yaklaşımda bulunmak oldukça zor bunun farkındayım. Bu tür yaklaşımlar yerine evrenin işleyişini kavramaya çalışmak, daha farklı felsefi sorular sorulmasını daha uygun buluyorum.

Ayrıca şunu da belirtmek isterim. İslam coğrafyasında doğduğum için din üzerinden yapılan düşüncelerimin çoğunu İslam dini üzerinden yapmaktayım. Sizin sorunuza da uygun bir cevap olabileceğini düşündüğüm için belirtmek istedim.

Tüm Reklamları Kapat

Bir de şöyle bir şey vardır. Bu tür soruları sadece İslam açısından ele almamamız gerekmektedir. İslam şu koca dünyada sadece bir kıvılcımdır. Bu dünyanın nice dinleri, nice inançsal kültürleri vardır. Bunların her birinden bir nebze öğrenildiği takdirde farklı düşünceler ortaya çıkmakta ve olaya tamamen farklı boyutlarda yaklaşılarak farklı düşüncelerimiz ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden mümkün olduğunca farklı bakış açıları kazanmalıyız. Eğer yeterli bilgiye sahip olursak bu soru bile gelecekte bize şunu düşündürecektir. "Yetersizi bilgiye sahip olduğumuz için bu yanlış soruyu sormuşuz" Yani bilirsiniz. Bazen yanlış sorular sorarız ama yanlış olduğunun farkında değilizdir. Çünkü henüz yeterli bilgiye sahip olmamışızdır ve yine de öğrenmeye olan açlığımızı doyurma peşinde hareket etmeye devam ederiz.

252 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Diyanet. (29 Mart 2020). Alındığı Tarih: 29 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  2. Yazar Yok. Diyanet. (29 Mart 2020). Alındığı Tarih: 29 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  3. Yazar Yok. Diyanet. (29 Mart 2020). Alındığı Tarih: 29 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Ersals Krononot
Ersals Krononot
252K UP
Krononot⁸

Din özelinden bağımsız olarak düşünürsek, bir varlığın bilinç seviyesinin, mantığını faaliyetlerini yönetme biçimini değerlendirirsek, yaşamın sonunda pozitif ya da negatif bir değerde biyo-enerji alanına sahip olduğunu öngörelim. Kişinin sürüngen beyin- limbik sistemi yönetebilecek korteks gelişimi, onu akıl ve mantığı doğrultusunda faaliyete itecektir ve pozitif enerji alanı sağlayacaksa, bu yönetimin olmadığı, vicdan ile çelişen faaliyetler de, kişiyi negatif enerji alanı sahibi yapacak diyelim. Biliyoruz ki, yaptığımız hata ve yanlışların farkındayız ve bu faaliyetleri kendimize yalan söylemeden yapamayız. Şu anda bu kötülüğü yapıyorum ama........ işte boş alana ne gelirse gelsin, biliyorum ki yanlış bir şey yapıyorum. Yanlış yaptığını biliyor olmak, faaliyeti kortekse rağmen menfaat vs amaçlı kişinin kendisiyle çelişmesi anlamına geliyor. Bu faaliyet arttıkça, kendimizle çelişmek de kolaylaşıyor. Beynin ürettiği manyetik alan ve kalbin ürettiği manyetik alanların bu faaliyetler toplamının etkisinde şekillendiği öngörüsü ile, ölüm esnasında varlığın negatif enerji alanına sahip olduğu üzerinden, nötrlenmesi olarak düşünülebilir ceza. Çok din özelinde ele alındığı için hurafe ya da masal gibi gelebiliyor kulağa bu tür tekamül ile ilgili konular. Oysa benzer şeyler sosyal hayatta da gerçekleşiyor aslında. Kişinin doğmuş olması, onun insan olabilmesi anlamına da gelmiyor bu açıdan. Kişi çevresel olarak kim olacağı ona yüklenen kişi kaldığı sürece aslında doğmamış olarak değerlendirilebilir. Kişi kendi kişisel özelliklerini keşfetme ve geliştirmesiyle, kendi kendini doğurmakla yükümlü aslında. Ki, kim olacağını seçsin ve o olabilecek çabanın enerjisini kazansın. İşte kendi kendini doğuramamış kişiler, daha çok tanrıyı suçlamayı, ya da tanrısal erk i yüceltmeyi severler. Kendi olamadıkları için gruba dahil olma, ya da tanrısallığın gölgesinde garanti altında olma konforu, onları korkularından yapay biçimde uzaklaştırır. Bir kısmı da, tanrısal erk e karşı durmayı güçlü olmak zanneder. Tanrı yok din yalan gibi altı boş ve anlamsız karşı durduğu şeyi reddedecek teorik çelişkileri kabullenmek zorunda kalır. Bu tarz kişilerin tanrının cezalandırıcı olup olmadığı ile değil, kendisinin kendisi olup olmadığı ile ilgilenmesi gerekir. Yani tanrısal sorgulama yapmak için önce kendine rasyonel bakışı kazanabilmiş olmak gerekir.

Burada ceza veren tanrıdan cok, tekamül etme zahmetine katlanmayan birey özne. Gelişim çabası olmadığında, kişi nötrde kalamaz uzun süre. Bir konuda uzmanlaşmak, insan beyin için olmazsa olmazdır. İnsan olmanın en temel kuralıdır. Otokontrol, limbik sistem sürüngen beyin yönetimi, güçlü bir korteks ile gerçekleşecek çünkü.

Ceza veren ya da ödüllendiren tanrıdan çok, kendini tanıma, varlığını anlama, kendini keşfederek amaçlarını bulma ve uzmanlaşma çabasına girme konularında KARAR VEREN BİREY burada belirleyici unsur. Çünkü, kararlarını BİZZAT KENDİSİ veriyor. Tanrısal bir gücün zoruyla vermiyor, kendisi seçiyor kişi. Günümüzde görüntüleme sistemlerinin gelişimiyle, hangi faaliyetlerin olumlu, hangilerinin olumsuz elektromanyetik alan ürettiğini bile görebiliyor olacağız yaygın şekilde yakın zamanda.

Tüm Reklamları Kapat

Ayrıca tanrısal bir erk in cezalandırıcı olması ya da olmaması, bireyin gelişimi, yaşamının sonunda ulaşacağı faaliyetlerinin sonucu açısından birşeyi değiştirmiyor.

163 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Kaynak. (30 Mart 2020). Alındığı Tarih: 30 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close