Sorduğunuz sorunun net bir cevabı yok ve zaten sorunuz, kendi içinde de bir çelişki içeriyor.
Estetik denen olgu, kaba tanımla güzeli inceleyen disiplin ama güzel zaten değişken bir şey. O nedenle estetik ve genel olarak sanatsal olgular, neden ve nasıllar üzerinden değil sonuçlar ve mevcutlar üzerinden değerlendirilir. "Bu aralar insanlar neyi güzel buluyor? Şunu. Tamam, bu güzel o zaman"dan öte bir güzellik tanımı yapılamaz, tarihte de yapılamamıştır. Tüm zamanlar için bu geçerli olmuştur zaten ama bugün için örnek verelim: Hiç kimse, 100 yıl sonra güzel nasıl bir şey olacak bilemez. 100 yıl önce güzel neydi? Buna da dönüp örneklere ve o zamanki kabullere bakarak cevap verilebilir. Ha, 100 yıl önceki güzelin, o zaman neden güzel olduğunu o zamanın sosyal, kültürel, politik, ekonomik durumuna bakarak açıklayabiliriz belki ama 100 yıl sonra dünyada nasıl bir sosyal, kültürel, politik, ekonomik bir yapı söz konusu olacak bunu bilmediğimiz için gelecek üzerine konuşamayız.
Bu bir... İkincisi insanların güzelle ilişkisi de tamamen değişkendir ve her hangi bir formüle oturtulamaz. Kimin neyi neden güzel bulduğunu veriye dökemeyiz. Sorunuzdaki çelişki de bu noktada. Güzelliğin nesnel kıstaslarını örneklere bakarak az çok açıklayabiliriz ama öznel kıstasları hiç bir şekilde bilemeyiz. O nedenle öznel estetik değeri belirlemek zaten kişinin kendi algısı ile ilgili olduğundan bu değeri başka bir kişi ya da otoritenin belirlemesi zaten olanaksızdır. Yani hiç bir kişi ya da otorite, birileri adına estetik kıstas koyamaz.
Bunlara ek olarak sorunuzdaki bir diğer açıklanamaz bileşen, değer meselesi. Estetiğin direk olarak değer içerdiği sanrısı. Bu yanlış bir ön kabul. Her güzel olan değerli demek de değildir. Bu nedenle, zaten yapamayız ama güzelliği bir formüle, bir veriye dökebilecek olsak da o güzelliğin bir değer taşıyacağı da şüpheli. Bazı kaynaklarda mükemmel oran, simetri vs. gibi güzellik formülleri ve kıstasları kuramsallaştırılmaya çalışılıyorsa da bunların gerçekle alakası yok. Tamamen uydurma hatta komik derecede geçersiz formülasyonlar. Bırakın güzelliğin formülünü bulmayı, bunu %50 hata payıyla bile başarabilseydik dünyadaki sanatçı sayısı onlarca kat artar, her yıl üretilen sanat eseri sayısı binlerce kat artar ve muhtemelen sanat tamamen değersiz bir şey haline gelirdi.
Ki tüm bunlara ek olarak güzellik ve estetik artık o kadar aranan bir şey de değil. Çünkü fazlasıyla sömürülmüş bir şey. Sanatta güzellik ve estetik, bir değer yargısı olarak terk edileli ve pek de önemli görülmeyeli zaten en az 170 yıl oldu. (Gustave Courbet'nin ilk realist tablosu Günaydın Bay Courbet tablosunun yapılışı -1854- romantizmin, geleneksel sanatın ve eski, güzeli temel alan sanatsal anlayışın sonlarına denk gelir). 1920'lerde Marcel Duchamp, 60'larda Andy Warhol güzeli sanattan tamamen söküp attılar. Güzel artık seyyar satıcılarda çok ucuza satılan baskı tablolarda, lokantaların duvar kağıtlarında. Günlük hayat için de güzel artık bin parçaya bölünmüş durumda. Moda, popülizm, trendler, cinsel tercihler, mimari karmaşa, kadın güzelliği, sosyal medya alışkanlıkları, estetik ameliyatlar vs. çağdaş sanat döneminde zaten kavramlar o kadar karmaşık ki güzeli kim neye göre seçsin de kıstas koysun? Güzel elbette var ve her zaman da olacak. Ama herkesin güzeli kendine. Ve bunu kıstaslara sığdırmak olanaksız.
Özetle... Güzel artık neredeyse yok seviyesinde sömürülmüş ve bu nedenle de gerçekten tamamen yok olmuş, ölmüş bir olgu. Başımız sağolsun.
Umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Sağlıcakla...